Kene deyip geçmeyin!

Son günlerde Türkiye'nin gündemini meşgul eden kene ile ilgili olarak uzmanlar uyarıyor: Kene vücuttan uzaklaştırılırken ezilmemeli, başı kopartılmamalı

Yaklaşık yarım santimetre boyunda, kan emen, yeşillik alanlarda yaşayan bir böcek olan kene, günlerdir kamuoyunun gündeminde. Taşıdığı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı 2002'den bu yana 33 kişinin ölümüne neden oldu. Havaların ısınmasıyla birlikte insanların piknik alanlarına yönelmeleri, hastalığın kırsal alanların yanı sıra büyük şehirlerde de ortaya çıkmasının en önemli nedeni.

Hal böyle olunca 'Acaba bu küçücük böcekle nasıl mücadele ederiz, ya bize de musallat olursa' gibi sorular kafaları kurcalıyor. Öncelikle, vücuda yapışıp kan emerek beslenen bu küçük böceklerin hepsi hastalık taşımıyor. Özel bir kene türü bu hastalığı taşıyor. Hastalık taşıyanlar ise erken tespit edildiğinde, virüsü vücuda bulaştırma fırsatı bulamıyor.

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levent Aydın, kene ile temas durumunda kenenin ezilmemesi, çıkarılırken başının kopartılmaması, keneyi uzaklaştırmak için ısı uygulanmaması gerektiğini vurguluyor.

Kenelerin virüs, bakteri, protozoon ve riketsia adı verilen gözle görülmeyen parazitleri taşıdıklarına, bu ciddi enfeksiyon etkenlerini kanını emdikleri insan ve hayvanlara aktardıklarını belirten Aydın, etkenlerden birinin de KKKA virüsü olduğuna işaret ediyor.

AŞISI VE İLACI YOK
Genellikle yaz aylarında ortaya çıkan hastalık az gelişmiş ülkelerde görülüyor. Hatta hastalığın görüldüğü en gelişmiş ülke Türkiye.
Bu yıl hastaneye başvuran 144 kişiden 63'ünde hastalık tespit edildi. Uzmanlar çoğunlukla Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesindeki 22 ilin KKKA tehlikesi altında olduğunu belirtiyor. Ancak hastalık diğer illerde de görülebiliyor. Türkiye'de KKKA bulaşanların ölüm oranı yüzde 5, diğer ülkelerde ise bu oran yüzde 25 ile yüzde 80 arasında değişiyor. Çünkü hastalıktan koruyacak bir aşı ya da tedavide kullanıhlacak bir ilaç bulunmuyor. Hastaların tedavileri destek tedavi şeklinde yürütülüyor, dolayısıyla vücuda yapışan kenenin hastalığı bulaştırmadan tespit edilmesi önem kazanıyor.


VÜCUDUNUZU KONTROL EDİN!
Doç. Dr. Levent Aydın, Türkiye'de son 5-6 yıl içinde önce Karadeniz Bölgesi'nde belli odaklardaki insanlarda görülen bu hastalığa daha sonra İç, Güneydoğu ve Marmara bölgelerinde rastlandığını belirtti. Günümüzde dünyada 30 kene türünün hastalık etkenini taşıdığına, özellikle "Hyalomma" cinsinin tehlikeli olduğuna dikkati çeken Aydın, hayvancılıkla uğraşanların, veteriner hekimlerin ve piknik alanlarındaki insanların risk altında olduklarını vurguladı.

Bu noktada, piknik alanları, ormanlık alanlar, otlak ve çalılıklar ile ırmak kenarlarına giden vatandaşların biraz daha korunaklı giyinmeleri, evlerin döndüklerinde de vücutlarını kontrol etmelerini öneriliyor. Kene tespit edildiğinde ise en önemli nokta, keneyi parçalamadan tek seferde vücuttan çekip almak.

Levent Aydın, kenenin ısıracağı vücut bölgesine önce lokal anastezik bir madde salgıladığını, bu nedenle kişinin ilk 24-48 saat içinde ısırığı görmezse hissedemeyeceğini anlattı. Hastalığın ısırıldıktan 16-24 saat sonra bulaşacağını ifade eden Aydın, ısırmanın 3-5'inci günlerinde bulaştırıcılığın en yüksek dereceye çıktığını kaydederek, şunları söyledi:

"Bu nedenle risk gruplarında kene ısırma süresi hayati önemdedir. En kısa sürede kene vücuttan uzaklaştırılmalıdır. Kene uzaklaştırılması hekim kontrolünde yapılmalıdır. Kene ezilmemeli, çıkarılırken başı kopartılmamalı. Keneyi uzaklaştırmak için ısı uygulanmamalıdır. Kenelerde ayaklarının gerisinde soluma organelleri olduğu için üzerine yağlı bir pamuk 5 dakika kadar kapatılarak soluması engellenebilir. Daha sonra battığı yönün tam zıt tarafına ani ve tek bir hamle ile çekilmesi gereklidir. Unutulmamalıdır ki kenenin vücutta kalış süresi önemlidir. Bu nedenle en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır."
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/27770-kene-deyip-gecmeyin.html#post53413

Hastalığın saptandığı bölgelerde hayvanlarda, özellikle sığırlarda kene kontrolü ve ilaçlamasının düzenli olarak yapılması, insanların kişisel korunma konusunda bilgilendirilmesi, çevre ve meraların kontrol altına alınması gerektiğini anlatan Aydın, hastalığın görüldüğü yörelerde yaşayan vatandaşlara, özellikle kırsal alanda çizme ve uzun kollu giyinmeleri, bu alanlardan ayrıldıktan sonra koltukaltı ve kasık bölgeleri başta olmak üzere vücutlarını dikkatle aramaları, keneye rastlamaları halinde zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurarak keneyi çıkarttırmaları uyarısında bulundu.


BUNLARI UNUTMAYIN!
* Kırsal alanlarda daha korunaklı giyinmeye özen gösterin.
* Bu alanlardan ayrıldıktan sonra koltukaltı ve kasık bölgeleri başta olmak üzere vücudunuzu dikkatle kontrol edin.
* Kene görürseniz bir cımbız yardımıyla ya da eldivenle dikkatlice tutulmalı ve tek seferde, kopartmadan, patlatmadan çekilmeli.
* Kene üzerine alkol, gazyağı, kolonya v.b. dökmeyin, ısı uygulamayın. Bu durumda mikrobu vücudunuza verebilir.
* Kene uzaklaştırıldıktan sonra ısırma bölgesi dezenfekte edilmeli, eller sabunla iyice yıkanmalı.
* Risk almak istemiyorsanız bir sağlık kuruluşuna müracat ediniz.