Bel sağlıgını korumanın püf noktaları
Bel sağlığını korumanın püf noktaları
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi, el cerrahisi ve mikrocerrahi uzmanı Prof. Dr. Ali Baktır, birkaç önemli noktaya dikkat edilmesi halinde bel sağlığının önemli ölçüde korunabileceğini söyledi.
Prof.Dr. Baktır, orta yaşı geçenlerin bel adalelerini güçlendirmeye yönelik egzersiz ve spor yapmamaları halinde özellikle kadınlarda bel ağrıları görüldüğünü söyledi. Günümüzde her 4- 5 kişide 1 bel ağrısı görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Baktır, bel sağlığını korumak için şu önerilerde bulundu:
"Sert sandalyede, omurga dik olarak bir ve iki diz kalçadan daha yukarıda olacak şekilde oturun. Kısa dinlenme süreleri için koltuklu sandalye çok iyi destek sağlar. Beliniz düz olarak ayakta durmaya çalışın. Ayakta çalışırken beldeki çöküklüğü hafifletmek için ayak iskemlesi kullanın. Dizlerinizi bükmeden öne doğru eğilmeyin. Kadınlar için orta yükseklikteki topuklar beli daha az zorlar. Topuksuz ayakkabılardan sakının. Sert yatakta yatın. Yumuşak yatakların altına 2 santimetre kalınlıkta kontraplak veya sunta koyun. Yüzüstü yatmayın. Sırtüstü yatarken dizlerinizin altına yastık koyun. Yan yatarken bacaklarınızı kalça ve dizden bükük olarak tutun.'' Araç koltuklarının da sert olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ali Baktır, önerileri şöyle sürdürdü:
"Pedalları kullanırken bacağınızın tam gerilmemesi için direksiyona olabildiğince yakın oturun. Yük kaldırmayı uygun halde güvenli yapın. Dizlerinizi bükün, yükü vücudunuza yakın tutun ve kalkmak için bacak adalelerinizi kullanın. Ani hareketlerden sakının. Ağır herhangi bir şeyi belinizden yukarı seviyeye kaldırmayı denemeyin. Ağır iş yapmayın. İmkanınız varsa yorgunluğu hissetmeden önce bir işten diğerine geçin. Eğer bütün gün büroda çalışıyorsanız fırsat buldukça kalkıp etrafta dolaşın. Bel ağrıları geçtiğinde egzersiz yapılmalı. Güç bir harekete teşebbüs etmeden önce adalelere ısınma ve gevşeme fırsatı vermek için egzersize yavaş başlanması gerekir.''
--->: Bel sağlıgını korumanın püf noktaları
Kemik erimesine karşı önleminizi alın
Kemik erimesinin ilk etapta ağrı ve kanamaya neden olmaması erken teşhis edilmesini zorlaştırıyor. Zamanla aşınan kemikler çok büyük tehdit oluşturuyor. Hacettepe Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Miyase Bayraktar, önlem alınmazsa, ölüm oranlarında kemik erimesi hastalarının kansere yakalananları geçebileceği konusunda uyarıyor. Bayraktar, 'kemik dokusundaki kaybın kırık oluşturacak derecede artması' şeklinde tanımladığı osteoporozun, orta yaşlı kadınlar için büyük risk oluşturduğunu söylüyor. 50 yaşın üzerinde her sekiz kişiden birinde osteoporoza bağlı omurga kırığı gelişiyor ve bu oran yaş ile birlikte artıyor. Kalça kırığı ise, 70 yaşın üzerindeki her üç kadından ve her dokuz erkekten birinde görülen önemli bir sağlık problemi. Erken yaşlardan itibaren dengeli ve düzenli beslenmek, asitli içecekler yerine yeterli miktarda süt ve süt ürünleri tüketmek, egzersiz yapmak, güneşten yeterince faydalanmak, kalsiyum ve D vitamini almak hastalığın engellenmesinde en önemli faktörleri oluşturuyor.
--->: Bel sağlıgını korumanın püf noktaları
Kemik erimesi zayıf kadınları seviyor
Kemik erimesi hastalığının en çok yaşlılarda görüldüğünü belirten Dr. Osman Özsoy, “Zayıf kadınlar başta olmak üzere, güneşe fazla çıkmayan, şeker hastası ve kronik karaciğer hastası olan insanlarda hastalık riski daha da artıyor” dedi
Yozgat SSK Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Osman Özsoy, kemik erimesinin ileri derecede olmadığı sürece hasta tarafından fark edilmesinin güç olduğunu belirterek, “Kemik erimesinin iki türü vardır.
Kemik erimesinin iki türü var
Birincisi yaşlılarda görülen kemik erimesi, ikincisi de altta yatan hastalıklara bağlı gelişen kemik erimesidir. Kemik erimesi en sık yaşlılarda görülmektedir” dedi. Kemik erimesinin, yeterli kalsiyum almayan, bağırsak rahatsızlığı bulunan, güneşe fazla çıkmayan, zayıf bayanlarda, kronik karaciğer, şeker hastalığı olan kişilerde daha sık görüldüğüne dikkat çeken Özsoy, “Kemik erimesinin kesin tanısı ölçümü ile ortaya çıkar. Röntgen ile çok ileri kemik erimelerinde tanı konulabilir” dedi.
Her ağrı kemik erimesi değildir
Özsoy, “Kemik erimesinde ilaç tedavisi yüzde 20–30’u geçmez. Bu hastalık ilaç tedavisi dışında egzersiz, diyetle de tedavi edilebilir ve bu yöntemli tedavide yüzde 70–80 daha fazla başarı sağlanır” dedi. Her bel ve diz ağrısının kemik erimesi hastalığına işaret etmeyeceğini ifade eden Özsoy, “Bu ağrılar kireçlenme olabilir, fıtık olabilir, omurilik daralması olabilir. Tüm hastalarımızdan şunu rica ediyoruz; kemik hastalığı korkulacak bir hastalık değildir. Yeni çıkan ilaçlarla, egzersizlerle hastalar tamamen düzelebilmektedirler. En azından kemik erimesi hastalığının ilerlemesi durdurulmaktadır. Kemik Erimesi hastalığından şüphelenen kişiler bir fizik tedavi uzmanına başvurmalılar” şeklinde konuştu.