Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler 7.0 (Tam Sürüm)
PAMUK PRENSES ve YEDİ CÜCELER

KAHRAMANLAR:
En Kahraman: Anlatıcı
Pamuk Prenses (Esas Kız)
Prens (Esas Oğlan)
Kraliçe
Ayna
Yedi Cüceler
Avcı
Hizmetçi
Adam (Alçoların Nuri)
Kırmızı Başlıklı Kız
Asabi Cüce


I. SAHNE

Anlatıcı: Yıllar yıllar önce, çook uzak bir ülkede kral ve kraliçe mutlu bir hayat sürermiş. O dönemlerde küresel ısınma, ırak’ın işgali, nükleer santraller ve feysbuk gibi sorunlar yokmuş. Bir gün kraliçe…

Kraliçe: Aaaahhhh!!! Ne yapacağım ben şimdi? Sarayın hekimiyle konuştum hamileymişim.
Bu demektir ki önümüzdeki dokuz ay boyunca kilo alacağım, selülitlerim olacak ve şişman bir ineğe benzeyeceğim.
Kral: Korkma hayatım, liposakşın yaptırırız.
Kraliçe: O ne?
Kral: Ne Ne?
Kraliçe: Liposakşın???
Kral: Bilmem, içimden geldi, dedim.
Kraliçe: O halde canım avokado istedi; bul getir!

Anlatıcı: Kraliçe, dokuz aylık hamileliği kralın burnundan getirmiş. Ne yazık ki doğum sırasında ölüvermiş. Kral, kraliçenin kırkı çıkmadan kırk şerbetini dahi döktürmeden cenazede göz koyduğu diğer kraliçeyle evlenmiş. Evliliklerinden kısa bir süre sonra kral da ölüvermiş.
Tabii, olan Pamuk Prenses’e olmuş. Aradan yıllar geçmiş Pamuk Prenses büyüyüp serpilmiş, tam kıvama gelmiş. Kötü kalpli Kraliçe aynasının karşısına geçmiş ve her zamanki sorusunu sormuş.

Kraliçe: Ayna ayna, söyle bana; var mı benden güzel bu dünyada?
Ayna: Hmm… Zor bir soru… Eee… Joker hakkımı kullanabilir miyim?
Kraliçe: Cevap veriyor musun, yoksa ömrünün kalanını tuvalet aynası olarak mı geçirmek istersin?
Ayna: Aaah! Kraliçem, şakadan da hiç anlamıyorsunuz kuzum; elbette sizsiniz! Ama laf aramızda Pamuk Prenses de… Kraliçe sözünü keser.
Kraliçe: Ne dedin ne dedin?
Ayna: Yok bir şey kraliçem.

Anlatıcı: Pamuk Prenses’in bir sonraki doğum gününde sarayda bir kutlama verilmiş. Kraliçe tüm bakışların Pamuk Prenses’te toplandığını görünce aynanın karşısına geçmiş.

Kraliçe: Ayna ayna, söyle bana; var mı benden güzel bu dünyada?
Ayna: Yani kraliçem ne desem yalan olur.
Kraliçe: Nasıl yani?
Ayna: Pamuk Prenses için çok güzel diyorlar. Ne desem ki… Yani… Sizin de devriniz geçiyor… Eee! Pamuk Prenses daha güzel işte! Oh be… Rahatladım!
Kraliçe: Küstah ayna, görürsün sen kimin güzel olduğunu!

Anlatıcı: Kraliçe bunun üzerine avcıyı çağırmış.
Kraliçe, birkaç kez elini şaklatmış; ancak hizmetçi duymamış. En sonunda hizmetçi gelmiş.
Hizmetçi: Buyurun kraliçem.
Kraliçe: Nerdesin, iki saattir sana çağırıyorum!
Hizmetçi: Valla Kraliçem, Sabah Sabah Seda çok heyecanlıydı dalmışım.
Kraliçe: Bana derhal avcıyı çağır, aksi takdirde Seda Sayan’ın yarınki konuğu sen olursun!
Hizmetçi: Hemen kraliçem.

Anlatıcı: Avcı, elinde şarap şişesi olduğu halde gelir.
Avcı: Buyurun kraliçem.
Kraliçe: Derhal Pamuk Prenses’i ormana götür ve öldür!
Avcı: Niye? Ne yaptı ki?
Kraliçe: Kafanı ipte görürsen anlarsın niye olduğunu!

II. SAHNE

Anlatıcı: Sarayda bu pazarlık dönerken Pamuk Prenses, bahçede dolaşıyormuş.
P. Prenses: Lay la lay la lay lay! Ne güzel bir gün, ne güzel ağaçlar, ne kadar tatlı bir kuş! Iyyy, pisledi. Kötü kuş! Lay la lay la lay lay! Nerde kalmıştık, ne güzel bir ağaç, ne güzel çalılıklar, ne güzel bir adam! Senin adın ne amca?
Adam: Alço… Nuri Alço, gazoz ister misin?
P. Prenses: Gazoz beni geğirtiyor da... Ayıp oluyor.
Avcı: Güzel prenses, şirin prenses, haniymiş bakiiim!
P.Prenses: Bulamaz ki, bulamaz ki!
Adam: Bu kız düşündüğümden de salak, gazoza gerek yok sanırım.
Avcı: Haydi ormana böğürtlen toplamaya gidelim.
P.Prenses: Ama bu mevsimde böğürtlen olmaz ki.
Avcı: Allah Allah! Ormanda yürüyelim o zaman.
P.Prenses: Olur; ancak bir şartla!
Avcı: Şart mı? Şartın ne?
P. Prenses: Mutluluk şarkısını beraber söyleyeceğiz.
Avcı: Mutluluk şarkısı mı?
P. Prenses: Evet. Kabul mü?
Avcı: Tamam, kabul; haydi gidelim o zaman.
P.Prenses ve Avcı: Lay la lay la lay lay!

Adam: Ulan bunu da kaçırdık. O ne? Bir kız daha geliyor.
Kırmızı Başlıklı Kız: Lay la lay la lay lay!
Adam: Şşş…Şirin kız, gazoz ister misin?
K. B. Kız: Haaaayıııırrrr.
Adam: Neden?
K. B. Kız: Niyetliyim de…
Adam: Hayda! Çattık. Kızım, sen şu yoldan git; karşına bir kurt çıkarsa şaşırma! Sıkıldım bekle bekle keklik düşmedi. Bugün bize ekmek haram, gideyim bari.
Avcı: Şu uzaktan giden Kırmızı Başlıklı Kız değil mi? Bu orman da ne kadar kalabalık oldu!
Anlatıcı: Avcı şöyle bir etrafına bakmış ve bıçağını çekmiş.
P.Prenses: Aaa! Ne kadar güzel bir bıçak!
Avcı: Güzedir ya.
P. Prenses: Onunla ne yapacaksın avcı amca?
Avcı: Gırtlak keseceğim.
P. Prenses: Gırtlak mı? Ne gırtlağı avcı amca?
Avcı: Pamuk Prenses gırtlağı!
P. Prenses: Aaa, ne kadar ilginç! Ben de Pamuk Prenses’im. Acaba benim de gırtlağımı keser mi?
Avcı: Allah’ım, Alço haklı galiba; bu hakikaten salak!
Avcı: Kızım, burada senden başka Pamuk Prenses var mı?
P. Prenses: Yook…
Avcı: Yapma yahu!
P. Prenses: Ama…ama…Avcı amca…Beni kesersen ben ölürüüüm!
Avcı: E, ben de onu istiyorum zaten.
P. Prenses: Sen evlat acısı nedir bilir misin avcı amca?
Avcı: Hayır bilmem ya sen?
P. Prenses: Ben de bilmem de… hani Küçük Emrah diyor ya “Sen açlık nedir bilir misin abi?” oradan aklıma geliverdi. Ama yazık bana avcı amca, daha çok küçüğüm, rüyalarımın prensi ile bırak sevişmeyi tanışamadım bile.
Avcı: Kızım, ne yapayım. O mendebur üvey anan emretti.
P. Prenses: Kraliçe mi? Ama neden neden?
Avcı: Ne bileyim ben yahu, haydi şehadet getir de bu iş bitsin!
P. Prenses: Şehadet mi? O ne avcı amca?
Avcı: Haa? Ne bileyim ben, ağzımdan öyle çıktı!
P. Prenses: Ne olur bana kıyma avcı amca!
Avcı: Öfff!!! Tamam, git haydi. Belanı kurttan kuştan bul!
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=108653
P. Prenses: Saaağol avcı amca! Bir gün oğlum olursa adını “Avcı Amca” koyacağım.
Avcı: Kızım abartma, git haydi.
P. Prenses: Tanrım çok mutluyum. Ne kadar güzel bir gün, ne kadar güzel avcı amca, ne kadar güzel bir orman, -porç- ıyyy ne kadar kötü bir kuş! Yine pisledi! Lay la lay lay la lay…

Anlatıcı: Avcı, kraliçeye Pamuk Prenses’in öldüğünü ispatlamak için ormanda yakaladığı bir tavşanın kalbini söküp saraya getirmiş.
Avcı: Buyurun kraliçem.
Kraliçe: Bu ne?
Avcı: Kaallp.
Kraliçe: Ha??? Tamam. Bir bakayım. Pek de küçükmüş, tıpkı beyni gibi. Aferin avcı, iyi iş becerdin. Al, bu senin. (Bir kese altın vermiş)
Avcı: Kanyak yok muydu kraliçem?
Kraliçe: Salak! Verdiğim altınlarla meyhane satın alırsın!
Avcı: Haaa… Tamam, benim rolüm bitti ben gideyim artık.
Kraliçe: Dur hemen gitme az sonra tekrar sahneye çıkman gerekecek.
Avcı: Niye, yine ne oldu?
Kraliçe: Bana attığın kazığı anlayacağım ya az sonra.