Asr-i Saadet Anilari
ASR-I SAADET ANILARI


Büyük resmi görmek için resmin üzerine tıklayın...
“Bu ümmetin sonunu, ancak bu ümmetin başını ıslah eden şey ıslah edip düzeltir.”Malik Bin Enes(RA)



Medine imamı Malik bin Enes hazretlerinin bu sözü ne çok şeyi hatıra getiriyor..Mekke dönemi ayetlerinin imani konuları ihtiva etmesi ile helaket devrinin insanın devamlı iman-ı tahkikiye vurgu yapması, “benim mesleğim sahabe mesleği” demesi..Garipler hadisinde ilklerin ıslah tarafını tutması ile onları andıracak ikinci gariplerin de ıslahı esas almalarını.. “Bir gün her şeyi yapan sahabedir, sahabe olamayan bir topluluğun yapacağı bir şey yoktur” sözünü..Evet, her şey Müslüman kumaşının kalitesinde bitiyor.. Bu girişten sonra birkaç hatıraya yer verelim.



HZ. ALİ’NİN ŞEHADET HABERİNE KARŞI METANETİ



Hz. Ali efendimiz Uhud’da 16 kılıç darbesi almıştı. Şehidik şerefine ulaşamadığına üzülüyordu. Bundan dolayı üzüntülü görünen Haydar-ı Kerrar’a Resul-i Zişan(SAV); “Ya Ali! Şehadet senin arkandadır. Bunlar kan ile boyandığı zaman nasıl sabredeceksin?” buyurarak mübarek elleriyle onun başını ve sakalını okşamıştı. Hz. Ali de; “Ya Resulullah! Şu buyurduğun hal benim hakkımda tahakkuk edince o, delil, beşaret ve keramet sayılacak şeylerden olmuş olur.”diye cevap vermişti.



Hz. Ali(kv) Irak’a giderken, Abdullah bin Selam ziyaretine gelmiş; “Ya Ali! Irak’a gitme! Korkarım ki orada vücuduna bir kılıç ağzı isabet eder.” Demiş. Hz. Ali de; “Evet.. Kasem ederim ki, bunu bana Resulullah haber vermiştir” diye mukabelede bulunmuştu.



Ebu Esved diyor ki; “Ben o gündeki gibi böyle canını kaybedeceğini haber veren bir muharip görmedim.”



Hz. ALİ’YE SEKARAT ANINDA VERİLEN MÜJDE



Amr İbn-i Zimür el Hemadani diyor ki; “Hz. Ali Kufe’de kılıç darbesini aldıktan sonra huzuruna girdim. Başını bir şey ile sarmıştı. Dedim ki ; “Ya Emirel müminin! Yarayı bana gösterir misin?” Hemen sargıyı açtı. Baktım, “bir şey yok, hafif bir yaradan ibaret” dedim. Hz. Ali; “Evet, sizden ayrılmaktayım” dedi. Kızı Ümmü Gülsüm perde arkasından ağlamaya başlamıştı. Şehitlerin Efendisi; “Kızım sükût et. Eğer benim gördüğümü göreceksen olsan ağlamazsın” dedi. “Ya Emirel müminin ne görüyorsun?” diye sordum. Buyurdular ki; “İşte bunlar melekler ile nebiler cemaati! İşte bu da Muhammed sallalahu aleyhi ve sellem; “Ya Ali! Müjde sana, teveccüh etmekte bulunduğun şu hal(ölüm hali), şu içinde bulunduğun halden sana daha hayırlıdır” diye buyuruyor.” Allah şefaatine nail eylesin. Amin..



HZ. ÖMER(RA)’İN NAMAZI



Sahabelerinin namazını anlamak için hakiki sahabe olmalı. Onlardan birinin, Hz. Faruk-u Azam’ın namazıyla alakalı kaynaklar bize şunları naklediyor; Tabiin’in efendisi Hasan-ı Basri(RA) diyor ki; “Hz. Ömer(RA) gece ibadet ettiği sırada, bazen azapla tehdide dair bir ayet okuyunca ağlamaya başlardı. O derecede ki, fazla etkilenmesinden dolayı yere yığılır, hasta olurdu. Ve bu hastalanmasından ötürü insanlar onu ziyaret gelirdi.”



İbn-i Ömer(ra) de muhterem babası hakkında şu şehadette bulunur; “Hz. Ömer bir keresinde sabah namazında o kadar ağladı ki, ben üçüncü safın arkasından onun ağlama sesini duydum.”



Alkame Bin Vakkas aynı duruma bir yatsı namazında şahit olanlardan; “Hz. Ömer yatsı namazında Yusuf Suresini okuyordu. Ben de en son saftaydım. Yusuf(As) anılınca, ben ağıt(ağlama) sesini duydum.”



“ÇOK SECDE YAPARAK BANA YARDIMCI OL”



Sahih-i Müslim’de, Ehl-i Suffe’den olan Ebu Firaz Rabia İbn-i Kuayb el Eslemi(RA)’nin şöyle dediği rivayet edilmekte; “Ben geceleyin Hz. Peygamber(SAV)’in yanında bulunurdum da, abdest ve diğer ihtiyaçlarını göz önünde tutardım. Bir gün bana; “Bir şeyler iste” buyurdu. Ben de; “cennette sizinle birlikte olmak isterim” dedim. “Bundan başka bir isteğin yok mu?” buyurdu. Ben de; “Ben ancak bunu istiyorum” dedim. Resulullah(SAV) de cevaben; “Öyle ise çok secde yaparak bana yardımcı ol” diye ferman ettiler.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/peygamberler-tarihi/21949-asr-i-saadet-anilari.html#post41284



BİLAL-İ HABEŞİ’NİN DEĞİŞMEZ BİR AMELİ



Efendimiz(SAV) bir gün, çok sevdiği Bilal-i Habeşi’ye; “Ey Bilal! En çok ümitli olan amelini bana söyle. Çünkü ben senin cennetteki ayak seslerini duydum” buyurdu. Bilal hazretleri de şu cevabı verdiler; “Öyle ümitlenecek hiçbir amel yapmadım. Ama şüphesiz ben, her ne zaman gece ve gündüz bir ara abdest almışsam, o abdestle nasip olduğu kadar mutlaka namaz kılarım.”



Not: Bu namaza tahiyyat-ül vudu deniyor ki, nafile bir namaz olmuş oluyor..



KAYNAKLAR



1-Büyük Tefsir Tarihi–2- Ömer Nasuhi Bilmen- Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları-Ankara–1960

2-Dört Rükun- Ebul Hasan En Nedvi-terc: Yusuf Karaca- Nehir Yayınları- İst-1992