Hz.İbrâhim (a.s)

Hazreti İbrahim "Ulü'l-Azm(Azm Sahipleri) denilen büyük peygamberlarden biridir. Bunlar, bizim peygamberimiz Hazreti Muhammed Aleyhisselâm, Nûh Aleyhisselâm, İbrâhim Aleyhisselâm, Mûsâ Aleyhisselâm ve Îsâ Aleyhisselâm olmak üzere beş peygamberlerdir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/peygamberler-tarihi/18551-hz-ibrahim-s.html#post36126

Nuh peygamberin çocukları dağıldıktan sonra Hâm'ın soyundan "Nemrud" adında bir adam, birçok kabileleri başına toplayarak Bâbil'de, şimdiki Musul şehrinin bulunduğu yerlerde Bâbil hükümetini kurmuştu. Bâbil ülkesine "Geldanistan" hükümdarlarına da "Nemrud" denilir.

Bâbil halkı arasında "Saibe" denilen sapık bir din türemişti. Bunlar, güneşe, aya, yıldızlara, putlara ve hükümdarlara tapmakta idiler. Yüce Allah, Nemrud, İbni Ken'an zamanında Bâbil halkına İbrâhim Aleyhisselâm'ı peygamber olarak gönderdi.Ona on sayfalık kitap verdi.

Hazreti İbrâhim, Bâbil halkına gerçek dini bildirmeye başladı, onları hak dinine çıkardı.Doğup batan,sönüp giden şeylerin tapılmaya uygun bulmadıklarını onlara söyledi.Fakat onlar aldırmadılar. Bir yortu günü insanlar şehir dışına çıkmışlardı. İbrâhim Aleyhisselâm şehirde kaldı. Putların bulunduğu yere giderek bir kısım putları kırdı.Elindeki baltayı da büyük bir putun boynuna astı.İnsanlar şehre dönüp bu durumu görünce, bunu Hazreti İbrâhim'in yaptığını anladılar. Hazreti İbrâhim de: "Eğer söyleyebilirse sorunuz;bunu büyük bir put yapmıştır!" dedi.

Dediler ki: "Hiç cansız olan bir put böyle bir şey yapabilir mi?" dediler. Hazreti İbrâhim de "Mâdem ki bunlar cansız, ellerinden birşey gelmez şeylerdir;artık niçin bunlara tapıyorsunuz?" dedi. İbrâhim Aleyhisselâm bu cahil kavme, ne kadar sapıklık ve anlayışsızlık içinde kaldıklarını bu hareketi ile anlatmak istemişti. Bunun üzerine hepsi de biraz sustular, cahilliklerini anlar gibi oldular. Ne yazık ki, cehalet gururları tekrar baş gösterdi. Sapıklıklarında ısrar ettiler. Hazreti İbrâhim'i, yaktıkları büyük bir ateş içine attılar. Fakat ateş, Yüce Allah'ın emri ile gül bahçesi kesildi, onu yakmadı. Bu Allah'ın büyük bir mucizesi idi. Bunu görenlerden bazıları îmân ettiler. Hazreti İbrâhim de bu iman edenleri ve kendi âile halkını yanına alarak Şam memleketine hicret etti. Bir aralık kıtlık olunca Mısır'a gitti. Sonra da dönüp Ken'an ilinde Kudüs çevresinde bulundu.

İbrâhim Aleyhisselâm rivayetlere göre, Âdem Aleyhisselâm'ın yaratılışından üçbin üçyüz otuzyedi sene sonra Bâbil de doğmuş ve yüzyetmişbeş veya ikiyüz sene yaşamıştır. Kudüs'e bağlı "Halilürrahman" kasabasında bir mağara içinde zevcesi Sâre ile beraber gömülmüştür.

Hazreti İbrâhim'e "Halilûllah" denir. Ona bütün milletler saygı gösterir. Son derece misafir sever idi. Minberde hutbe okumak, misvâk kullanmak, sünnet olmak, tırnak kesme işleri, Hazreti İbrâhim'in bazı sünnetlerindendir. Kâbe-i Muazzama'yı, oğlu İsmâil Aleyhisselâm ile ilk olarak veya yenileyerek inşa etmiştir.