Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


3 sonuçtan 1 ile 3 arası
  1. #1

    Üyelik tarihi
    12 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Yaş
    47
    Mesajlar
    3,709
    Tecrübe Puanı
    65

    İstanbul'u ne kadar tanıyorsunuz?

    İstanbul'u ne kadar tanıyorsunuz?Ünlü Divan Şairi Nedim'in
    "Bu şehr-i Istanbul ki bi- müsl ü behadır.
    Bir sengine yek-pare Acem mülkü fedadır"
    dediği İstanbul'u ne kadar tanıyorsunuz?
    Haldun Hürel’i tanır mısınız? Türk pop müzik tarihinin unutulmaz grubu Üç Hürel’in Haldun’unu? Diğer deyişle, “Ve Ölüm / Şeytan Bunun Neresinde” ya da “Ağlarsa Anam Ağlar” adlı çok satan 45’likleriyle 1970’lerde listelerden inmeyen Üç Hürel’in Haldun Hürel’ini?

    Tanıtacağımız eser, bir Hürel albümü değil!.. Haldun Hürel, müzisyen yönünün yanı sıra sanat tarihi ve bir İstanbul araştırmacısı. Marmara Üniversitesi’nde ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde sanat tarihi ve İstanbul Tarihi dersleri vermekte.
    Aslında, “Burası İstanbul”, yazarın, 2004 yılında yine Dharma Yayınları’ndan çıkan “İstanbul’u Geziyorum Gözlerim Açık” adlı “dev” kitabının devamı niteliğinde. Niye “dev” kitap diyoruz? Çünkü o kitap tam 822 sayfaydı (hatta duyduğumuza göre 1000 küsur sayfaymış da, Haldun Hürel 822’ye düşürmüş!) Şimdi, elimizdeki kitabın da, birincisinden aşağı kalır yanı yok! Hani derler ya, yayıncılık âleminde “tuğla gibi kitap” diye, işte öyle! Ancak şöyle bir şey de var, tam bir İstanbul sevdalısı olan Haldun Hürel’in hakkıdır diye düşünmekteyiz böyle tuğla gibi İstanbul kitapları yapmak... Binyılların İstanbul’unu anlatmaya ise sonsuz sayıda tuğlaların gücü bile yetmez!
    Hürel, önceki kitabında, İstanbul’u tümüyle ve her yönüyle anlatabilmenin asla mümkün olamayacağını sık sık vurguluyordu. Nitekim, yeni kitabının önsözünde de bunu hatırlatıyor bize: “Önceki kitabıma sığdıramadığım birçok eserin öyküsünü, kentimizin zaman içinde muazzam şekilde değişime uğrayan tarihsel topografyası hakkındaki ilginç anıları ve bilgileri okuyup, geçmiş dönemlere ve günümüzün dev kentine, ‘benim İstanbulum’a ait irili ufaklı çeşitli konulardaki ‘naçizane’ görüşlerimi de belirttiğim bu satırlarda yol alırken eşsiz ve efsanevi İstanbul’un tarihine tanıklık eden ve hepimizin sahip çıkması gereken irili ufaklı sayısız eser hakkında, kültür başkentimizin tarihsel ve kültürel geleceğiyle ilgili olarak, bir kez daha oturup düşünme gereği duyacağız hep birlikte...”
    Burası İstanbul” da Hürel’in önceki İstanbul kitabı gibi, sokak sokak, adım adım dolaşmalık bir kitap. Hürel, 21. yüzyılın “modern” kenti İstanbul’un “modern” cadde ve sokaklarındaki “modern” yapıların arasına sıkışmış; kimilerinin üzerine bin türlü yazı-çizi yapılan, kimileri de bin türlü afişle “örtülmüş” yüzlerce tarihi yapının insan eliyle kapatılan çirkin örtülerini bizim için kaldırıyor.
    Diğer deyişle, Haldun Hürel Türkiye’nin en kalabalık kentini (bu yüzden de “en büyük” olduğu iddia edilen), adeta okurları için küçültüyor, konsantre duruma getiriyor ve 21. yüzyılın “modern” İstanbul’un daracık sokaklarında bir geziye çıkartıyor bizleri:

    “Muhteşem İstanbul’un ‘iki minareli 21 camisiyle’, çok ilginç şekilde yine aynı sayıdaki ‘kilise-camiler’ini, kıyılarını, yamaçlarını, tepelerini, eski bostanlarını, unutulup gitmiş tarihi mahallelerini, buralardaki fizikzel kent değişimlerini, yitirdiğimiz sayısız eserlerini, çoğunun isimlerinin anlamlarını bilmediğimiz caddelerini, bu kente gönül vererek yaşamış bazı gayrimüslimlerini, eskisiyle yenisiyle Galata’nın, Pera’nın, Üsküdar’ın, Fatih’in ‘tarih kokulu” sokaklarını, Boğaziçi’nin otantik mahallelerini, kirletilmiş sur diplerini, temizlik sorunlarını, belediyesinin öykülerini, denizlerini, kayıklarını, anıtsal ağaçlarını, Sulukulesi’ni, Langa bostanlarının altından çıkan Bizans gemilerini, mahzun suratlı eski çeşmelerini, ‘abad’larını, mistik mezarlıklarını, türbelerini, eski dergâhlarını, satılık saraylarını, köpeklerini, meyhanelerini, Fener’in, Balat’ın, Yavuz Selim’in tarihi hâlâ yaşatmaya çalışan çehrelerini, dar ve kıvrımlı taprak yollarını, dalyanlarını, hanlarını, hamamlarını, yok edilen başka tarihi yapılarını, bunların yanı sıra pek çok heyecan veren öyküyü sizlere anlatırken, evrensel bir kültür hazinesi olan kentimize ait, gerçekten de çok ilginç anılar içinde sanki bir ‘düşler yolculuğu’na çıkmışçasına, yitip gideceğiz sayfalarımızın arasında.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/marmara-bolgesi/13045-istanbulu-ne-kadar-taniyorsunuz.html#post22418
    “Seyrederek, taşlarına dokunarak, sahip olduğumuz anıların derin kuyularında dolaşarak, bir eski çeşme başında, eski bir saray duvarı dibinde, hâlâ ziyarete açılmamış bir eski kilise-müzenin sessiz kapısının önünde veya adı bile hatırlanmayan bir ‘eren-baba’nın yeşile boyalı basit türbesinin gölgesinde soluklanıp, sonra adımlayacağız sokaklarını, caddelerini, yaşlı kentimizin her köşe bucağını, onu ‘keşfetmek’ için...”

    Bunları biliyor muydunuz?
    * İstanbul’un cadde ve sokaklarına verilen adların en çok; Atatürk, İnönü, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, Mimar Sinan ve İstiklal olduğunu;
    * Sultanahmet Camisi’nin dünyanın tek 6 minareli camisi olduğunu;
    * Sultanahmet Camisi’nde toplam 21.043 adet çini bulunduğunu;
    * İsrail bayrağının ortasında yer alan ‘altı köşeli yıldız’ (Süleyman’ın Yıldızı) motifinin İstanbul’un birçok camisinde bir süsleme sanatı olarak kullanıldığını;
    * Dünyanın en ünlü mimarı Koca Sinan’ın, değil İstanbul’da Türkiye’de bile tek bir resminin bulunmadığını, dünyadaki tek özgün Mimar Sinan resminin sadece İrlanda Dublin’de bulunduğunu;
    * Eski İstanbullular’ın, çenesinde sivri sakal bırakan yabancılara “didon sakallı” dediklerini;
    * İstanbul’un ilk valisinin “karıştıran” lakaplı Süleyman Bey olduğunu (çünkü gerçekten de işleri birbirine karıştırırmış!);
    * Eski İstanbul’da “duacılar”ın ne kadar önemli olduğunu, mesela her sabah Kapalıçarşı açılınca, bir “Duacı Efendi”nin kürsüden yüksek sesle “hayırlı kazanç” duası okuduğunu;
    * Dünyada ilk orgun, 8. yüzyılda Bizans İstanbulu’nda çalındığını ve bu “tuhaf müzik aleti”ni gören gezgin Arapların onu Avrupa’ya tanıttığını;
    * Osmanlı İstanbulu’nda en gözde yemeğin, içine bir adet altın yerleştirilen “altın nohutlu pilav” olduğunu;
    * Osmanlı İstanbulu’nun en tutucu zamanlarında “Amelya” takma adıyla sahnelere çıkan ilk kadın sanatçının Seniye Hanım olduğunu;
    * İstanbul’un fethedildiği 1453 yılından Tanzimat Fermanı’nın ilanına kadar, yani 1839’da kadar tam 386 yıl kentte hiçbir kilisede çan çalınmadığını;
    * Roma İmparatoru Sezar’a büyük hayranlık duyan, Sadrazam “Makbul” İbrahim Paşa’nın, Kanuni tarafından idam edildikten sonra “Maktul” (katledilmiş) lakabıyla anıldığını ve Sezar’la aynı gün, yani 15 Mart’ta öldürüldüğünü;
    * Osmanlı İstanbulu’nda, hırsızlık suçundan ceza verilenlere, cezasının son gününde “yüzün ak olsun bundan sonra” diyerek yüzüne bir kase yoğurt çalındığını;
    * İstanbul tarihinin en ilginç yasağının “geceleri fenersiz sokağa çıkmak” olduğunu.....
    Yazar, kitabının son sözünde, “Bu kitap da bitti! Ama İstanbul, asla!” diyor. Bize de, “o zaman yenisini bekliyoruz” demek düşüyor...

  2. #2
    ramsey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    11 Kasım 2006
    Yer
    çanakkale
    Mesajlar
    247
    Tecrübe Puanı
    25

    Standart --->: İstanbul'u ne kadar tanıyorsunuz?

    cok fazla tanımak isterdim

  3. #3
    yoLcu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    05 Aralık 2006
    Yer
    bartın
    Yaş
    50
    Mesajlar
    1,756
    Tecrübe Puanı
    67

    Standart --->: İstanbul'u ne kadar tanıyorsunuz?

    gezmek isterim ama yaşamak istemem

Benzer Konular

  1. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.Mart.2008, 10:59
  2. Sizi Yaratanı Ne kadar Tanıyorsunuz?
    By K@sırga in forum İman
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 26.Şubat.2007, 18:09
  3. İstanbul Kadar Yakın
    By kardelen in forum Şairlerden Şiirler
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 17.Kasım.2006, 14:27
  4. Sen İstanbul Kokardın
    By şehzade in forum Şairlerden Şiirler
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 11.Ekim.2006, 16:31
  5. İstanBuL
    By diyar in forum Marmara Bölgesi
    Cevaplar: 11
    Son Mesaj: 23.Eylül.2006, 01:52

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.