ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ TANITIM VE TARİHÇE
Çocuk Hakları Sözleşmesi-Tarihçe

Çocukların korunması ile ilgili Uluslararası alanda bir örgüt kurulması fikri ilk olarak 1894 yılında ortaya çıkmıştır. Bu düşünceye ilgi gösteren bazı Avrupa devletlerinden temsilciler Paris'te özel bir toplantı yapmışlardır.

Gençlerin sorunlarını, çocuk ve annelerin korunması hususunda Uluslararası bir merkez kurulması yolunda ilk resmi girişim 1912 yılında İsviçre'de gerçekleşiyor. Aynı yıllarda benzer çalışmalar Belçika'da devam etmiş, bu çalış
malar 1. Dünya Savaşı'nın çıkmasına kadar sürmüş ve savaşın çıkması üzerine çalışmalar ara verilmiştir.

1.Dünya Savaşı'nın sonunda Çocukların Korunması önem kazanınca, 1920 yılında Cenevre'de "Uluslararası Çocuklara Yardım Birliği" adında özel bir örgüt kurulmuş ve bu örgüt 1923 yılında "Cenevre Çocuk Haklar Bildirgesi" ni yayınla-
mıştır. Milletler Cemiyeti tarafından kabul edilen ve yayınlanan, "dünyadaki tüm çocuklara asgari bir özen gösterilme-
lidir" ilkesini temel alan bu bildirge önsöz ve beş maddeden oluşmuştur.

"Cenevre Bildirgesi" denilen bu çocuk hakları bildirgesinde
çocukların "yaşama, gelişme, beslenme, yardım görme, istismardan korunma"hakları güvence altına alınmıştır.

Milletler Cemiyeti Genel Kurulu 27 Eylül 1934 tarihinde Çocuk Hakları Bildirgesini yeniden onaylamıştır.

Bu bildirge Türkiye tarafından benimsenmiş ve Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından 1931 yılında imzalanmıştır.

Çocukların korunması, tıbbi yardım görmesi, çalışma yaşı gibi konularda çalışma yapmak üzere 1936 yılında 1.Balkan ve 1938 yılında 2.Balkan Kongreleri toplanmıştır. Bu kongreler bu alanda gerçekleştirilen evrensel çalışmalara öncü-
lük etmiştir. Ayrıca Balkan Kongreleri Türkiye'nin katıldığı çocukların korunmasına ilişkin ilk uluslararası çalışma-
lardandır.

Birleşmiş Milletler Örgütü kurulduktan sonra, Milletler Cemiyeti çocukların korunması sorununu inceleme ve görev-
lerini bu örgüte aktarmıştır. Üye devletlerin bazıları Çocuk Hakları Bildirgesinin devletleri hukuksal bakımdan bağla-
yıcı bir sözleşme olması önerisinde bulunmuşlar, ancak üye devletlerin çoğunluğu hukuksal bağlayıcılığı olmayan ve uygulama zorunluluğu bulunmayan genel ilkeler şeklindeki bildirgeye taraf olduklarını bildirmişlerdir. Bu öneriler doğrultusunda yeniden gözden geçirilen tasarı 20 Kasım 1959 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda "Birleş-
miş Milletler Çocuk Hakları Bidirgesi" adı altında kabul edilmiştir.

Çocuk Hakları Bildirgesi - 20 Kasım 1959

İnsanlığın çocuğa herşeyin en iyisini vermekle yükümlü olduğunu açıklaya önsöz ve 10 temel ilkeden oluşmuştur:
1. Bu bildirgede yer alan haklara tüm çocukların hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sahip olmaları,
2.
Çocuk özel bir korumadan yararlanabilmeli, bu amaçla hazırlanan kanunlarda çocuğun çıkarları göz önünde bulun-
durulmalıdır.
3. Çocuk doğduğu andan itibaren bir ad ve tabiyet sahibi olmaya hak kazanmalıdır.
4. Çocuğun sağlık hakkı,
5. Özürlü çocukların haklarını,
6. Çocuğun öncelikle ailesinin sorumluluğu altında olduğu, ailesi ve yeterli maddi desteği bulunmayan çocuklara özel bakım sağlamak toplumun ve kamu yönetiminin görevidir. Çok çocuklu ailelere devlet yardım etmelidir.
7. Çocuğun eğitim hakkı,
8. Öncelikli yardım ve koruma hakkı,
9. İstismar ve ihmale karşı korunması hakkı,
10. Çocuğun ayrımcılık biçimlerini özendiren uygulamalardan korunması, Çocuğun anlayış, barış, hoşgörü, kardeşlik ilkeleri ve ortamında yetiştirilmesini öngörmektedir.

Çocuk Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi - 20 Kasım 1989
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/lise-edebiyat-dersi/54942-cocuk-haklari-sozlesmesi-tanitim-ve-tarihce.html#post112183

Çocuk Hakları Sözleşmesinin oluşumu, 1924 Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi ve 1959 Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesine dayanır. Bildirgeler, çocukların çıkarları yönündeki özel ve kamusal nitelikteki girşimler açısından o günden bu yana bir kılavuz işlevi görmüşlerdir. Fakat bildirgeler, devletler tarafından kabul edilen fakat uyulmadığı takdirde bağlayıcılığı ve yaptırımı bulunmayan ilan edilmiş genel ilkelerdir. Sözleşmeler ise, kendisine taraf olan devletleri bağlayan bir yasa niteliğindedir. Bu nedenle Çocuk Haklarının da bağlayıcı bir sözleşme ile güvence altına alınması gerekliliği doğmuştur.

Çocuk Haklarına dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, Uluslararası hukukta Çocuk Haklarının tanınması ve korunmasına ilişkin en kapsamlı düzenlemeyi içeren metindir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun oy birliği ile ka-
bul ettiği sözleşme metnini 26 Ocak 1990' da imzaya açmış ve 2 Eylül 1990'da ise sözleşmeyi onaylayan 21 devlet arasında yürürlüğe girmiştir.

Türkiye 20 - 30 Eylül 1990'da Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde toplanan " Çocuklar İçin Dünya Zirvesi" nde sözleşmeyi imzalamıştır.

Bu sözleşme " Dünya Çocuklarının İnsan Hakları Yasası " sayılmaktadır. Çocuk Hakları Sözleşmesi 18 yaşına kadar olan insanları "Çocuk" olarak niteleyip, onların :
YAŞAMA
KORUNMA
GELİŞME
KATILIM
haklarını güvence altına almaktadır.
Özel ilgi ve eğitim gerektiren çocuklar için, özel düzenlemeler ve hükümler öngörmektedir.

Sözleşme, çocuk haklarına ilişkin bu güne dek hazırlanmış en eksiksiz belgedir ve ayrıca bu haklara uluslararası yasa gücü kazandıran ilk belgedir. Sözleşmenin diğer bir özelliği de insan hakları ile ilgili Uluslararası antlaşmalar arasın-
da en kısa zamanda yürürlüğe giren bir belge oluşudur.

Bugüne kadar yapılmış düzenlemelerden farklı olarak, bu sözleşme çocukların KATILIM HAKLARINI düzenlemiştir.
Çocuklar kendi haklarında karar verebilme ve kişiliklerin geliştirebilme, toplumsal örgütlenmelerde kendilerini ifade edebilme haklarını da tanımıştır.

Çocuk Hakları Sözleşmesi' nin Temel İlkeleri:
* 18 yaşına kadar herkes "Ç o c u k t u r ".
* Çocuk , yaşla ve olgunlaşma ile gelişen ihtiyaçlara sahip bi r " b i r e y d i r".
*Çocuk hakkında alınan her kararda çocuğun "g ö r ü ş ü" alınmalıdır.
*Çocukla ilgili her işlemde " çocuğun yüksek yararı " gözönünde bulundurulmalıdır.
*Çocuklar herhangi bir "a y r ı m c ı l ı ğ a" maruz kalmaksızın "e ş i t" olarak "d o ğ u ş t a n" haklara sahiptirler.
*A n n e-b a b a " s o r u m l u l u ğ u" esastır. Devletler anne babanın bu sorumluluğunu yerine getirmesine destek olmalı, anne babanın sorumluluğunu yerine getirmedikleri durumlarda sorumluluğu devir almalıdırlar.

Bu temel yaklaşımdan sonra, çocukların içinde bulunabilecekleri her bir özel durum ( istismar edilmiş olma, çalışan çocuklar, mülteci çocuklar, savaş mağduru çocuklar, madde bağımlılığı gibi ) ayrıca düzenlenmiştir.

Sözleşme, Uluslararası hukuk açısından çocuklara yönelik tutum ve davranışlara ilişkin evrensel standartları düzen-
leyen ve b a ğ l a y ı c ı güce sahip h u k u k s a l bir metindir.

Çocuk Hakları Sözleşmesi' nin Uygulanması - İzlenmesi
Sözleşmenin 42. maddesinde : "Sözleşmede yer alan hakların taraf devletlerce uygun araçlarla yetişkinlere ve çocukla-
ra yaygın bir biçimde öğretilmesi yükümlülüğü" belirtilmiştir.

Sözleşmenin 43. ve devamındaki maddelerinde, sözleşmenin yürürlüğe girmesini ve sözleşmeye uyulmasını düzenleyen kurallara yer verilmiştir.

Taraf devletler, sözleşmede yer alan hükümlerin hayata geçirilmesini ve sözleşmenin uygun ve etkili araçlarla, gerek çocuklar ve gerekse yetişkinler tarafından bilinmesini sağlamakla yükümlüdürler. Bu nedenle iç hukuklarını sözleş-
meye uyarlamak, idari işlemlerde de, kurumların oluşmasında uyum için gerekli değişiklikleri yapmakla yükümlü-
dürler.

Bu yükümlülüklerin yerine getirilişi, on uzmandan oluşan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesince izlenir.

Sözleşmeye taraf devletler, sözleşmeyi onayladıktan iki yıl sonra ve ardından her beş yılda bir Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi'ne ülkelerindeki çocuk hakları ile ilgili durum hakkında rapor vermekle yükümlüdürler.

Ayrıca taraf devletler, hazırladıkları bu raporları kamuoyuna yaygın bir biçimde duyuracaklardır.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi, çocuk haklarına ilişkin belirli konularda özel araştırmalar yapılmasını isteyebilir. Değerlendirmelerini taraf devletlerden her birine ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na iletir.

Devlet raporları dışında, Sivil toplum kuruluşları da Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesine rapor sunabilmektedirler.