Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


Sayfa 2/2 İlkİlk 12
19 sonuçtan 11 ile 19 arası
  1. #11
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: türk dilleri ailesi

    XI. Kazakça-Türkçe Deneyi

    1. Sizben tanıskanıma öte kuwanıştımın = Sizinle tanıştığıma çok sevindim (harf. "çok kıvançlıyım").

    2. Mağan kalanı aralatıp körsetiñizşi = Bana şehri gezdirip gösteriniz, lütfen.

    3. Siz şetel tilderiniñ kaysısın bilesiz? = Siz yabancı dillerin hangisini biliyorsunuz?

    4. Men azdap Nemisşe bilemin = Ben biraz Almanca biliyorum.

    5. Mağan sizdiñ kala kattı unadı = Sizin şehr(iniz) benim çok hoşuma gitti.

    6. Mağan konak üyge baratın joldı körsetiñizşi = Bana otele giden yolu gösteriniz, lütfen.

    7. Tike jüre beriñiz, sodan soñ oñga burılıñız = Doğru yürüyünüz, ondan son(ra) sağa dönünüz.

    8. Halıkaralık hat-habardı kay jerde kabıldaytının aytıñızşı = Yurtdışı (harf. "uluslararası") mektupları nerde kabul ettiklerini söyler misiniz, lütfen?

    9. Mağan sizdiñ kalanıñ suwreti bar otkrıtkanı beriñizşi = Bana sizin şehr(iniz)in resmi bulunan (bir) posta kartı veriniz, lütfen.

    10. Mağan jöteldi basatın däri beriñizşi = Bana öksürüğü kesen (harf. "basan, bastıran") ilâç veriniz, lütfen.

    Yukarıdaki 10 Kazakça cümleyi Türk dil bilimi öğrenimi görmemiş, Kazakça bilmiyen bir Türkün anlaması olanaksızdır. Aynı durumda olan, başka bir deyişle Türkçe bilmiyen, bir Kazak da bu cümlelerin Türkçe karşılıklarını anlıyamaz. Kazakça ile Türkçe arasında pek çok seslik, biçimlik ve sözlük farklar vardır. O halde, Kazakça da bir diyalekt değil, akraba fakat ayrı ve bağımsız bir dildir.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/lise-edebiyat-dersi/22553-turk-dilleri-ailesi-2.html#post42497

    1970 sayımlarına göre eski S.S.C.B.'de 5,299,000 Kazak vardır. Buna Çin'in Sinkiang eyaletinde yaşıyan 530,000 Kazakla, Afganistan ve Moğolistan'da yaşıyan Kazakları da eklersek Kazakların toplam sayısı 6,000,000'u bulur.

    Kazakça geçen yüzyılın ortalarında yazı dili olmuş Türk diyalektlerindendir. 1929'a kadar Arap, 1929'dan 1939'a kadar da Latin alfabesiyle yazılan Kazakça 1940'tan bu yana Kiril alfabesiyle yazılmaktadır.

    Kazakçanın diyalektleri yoktur, fakat birçok ağzı vardır. Ancak, 1970 sayımına göre 236,000 kişi tarafından konuşulan ve Sovyet Türkologlarınca ayrı bir dil olarak kabul edilen Karakalpakça Kazakçaya çok yakındır ve pek-âlâ Kazakçanın bir diyalekti sayılabilir. Aşağıdaki birkaç cümle karşılaştırması Kazakça ile Karakalpakçanın birbirine ne denli yakın olduğunu göstermeğe yetecektir sanırız:

    Kzk. Ol, awruw; sondıktan da ol jumıs istemeydi = Kklp. Ol nawkas, sandıktan da islemeydi "O, hasta; bunun için de çalışmıyor".

    Kzk. Ağaynım, men munı tüsinbeymin = Kklp. Ağaynim, men bunı tüsinbeymen "Kardeşim, ben bunu anlamıyorum".

    Kzk. Munı istep ülgere albaspınba dep korkamın = Kklp. Bunı islep ülgere almaspanba dep korkaman "Bunu çalışıp başaramaz mıyım diye korkuyorum".

    Kzk. Hal-jağdayıñz kalay? = Kklp. Ahwalıñz kalay? "Nasılsınız?"

    Kzk. Sen bul tuwralı estimep pe ediñ? = Kklp. Ya sen bul tuwralı esitpediñ be? "Yoksa sen bu(nun) hakkında (bir şey) işitmedin mi?"

    Kzk. Onı eş zat kızıktırbaydı = Kklp. Onı heş närse kızıktırmaydı "Onu hiç(bir) şey ilgilendirmez".

  2. #12
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: türk dilleri ailesi

    XII. Nogayca-Türkçe Deneyi
    1. Men barmasam eken şalıska hatın harsa eken = Keşke ot biçmeğe ben değil, kadın(ım) gitse!

    2. Bulıt aşıldı da kün tağı kızdırıp basladı = Bulut açıldı ve güneş (ortalığı) ısıtmağa başladı.

    3. Ol isti kutarar üşin men de baradıkenmen, sen de baradıkensiñ = O işi bitirmek için ben de gitmeliymişim, sen de gitmeliymişsin.

    4. Men barayak ekenmen, mutıp kaldım = Ben gidecektim, (fakat) unuttum gitti (harf. "unutup kaldım").

    5. Üyken yamgır yavsa, koy ıkka tartar, eski yelge tartar = Şiddetli (bir) yağmur yağarsa, koyun rüzgâr tutmayan yere, keçi (de) rüzgâra (karşı) gider (harf. "çeker").
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/lise-edebiyat-dersi/22553-turk-dilleri-ailesi-2.html#post42498

    6. Yuvırkan koydıñ yüninen etilgen = Yorgan, koyun yününden (harf. "koyunun yününden") yapılmış(tır).

    7. Olar yılkıdı kaldırıp kaşkan = Onlar atı bırakıp kaçmış(lar).

    8. Tegerşikler aylandı ama avtomobil kozgalmadı = Tekerlekler döndü ama otomobil hareket etmedi.

    9. Eğer keşede yel toktasa kayık pan kıdıramız = Eğer akşamleyin rüzgâr dinerse kayıkla gezeriz.

    10. Şaşuvdı soñga kaldıruvşı bir kolhoz da bolmavga kerek = Ekimi sona bırakan bir kolhoz bile olmamalı!

    Yukarıdaki 10 Nogayca cümlenin Türklerce anlaşılabileceği iddia edilebilir mi? Hatın (kadın), bulıt (bulut), kün (gün, güneş), kızdırıp, başladı (başladı), yamgır (yağmur), yel, kayık vb. sesçe ve anlamca aynı ya da çok yakın denktaş sözler kolayca tamnabilirse de Nogayca cümlelerin tüm olarak anlaşılması hemen hemen olanaksızdır. Belki 2. cümle bazı Türklerce anlaşılabilir: Bulıt aşıldı da kün tağı kızdırıp basladı "Bulut açıldı da gün dahi kızdırmağa başladı". Bu durumda, Nogayca ile Türkçe arasındaki anlaşılabilirlik oranının % 10 dolayında olduğu söylenebilir. Bu oran da Nogayca ile Türkçe arasındaki farkın dil farkı olduğunu gösterir.

    1970 sayımlarına göre 52,000 kişi tarafından konuşulan Nogayca Sovyet Devriminden sonra yazı dili olmuş Türk (Kıpçak) diyalektlerindendir. Nogayca 1938'e kadar Latin alfabesiyle yazılmıştır. O tarihten beri de yeni Kiril alfabesiyle yazılmaktadır.

    Nogaycanın üç diyalekti vardır: 1) Asıl Nogay diyalekti (cas "genç", bişe "kadın", üyimis "evimiz", üyiñis "eviniz"; barayak "gidecek", keler "gelir, gelecek", iygimin "iyiyim", iygisiñ "iyisin", bizim; sözlük farklar), 2) Kara Nogay diyalekti (yas, bişe, üyimiz, üyiñiz; baracak, keler, iygimin, iygisiñ, biziñ "bizim"; sözlük farklar), 3) Ak Nogay diyalekti (jas, pişe, üyimiz, üyiñiz; barıyak, kelir, iygimen, iygisen, biziñ; sözlük farklar).

  3. #13
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: türk dilleri ailesi

    XIII. Karaçayca-Balkarca ve Türkçe Deneyi
    1. Ahmat elge deri bardı = Ahmet köye kadar gitti.

    2. Kart Azret bügün ertdenbla berç koluna cañı çalkını algandı = Yaşlı Azret bu sabah nasırlı eline yeni orağı almıştı.

    3. Sabiyle tamadalarını aythanlarına tıñılay edile = Çocuklar, büyüklerinin anlattıklarını dinliyorlardı.

    4. Ol kanatlım uçup barganlay atadı = O, kuşu uçarken vurur.

    5. Keçe arası bolgandı, ol a alkın cuklamaydı = Gece yansı olduğu halde o hâlâ uyumuyor.

    6. Ögüz aşırı arığandan kımıldamay tohtadı = Öküz çok yorulduğundan kımıldamaksızın durdu.

    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/lise-edebiyat-dersi/22553-turk-dilleri-ailesi-2.html#post42499
    7. Sen boluşmasañ, men etallık tül edim = Sen yardım etmeseydin, ben (bu işi) başaramıyacaktım.

    8. Ol tuwra tebregen edi, alay a sokurandı = O gidecekti, ama (sonra) fikrini değiştirdi.

    9. Men kesimi cañılganımı añılayma = Ben yanıldığımı anlıyorum.

    10. Anı caşawu alkın allındadı = Onun önünde henüz bütün bir yaşam var (harf. "Onun yaşamı henüz önündedir").

    Yukarıdaki Karaçayca-Balkarca cümlelerin hiçbirisinin biz Türklerce anlaşılamıyacağı açıktır. Karaçay ve Balkarlar da bu cümlelerin Türkçe karşılıklarını anlıyamazlar. O halde, Karaçayca-Balkarca da bir diyalekt değil, fakat ayrı ve bağımsız bir Türk dilidir.

    Karaçayca-Balkarca ancak Sovyet Devriminden sonra yazı dili olabilmiş Türk diyalektlerindendir. 1970 sayımlarına göre, SSCB'de 113,000 Karaçay ve 60,000 Balkar vardır. Karaçay-Balkar dili, adından da anlaşılabileceği üzere, iki diyalektten oluşur: Karaçay ve Balkar (Malkar). Bu iki diyalekt arasındaki başlıca fark, Karaçaycada sözbaşı /ç/ foneminin korunması (çaç "saç", çıbçık "kuş"), sözbaşı /y/ foneminin ise /c/ye dönüşmesi (cer "yer", col "yol"), Balkarcada da /ç/ foneminin ötümsüz katışık /ts/ye (tsats "saç"), sözbaşı /y/ foneminin ise ötümlü katışık /dz/ ya da /z/ye dönüşmesidir (dzer ya da zer "yer", dzıl ya da zil "yıl"). Yazı dili Karaçay diyalekti üzerine kurulmuştur.

  4. #14
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: türk dilleri ailesi

    XIV. Kumukça-Türkçe Deneyi
    1. Avrumayğan başnı yavluk bulan baylamas = Ağrımayan başı mendille bağlamaz(lar).

    2. İssilik olay güçlü çü, gatta adam suvdan çıkmağa süymey = Sıcak o kadar şiddetli ki, insan sudan çıkmak istemiyor.

    3. Uçitel aytgan küyde etip, nasiplik taptım = Öğretmenin dediği gibi yapıp mutlu oldum.

    4. Etilgen işni özler tergep karamak uçun brigadirler avlakga getdiler = Yapılan işi kendiler(i) denetleyip görmek için ekip başlan tarlaya gittiler.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/lise-edebiyat-dersi/22553-turk-dilleri-ailesi-2.html#post42500

    5. Onuki tüz bolmak neden görüne dağı? = Onun haklı olduğu nereden belli?

    6. Ol yığılma az kaldı = O, az kalsın düşüyordu.

    7. Sen dom otdıhda bolacakmısan? = Sen dinlenme evine gidecek misin?

    8. Cıyın tünegün boldu = Toplantı dün yapıldı.

    9. Ol karkarasın yelemege bolmay = O, ayakları üzerinde duramaz.

    10. Yer, Günnü aylanasından aylana = Yer, Güneşin çevresinde dolanır.

    Yukarıdaki Kumukça cümleler Türkçeye yakın gibi görünüyorlarsa da anlaşılmaları kolay değildir. Belki ikinci cümle bazılarınca aşağı-yukarı anlaşılabilir. Ama, bunun için de şu Kumukça sözlerin bilinmesi gerekir: issilik "sıcak, sıcaklık", olay "o kadar, öyle", çü "ki", gatta "hattâ", süymey "sevmez, sevmiyor". On cümleden birinin anlaşılabileceği kabul edilse bile Kumukça ile Türkçe arasındaki karşılıklı anlaşılabilirlik oranı yine de % 10 dolayında demektir. Bu ise çok düşük bir orandır ve Kumukçanın diyalekt değil, dil olduğunu gösterir.

    1970 sayımlarına göre 189,000 kişi tarafından konuşulan Kumukça Sovyet Devriminden sonra yazı dili olmuştur. Kumukça 1929'a kadar Arap, 1929'dan 1938'e kadar da Latin alfabesiyle yazılmıştır; 1938'den beri ise Kiril alfabesiyle yazılmaktadır.

    Kumukçanın üç diyalekti vardır: Buynak, Hasavyurt, Kaytak diyalektleri. Yazı dili Buynak-Hasavyurt diyalektleri üzerine kurulmuştur. Yazı dili ile diyalektler arasında birçok seslik, biçimlik ve sözlük farklar vardır.

  5. #15
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: türk dilleri ailesi

    XV. Karayimce-Türkçe Deneyi
    1. Sendir otnu suvba, yamanlıknı dostlukba = Ateşi su ile, düşmanlığı (da) dostluk ile söndür (harf. "Söndür ateşi su ile, düşmanlığı dostlukla").

    2. Ullu edi kerki bu yarık ketsenin = Bu aydınlık gecenin güzelliği büyüktü (harf. "Büyük idi güzelliği bu aydınlık gecenin").

    3. İsli bağ atstı ez kabağın = Kokulu bahçe kendi kapısını açtı (harf. "Kokulu bahçe açtı öz kapısını").
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/lise-edebiyat-dersi/22553-turk-dilleri-ailesi-2.html#post42501

    4. Men tanıdım bu ivtsekni, kayda men estim = Ben (içinde) büyüdüğüm bu evceğizi tanıdım (harf. "Ben tanıdım bu evciği, ki orada ben büyüdüm").

    5. Maya inanır terkrak, neçik anar = Bana, ona inandığından daha çabuk inanır (harf. "Bana inanır daha çabuk, nasıl ki ona").

    6. Kaytmamen artkarı sezimden = Ben sözümden dönmem (harf. "Dönmem geri sözümden").

    7. Haz konğurov barın ol oyatır = O, çan gibi herkesi uyandırır (harf. "Çan gibi herkesi o uyandırır").

    8. Terk kiyindi ol yenil uprahka = Çabucak hafif (bir) elbise giydi (harf. "Çabucak giyindi o hafif elbiseye").

    9. Bolalasız kaytma, eger kleysiz = İsterseniz, geri dönebilirsiniz (harf. "Dönebilirsiniz, eğer isterseniz").

    10. Kerti, ol astrı körklü çerayından = Gerçekten, onun yüzü çok güzel (harf. "Doğru, o çok güzel yüzünden").

    Yukarıdaki Karayimce cümlelerin hiçbirisinin Türklerce anlaşılamıyacağı açıktır. Bu cümlelerin Türkçe karşılıklarının da Karayimlerce anlaşılamıyacağını kesinlikle ileri sürebiliriz. O halde, Karayimce ile Türkçe arasında karşılıklı anlaşılabilirlik oranı sıfır ya da sıfıra yakındır diyebiliriz. Bu oranın düşük olmasında seslik ve sözlük farklar kadar sözdizimlik farkların da rolü olduğu açıktır. 1959 sayımlarına göre SSCB'de 5,900 Karayim yaşamaktadır. Karayimler Litvanya'da, Kırım'da ve Ukrayna'nın Lutsk ve Halits şehirlerinde bulunurlar.

    Karayimcenin iki diyalekti vardır: Trakay ve Halits. Trakay diyalekti Litvanya'da Trakay şehrinde yaşıyan Karayimlerin, Halits diyalekti de Ukrayna'nın Halits ve Lutsk şehirlerinde oturan Karayimlerin diyalektidir. Kınm'da yaşıyan Karayimlerin diyalekti Kırım Tatarcasınca özümlenmiştir. Trakay ve Halits diyalektleri arasındaki başlıca farklar şunlardır: l) /ö/ ve /ü/ ünlüleri Trakay diyalektinde korunduğu halde, Halits diyalektinde, sırasiyle, /e/ ve /i/ ünlülerine dönüşür: Tr. öpkyä "akciğer" = H. epke, Tr. körklü "güzel" = H. kerkli, Tr. öz "kendi" = H. ez, Tr. yür'ak = H. yirek "yürek", vb., 2) /ş/ fonemi Trakay diyalektinde korunduğu halde Halits diyalektinde /s/ye değişir: Tr. taş "taş" = H. tas, Tr. kişi = H. kisi, Tr. yaşırın = H. yasırın "gizlice", Tr. ülyüş "pay, hisse" = H. ilis, vb., 3) /ç/ fonemi Trakay diyalektinde korunduğu halde Halits diyalektinde katışık /ts/ fonemine dönüşür: Tr. üç "3" = H. its, Tr. çaç "saç" = H. tsats, Tr. küç "güç, kuvvet" = H. kits, vb., 4) id fonemi Trakay diyalektinde korunduğu halde Halits diyalektinde katışık /dz/ fonemine değişir: Tr. can "can, ruh" = H. dzan "can, yürek", Tr. cins, "cins" = H. dzıns, Tr. terece, "pencere" = H. teredze, vb.

    Karayimler dillerini İbranî, Latin ve Rus alfabeleri ile yazmışlardır. Büyük çoğunluğu dinî metinler (çeviriler) olan elyazmaları İbranî alfabesiyledir. Karayimce bugün yazısı ve edebiyatı olmıyan bir Türk dili durumundadır.

  6. #16
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: türk dilleri ailesi

    XVI. Türkmence-Türkçe Deneyi
    1. Okuvçılar muğallımmıy daşını gâbap aldılar = Öğrenciler öğretmenin çevresinde toplandılar.

    2. Zala müñe golay âdam sığyâr = Salona bine yakın insan sığar.

    3. Acala pul töläp gutulıp bilmez = Ölümden para ile kurtulunmaz (harf. "Ecele para ödeyip kurtulunmaz").

    4. Ol bu ädigi gatı gımmat gördi = O, bu çizmeyi çok pahalı buldu.

    5. Parahod tolkunları bövsüp baryâr = Vapur dalgaları yararak gidiyor.

    6. Kâkam-a şindi hem gelenok = Babam hâlâ gelmedi.

    7. Ûkusızlık zerârlı kelläm ağralıpdır = Uykusuzluk yüzünden başım ağırlaştı.

    8. Mekgecöven oñat idedümegi söyyär = Mısır iyi bakım ister (harf. "Mısır iyi bakımı sever").

    9. Yeñseden yeñles ığşıldı eşidildi = Arkadan hafif (bir) hışıltı işitildi.

    10. Sırkavıñ üsgülevici barha yığcamlayâr = Hastanın öksürüğü gittikçe şiddetleniyor.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/lise-edebiyat-dersi/22553-turk-dilleri-ailesi-2.html#post42502

    Türkmence, içine Türkçenin de girdiği, Oğuz (Güney-Batı) grubu Türk dillerindendir. Azerî'den sonra Türkçeye en yakın olan dil Türkmencedir. Buna rağmen, yukarıdaki Türkmence cümlelerin hiçbirisi Türklerce anlaşılamaz. Türkmence bilmiyen bir Türk l. cümleyi belki de "Öğrenciler öğretmenin taşını kapıp aldılar" diye yanlış anlıyacaktır. Bu Türkmence cümlelerin Türkçe karşılıklarının da Türkçe bilmiyen Türkmenlerce anlaşılamıyacağını kesinlikle ileri sürebiliriz. O halde, Türkmence de bir diyalekt değil, akraba fakat ayrı ve bağımsız bir dildir.

    1970 sayımlanna göre SSCB'de yaşıyan Türkmenlerin sayısı 1,525,000'dir. SSCB'deki Türkmenlerin büyük çoğunluğu merkezi Aşkabad olan Türkmen Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinde yaşar. Özbek, Tacik, Kazak ve Karakalpak gibi komşu Sovyet Cumhuriyetleri ile Stavropol bölgesinde de Türkmen topluluktan vardır. SSCB dışında en büyük Türkmen toplulukları İran ve Afganistan'da bulunur.

    Türkmencenin pek çok diyalektleri vardır. Bunlar iki büyük grupta toplanabilir: 1) Teke, Sank, Salır, Göklen, Yomud, Ersarı, vb., 2) Nohur, Anav, Eski, Suhrı, Arabacı, Kıraç, Çandır, Mukrı, Hatap, Bayat, Çeges vb. Bu iki grup diyalekt arasındaki başlıca farklar şunlardır: 1) /s/ ve /z/ fonemleri ikinci grupta korunduğu halde, birinci grupta sırasiyle dişlerarası /q/ ve /d/ fonemlerine dönüşmüştür; 2) /b/ ve /p/ fonemleri birinci grupta korunduğu halde, ikinci grupta çiftdudak sızıcısı /w/ye değişir: ôwo, ôwa, owa "köy" (birinci grup ve yazı dili oba); 3) Ünlü ile biten isimlerin varma-yönelme (dative-directive) hali ikinci grupta büzülmesiz olduğu halde, birinci grupta (ve yazı dilinde) büzülmelidir: ôwo-y-a "köye", köçe-y-e "sokağa" (birinci grup ve yazı dili ôbâ, köçä); 4)Şimdiki zaman birinci grupta -yâr/-yär (yazı dili), -yâ/-yä, -ya/-ye, -yôr/-yô ve -ôr/-ô ile, ikinci grupta ise zarf-fiil eki -î/-i (alî "alıyor", geli "geliyor", almî "almıyor", gelmi "gelmiyor") ve zarf-fiil eki -a/-e ya da -ı/-i'ye -dûr/-du/-dır/-dir ve -f'nin eklenmesi iile kurulur: aladûr/aladu/aladır "alıyor", vb.

    Türkmence daha XVIII. yüzyılda yazı dili olmuştur. Bu yüzyılda yetişen Mahtumkulı (Türkmence Magtîmgulı) şiirlerini, bilindiği gibi, Türkmen diyalekti ile yazmış ve bugünkü Türkmen yazı dilinin temellerini atmıştı. Ancak, Türkmencenin yazı dili olarak gelişmesi Sovyet Devriminden sonra olmuştur. 1928'e kadar Arap, 1928'den 1939'a kadar da Latin alfabesiyle yazılan Türkmence 1939'dan beri Kiril alfabesiyle yazılmaktadır.

  7. #17
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: türk dilleri ailesi

    XVII. Azerî-Türkçe Deneyi
    1. Aşağıda küçädä maşın fit çaldı = Aşağıda sokakta otomobil korna çaldı.

    2. Pillälärdä säs gopdu, kimsä täläsirdi = Merdivenlerde (ayak) ses(i) oldu, birisi acele ediyordu.

    3. Kimsä yüyürä-yüyürä yuharı galhırdı = Birisi koşa koşa yukarı çıkıyordu.

    4. Kimi gözläyirsän o gälmir, kimdän gaçırsan gabağına çıhır = Kimi bekliyorsan o gelmiyor, kimden kaçıyorsan (o) önüne çıkıyor.

    5. Hälä sinnim gırh olmayıb, amma häştad yaşında gocadanpis gündäyäm = Yaşım daha kırk değil, ama seksen yaşında ihtiyardan fena haldeyim.

    6. Gonaglardan biri kinoya zäng elädi = Konuklardan biri sinemaya telefon etti.

    7. Atam paltarını çiyninä alıb bayıra çıhdı = Babam ceketini omuzuna alıp sokağa çıktı.

    8. Mänim sänä nä pisliyim keçib ki mänimlä belä danışarsan? = Benim sana ne kötülüğüm dokundu ki benimle böyle konuşuyorsun?

    9. Yay girmämiş, havalar istilaşir = Yaz gelmediği (halde) havalar ısınıyor.

    10. Naharı eşikdä yiyäcäyik = Öğle yemeğini dışarda yiyeceğiz.

    Azerî, Türkçeye en yakın olan Türk dillerindendir. Bununla birlikte, yukarıdaki cümleler standard Türkçe konuşan, Doğu Anadolu ağızlarını bilmiyen Türklerce kolay kolay anlaşılamaz. Azerînin anlaşılmasındaki güçlük daha çok Azerî ile Türkçe arasındaki sözlük (lexical) farklardan ileri gelir: küçä "sokak", maşın "otomobil", fit "korna, düdük", pillä "merdiven", täläs- "acele etmek", yüyür- "koşmak", gözlä- "beklemek", gabag "ön", pis "fena, kötü", kino "sinema", zäng "zil", zäng elä- "telefon etmek", paltar "ceket", çiyin "omuz", bayır "sokak, cadde", danış- "konuşmak", yay "yaz", isti "sıcak", istiläş- "ısınmak", nahar "öğle yemeği", eşik "dışarı", vb. vb. gibi. Sözlük farklara biçimlik farklar (atanı "babayı", küçäni "sokağı", çıhır "çıkıyor", gälär "gelir", gälir "geliyor", gälmir "gelmiyor", vb. gibi) da eklenince Azerî ile Türkçe arasındaki karşılıklı anlaşılabilirlik oranı önemli ölçüde azalır. Denilebilir ki "Bu kadar fark Anadolu ve Rumeli ağızları ile yazı dilimiz arasında da vardır". Doğrudur: örneğin Kars ya da Bitlis ağzı da, Azerî kadar değilse de ona yakın derecede yazı dilimizden farklıdır. Ne var ki Kars da, Bitlis de ulusal sınırlarımız içindedir; bu illerimizdeki konuşma türlerinin birer yazı dili olarak gelişmeleri düşünülemez. Azerî ise Türkiye sınırları dışında, politik bakımdan bizden ayrı ve bağımsız başka bir ülkede konuşulmaktadır. Politik ve kültürel bakımdan bize bağlı olmıyan Azerîler diyalektlerini ayrı bir yazı dili olarak geliştirmişlerdir. Buna bizim bir diyeceğimiz olamaz. Burada, yeri gelmişken, bir noktayı vurgulayalım:
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/lise-edebiyat-dersi/22553-turk-dilleri-ailesi-2.html#post42503

    Azerî Türkçesi Sovyet Devriminden sonra yazı dili olmuş değildir. Azerî diyalekti daha XIX. yüzyıl ortalarında yazı dili olmağa başlamıştır. XIX. yüzyılda Azerbaycan'ın Ruslar tarafından işgal edilmesinden sonra Fars dili ve edebiyatının Azerî aydınları üzerindeki etkisi büyük ölçüde azalmıştı. Azerî tiyatrosunun kurucusu Mirza Fethali Ahundzade (1812-1878) komedilerini yerli Azerî diyalekti ile yazmış (1850-1855) ve böylece Azerî yazı dilinin temellerini atmıştı. 1875'te yayımlanmağa başlıyan Äkinçi gazetesinin de Azerî diyalektinin yazı dili olarak gelişmesinde büyük rolü olmuştur. Kısaca, 1917'de Sovyet Devrimi patlak verdiği zaman Azerî Türkçesinin yazı dili olarak en az yarım yüzyıllık bir geleneği vardı.

    Aslında Azerî diyalektinin yazı dili olarak kullanılması çok daha eskilere, XIV. yüzyıla gider. Hasanoğlı, Kadı Burhaneddin (1345-1398), Nesimî (1369-1404), Hataî (1485-1524), Fuzulî (1498-1556), vb. gibi şairler yapıtlarını Azerî diyalekti ile yazmışlardır. Ancak, klasik öncesi ve klasik dönemde Azerî diyalekti ile Anadolu Türkçesi arasındaki fark pek fazla değildi. Modern Azerî yazı dilinin kurulması ile bu fark daha da artmış ve çeşitlenmiştir.

    1970 sayımlarına göre SSCB'de 4,380,000 Azerî vardır. Bu sayıya İran'ın Azerbaycan ili ile öbür bölgelerinde yaşıyan Azerîler de katılırsa Azerî yaklaşık olarak 10,000,000'u bulur. İran dışında, Irak ve Türkiye'de Azerîler vardır.

    Azerî Türkçesinin dört diyalekti ya da diyalekt grubu vardır: 1) Doğu diyalekti ve ağızları grubu (Küba, Baku, Şamahı diyalektleri ile Mugan ve Lenkoran ağızları), 2) Batı grubu (Kazak, Gence ve Karabağ diyalektleri ile Aynım ağzı), 3) Kuzey grubu (Nuha diyalekti), 4) Güney grubu (Nahcivan, Ordubad ve Tebriz diyalektleri ile Yerevan ağzı. Bunlardan başka, Gökçay, Agdaş ve Cebrail gibi yukarıdaki diyalekt grupları arasında geçişi sağlıyan ağızlar da vardır. Bu diyalektlere Azerbaycan SSC dışında konuşulan Kerkük ve Erbil diyalektleri ile İran'ın Şiraz bölgesinde konuşulan Kaşkay ve Eynallu diyalektlerini de katmak gerekir. Afganistan'ın Kabil şehrinde konuşulmakta olan Afşar diyalekti de unutulmamalıdır.

  8. #18
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: türk dilleri ailesi

    XVIII. Gagauzca-Türkçe Deneyi
    1. Uşak çeketti âlâma = Çocuk ağlamağa başladı (harf. "Çocuk başladı ağlamağa").

    2. Biz gördük, ani yavaş işlemektän var nicä geri kalalım = Yavaş çalışınca nasıl geri kalacağımızı gördük (harf. "Biz gördük, hani yavaş çalışmaktan nasıl geri kalalım").

    3. Dädü, haylak durmasın deyni, girmişti başça brigadasına çiten ärmä = Dedecik, boş durmamak için, sepet örmek amacıyla bahçecilik ekibine girmişti (harf. "Dedecik, aylak durmasın diye, girmişti bahçe ekibine sepet örmeğe").

    4. Beklärkän gemiyi gecälär tâ oya geçärdi, nekadar işlärkän = Gemiyi beklerken, geceler, çalışırken olduğundan daha yavaş geçiyordu.

    5. Annader cenk için = Savaş hakkında anlatıyor.

    6. Karannık olducânan, yabanı çıker dâdan = Karanlık olunca kurt dağdan çıkar.

    7. Ama onun kısmetsizlinä, o yer, ani o ayırmıştı, yannaşıkmış taman bir zengin hem hodul adamnan = Şanssızlığına bakın ki onun ayırdığı yer zengin ve kibirli bir adamınkinin tam yanındaymış.

    8. Yoktu nicä gitsinnär = Gidemezlerdi.

    9. Tutunduk yeniycä işä, neçinki yeskiycesinä büün yok nasıl yaşamâ = Bugün eskisi gibi yaşamak olanaksız olduğundan yeniden işe girdik.

    10. Läzımdı göstermä insana, nekadar tâ islä birerdä işlemä = İnsanlara, birlikte çalışmanın çok daha iyi olduğunu göstermek gerekiyordu.

    Görüldüğü gibi, Gagauzca Türkçeye çok yakındır. Bununla birlikte, bazı sözlük (uşak "çocuk", çeket- "başlamak", çiten "sepet", oya "yavaş, ağır", yabanı "kurt", hodul "kibirli, gururlu", islä "iyi", birerda "birlikte", deyni "için, diye", sesle- "dinlemek", urok "ders", vb.) ve sözdizimlik (syntactical) farklar Gagauzca ile Türkçe arasındaki karşılıklı anlaşılabilirliği önemli ölçüde azaltır. Bununla birlikte Gagauzlar Türkiye sınırları içinde yaşamış olsalardı, Gagauzca, hiç kuşkusuz, Türkçenin bir diyalekti sayılırdı. Ne var ki durum böyle değildir.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/lise-edebiyat-dersi/22553-turk-dilleri-ailesi-2.html#post42504

    1970 sayımlarına göre SSCB'de yaşıyan Gagauzlann sayısı 157,000'dir. Gagauzlann büyük çoğunluğu Moldav SSC'nin güney bölgesi ile Ukrayna SSC'nin buna bitişik olan Odessa bölgesinde yaşar. Gagauzlar buraya (Besarabya'ya) XVIII. yüzyıl sonları ile XIX. yüzyıl başlarında Kuzey-Doğu Bulgaristan'dan getirilip yerleştirilmişlerdir. Göç ettirilmiyen az sayıda Gagauz Bulgaristan'daki eski yurtlannda yaşamaktadır. Ayrıca, Kazakistan ile Orta Asya'da da bazı küçük Gagauz toplulukları (birkaç köy) vardır.

    Gagauzca 1957 yılına kadar bir diyalekt olarak kalmıştır. XX. yüzyıl başlarında (1910-1930 yılları arasında) Kişinev Piskoposluğu tarafından Gagauzlar için Rus ve Romen alfabeleri ile dinî kitaplar (İncil, Zebur, Kilise tarihi vb.) yayımlanmıştır. 30 Temmuz 1957'de Moldav SSC Yüksek Sovyeti Başkanlığının aldığı bir kararla Gagauzca için Kiril asıllı bir alfabe kabul edilmiştir. Gagauzca şimdi bu alfabe ile yazılmaktadır.

    Gagauzcanın iki diyalekti vardır: 1) Orta (Çadır-Lung ve Komrat) diyalekt, 2) Güney (Vulkaneşt) diyalekti. Bu iki diyalekt arasında bazı seslik, biçimlik ve sözlük farklar vardır. Biçimlik farkların en önemlisi şimdiki zamanın Orta diyalektte -er ile (al-er, ver-er), Güney diyalektinde ise -ıy/-iy eki ile kurulmasıdır: al-ıy "alıyor", ver-iy "veriyor", vb. gibi. Gagauz yazı dili orta diyalekt üzerine kurulmuştur. Bu iki diyalekt arasında sözlük farklar da vardır. İşte bir kaç örnek: Orta diyalekt giysi = Güney d. çamaşır, Orta d. şişe = Güney d. sırça (pencere camı)vb.

  9. #19
    clerik
    Misafir

    Standart --->: türk dilleri ailesi

    teşekkürler sen gibi güzel konu paylaşımı yapan kimse görmedin idolumsun :)

Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Benzer Konular

  1. örümcek ailesi
    By Mustafa Uyar in forum Okul Öncesi Etkinlikler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 18.Ocak.2009, 21:25
  2. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.Mart.2008, 16:36
  3. Megane ailesi büyüyor
    By Always in forum Araba Hastaları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 27.Mayıs.2007, 17:49
  4. İmparatorluk Dilleri
    By şehzade in forum Lise Edebiyat Dersi
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 01.Mayıs.2007, 20:43
  5. Mercedes Ailesi
    By Always in forum Araba Hastaları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 17.Ekim.2006, 07:59

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.