Türkiye de petrol ile ilgili ilk yasal düzenleme, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsüne verilen petrol arama yetkisi ile başlar. MTA, uzun yıllar özveri ile çalışmış, kendi çapında büyük başarılar elde etmiştir.



İlk olarak Raman dağında petrol keşfedildi. Üretime başlandı. Fakat petrol değerlendirilemiyordu . Rafineri adı ile, ilkel bir tesis kuruldu. Buradan üretilen füel oil, Devlet Demir Yollarına satılmaya aşlandı. Bu arada Garzan sahasında da petrol bulundu. Petrol alanındaki yasal boşluğu fark ede hükümet, petrol kanunu tasarısını hazırlattı. 6326 sayılı petrol kanunu 1954 senesinde kanunlaştı. Kanun tasarısını Bir yabancı uzman hazırladı. Elli sene bu sektörde çalışmış ve on sene bu kanunu uygulamış bir uzman olarak, kanunun, mükemmel ve tarafsız olarak hazırlanmış olduğunu söyleyebilirim. Kanun, liberal bir görüş ile hazırlanmıştı. Amaç petrol aramalarının özel sektör eli ile aranması idi. Bu kanun ufak tefek değişikler ile 1972 yılına kadar yürürlükte kaldı. 1972 yılında 1702 sayılı petrol reformu kanunu ile petrol kanununda önemli değişiklikler yapıldı. En önemli değişiklik, amacın, petrol aramalarının devlet eli ile yapılması Şeklinde değiştirilmesi oldu. Daha sonra yapılan değişiklikle ile bu kavramdan vazgeçildi. Şu sıralarda yeni bir petrol kanunu tasarısı üzerinde çalışılıyor.



6326 sayıl petrol kanunun yayınlanması ile, büyük küçük, çok sayıda yabancı şirket Türkiye de, aramalara başladı. Komşularımızın çoğunda petrol olması ülkemizi cazip hale getiriyordu. Ogünlerde Romanya, Sovyetler Kafkasya, İran Irak ve Suriye de Zengin petrol yataklarının bulunması nedeni ile, hem halkımızın, hem hükümetimizin de beklentileri vardı. Ancak seneler geçince, aramalar yavaşladı. Zira yabancı şirketler, hayal kırıklığına uğradılar. Birkaçı ancak petrol bulabildi. Bugün için, büyük yabancı şirketlerin tamamı armalardan çekilmiş durumdalar. Bu eylemde petrol bulamamalarının payı olsa da, Hükümetlerin ve medyanın millileştirme akımları, şirket karlarının uzun bir süre transfer edilememesi de rol oynadı.



Rafineriler, boru hatları ham petrolün alımı sarımı da petrol kanununun kapsamı içindeydi. Ancak kanunda bu faaliyetler ile ilgili, hemen hemen hiçbir madde yoktu. Legal düzenlemeler kararnamelerdi. Kurallar kanun ile belirlenmediği için, hükümetlerin politik görüşlerine göre farklı uygulamalar olabiliyordu.



Akaryakıt, başka bir değimle petrol ürünleri, petrol kanununun dışında kaldı. 1973 yılına kadar, bu faaliyetler. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında bulunan Akaryakıt Dairesi vasıtası ile kontrol ediliyordu. 1702 sayılı petrol reformu kanunu ile bu teşkilat ve bu görev, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ne devredildi. Rafineriler, Boru hatları, Petrol ürünlerinin pazarlanması taşınması, depolanması ve pazarlanması ile ilgili konulardaki boşluk yakın zamana kadar devam etti. 2003 yılında çıkarılan,5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ile, sözü edilen faaliyetler, bu kanunun kapsamına alındı. Ve kanunun uygulanması görevi, T. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu na verildi.



6326 sayılı petrol kanununa göre, Bakanlar kurulu kararı ile, özel sektöre de, Rafineri kurma hakkı, verilmişti. 1973 yılında, 1702 sayılı, Petrol Reformu Kanunu ile, rafineri kurma hakkı, devletin tekeline alındı. Birkaç sene önce, bir kanun kuvvetinde kararname ile, ile özel sektöre de rafineri kurma hakkı verildi ise de, Bu Kararname, bazı kanunların bazı maddelerini değiştiriyordu. Maddelerden bazıları nedeni ile bu kanun kuvvetinde kararname, anayasa mahkemesince iptal edildi. Daha sonra, özelleştirme kanununa eklenen bir madde ile Özel sektöre bu hak yeniden verildi.



1954-1972 döneminde, özel sektörün rafineri kurma hakkı olmasına rağmen, Fazla talep olmadı. Sadece, Shel, Mobil BP ve Türk petrol şirketlerinin ortak olduğu ATAŞ şirketine, ERSAN ve Tüekpetrol ün kurduğu, MARMARA PETROL şirketine rafineri belgesi verildi. Bunlardan sadece ATAŞ rafinerisi kurulup işletmeye alınabildi. Diğer ikisi ya kurulamadı, ya da işletmeye alınamadı.



Rafineriler, ciroları ve karları çok yüksek olmasına karşın, yatırım olarak çok cazip değildir. Şöyleki: Bir rafineri için milyonlarca, hatta milyarlarca dolarlık yatırım yapılır, Büyük işletme sermayeleri tahsis edilir, çok sayıda kalifiye eleman yetiştirilir. Buna karşın Bir Dağıtım şirketinin, rafinerininki ile kıyaslaştırılamayacak kadar az yatırım, sermaye ve emek ile, petrolün varili başına elde ettiği kar, rafinerininkine yakındır. Bunun için Yabancı şirketler, Türkiye de rafineri kurmak yerine, Dağıtım şirketi kurup, rafinerilerden petrol ürünü satın alıp veya ithal edip satmayı tercih etmektedirler. Kısa bir süre önce, ATAŞ rafinerisi, faaliyetini durdurarak, Tesislerini, Dağıtıcı deposu haline getirilme çalışmalarına başladı.



Değinmek istediğim bir konu da Petrokimya Fabrikaları. Petrol kanununda, rafineriler açık olarak tarif edilmemiş ise de, genel anlamda rafineri, “Petrol işleyip, petrol ürünü üreten tesislerdir. Halbuki, Petrokimya tesislerinde, petrol ürünü işleyip, petrokimyasal maddeler üretilir. Tesisin bazı ünitelerinde, petrol ürünü de işlenmez. Fakat zamanında bu tesislerin hangi kanunun kapsamı içine sokulacağında zorluk çekildiğinden bu tesisler, petrol kanununa göre, rafineri kabul edilerek belge verildi. Gübre fabrikaları da ayrı bir konudur. Bazı Gübre fabrikaları, ham madde olarak, petrol ürünü ve doğal gaz işlediğinden, petrol kanuna göre belge verilerek bazı avantajlar sağlanmış, kömür kullananlar, bu avantajlardan mahrum kalmışlardır.

Tarihçe
Türkiye'de şimdiye kadar kurulmuş bulunan petrol rafinerilerine ait bilgiler, devreye giriş tarihleri ve kapasite gelişimleri aşağıda sırasıyla verilmektedir.

BOĞAZİÇİ TASFİYEHANESİ

1930 yılında Beykoz yakınında hampetrol işleme kapasitesi 40 ton/gün (13 200 ton/yıl) olan bu rafineri özel teşebbüs, "Türkiye Naft Sanayii A.Ş." adına Yaşua Biraderler tarafından kurulan ilk rafineri tesisi olup Romanya'dan gelen hampetrolü işlemekteydi.Bu rafineri, 1934 yılında bazı vergi meseleleri yüzünden kapanmıştır.

RAMAN TECRÜBE TASFİYEHANESİ

1940 yılında Ramandağında petrol bulununca, petrol sondajlarının ve diğer vasıtaların akaryakıt ihtiyacını temin etmek maksadıyla, Diyarbakır Maden Tetkik Arama Enstitüsü depolarında bulunan Boğaziçi Tasfiyehanesinin işe yarar kazanları Maymune Boğazına taşınmış ve böylece 1942 yazında kurulan 10 ton/gün (3 300 ton/yıl) kapasiteli Raman Tecrübe Tasfiyehanesi, Batman'da 1945 yılında kurulan Pilot Rafineri faaliyete geçinceye kadar hizmet görmüştür.

BATMAN TECRÜBE TASFİYEHANESİ

Diyarbakır M.T.A. deposunda bulunan Boğaziçi Tasfiyehanesine ait geri kalan malzeme ve yeni ilavelerle bir Pilot Rafineri daha kurulmuştur. 1945 yılında çalışmaya başlayan bu rafinerinin hampetrol işleme kapasitesi 200 ton/gün (66 000 ton/yıl) olup, daha sonra T.P.A.O.'ya devredilmiştir.

TÜPRAŞ BATMAN RAFİNERİSİ

1951 yılında Raman ve Garzan'daki petrol sahalarında petrol arama faaliyetlerinden alınan olumlu sonuçlar paralelinde, bu milli ve doğal yeraltı petrol kaynağını en iyi biçimde değerlendirmek amacıyla öncekinden daha büyük ve kapasitesi 1000 ton/gün (330 000 ton/yıl) olan modern bir rafineri kurulmasına karar verilmiştir. Bu rafinerinin inşaası 1955 yılı ortalarında tamamlanarak deneme çalışmalarına başlanmıştır. Altı ay süren çalışmalardan sonra Parsons Firması rafineriyi TPAO'ya devretmiş ve 1956 yılından itibaren rafineri tam kapasite ile çalışmaya başlamıştır. 1959 yılından itibaren Raman ve özellikle Garzan'daki petrol arama sahaları geliştirilerek Batman Rafinerisinin yıllık kapasitesinin %75-100 oranında artırılmasını gerekli kılan petrol rezervleri belirlenmiştir. Hampetrol üretiminin ve petrol ürünlerine olan ihtiyacın giderek artmasıyla rafinerinin kapasitesi 1960 yılında 580 bin ton/yıl'a yükseltilmiş, 1966 yılında mevcut sisteme yüksek oktanlı benzin ve LPG gazı üretmek üzere REFORMER ve LPG üniteleri ilave edilerek devreye alınmıştır. 1972 yılında da gerçekleştirilen Tevsii Projesi ile rafinerinin kapasitesi 1.1 milyon ton/yıl'a yükseltilmiştir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/lise-cografya-dersi/49637-turkiyedeki-rafineri-tesisleri-ve-tarihcesi.html#post100599

ANADOLU TASFİYEHANESİ ANONİM ŞİRKETİ (ATAŞ)

1958 yılında Mersin'de Mobil Oil, Shell, Caltex ve B.P. tarafından kurulan şirketin adı Anadolu Tasfiyehanesi Anonim Şirketi olup, kısa adı ATAŞ'dır. Petrol Kanunu hükümleri gereğince yabancı sermaye ile kurulan bu rafinerinin yıllık kapasitesi 3.2 milyon ton düzeyindeydi. ATAŞ Şirketinin kurucularından CALTEX daha sonra ortaklıktan ayrılmıştır. Anadolu Tasfiyehanesi Anonim Şirketinde MOREF(Mobil Refining) %51, Shell %27, BP-Turk %17 ve Marmara Petrol % 5 hisseye sahiptir. 1969 yılında rafinerinin kapasitesi 4.4 milyon ton/yıl'a yükseltilmiştir.


İPRAŞ İSTANBUL PETROL RAFİNERİSİ A.Ş. (İZMİT RAFİNERİSİ)

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), ülkemizde akaryakıt dağıtımı alanında faaliyet gösteren California Texas Oil Corp. (CALTEX) şirketi ile anlaşma yapmak suretiyle İstanbul'dan 80 km uzaklıkta, İzmit Körfezi'nin kuzey kıyısındaki Tütünçiftlik yöresinde, yıllık kapasitesi 1 milyon ton olan bir rafineri kurmak üzere Petrol Dairesi'nden 10/12/1959 tarihinde belge almıştır. İstanbul Petrol Rafinerisi A.Ş. (İPRAŞ), endüstrimizin, sivil halkın ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin petrol ürünleri gereksinimini karşılamak amacıyla kurulmuş olup, % 51 hissesi TPAO'ya, geri kalan % 49'u uluslararası bir petrol şirketi olan CALTEX'e ait idi. Rafineri 23 Nisan 1960 tarihinde temeli atıldıktan 16 ay sonra 24 Ağustos 1961 tarihinde devreye alınmıştır. TPAO ve Caltex arasındaki 10 yıl süreli ortaklık anlaşması 12 Mart 1972'de sona ermiş ve bu tarihte Caltex'in hisse senetleri, TPAO tarafından satın alınarak rafineri tümüyle ulusal bir kuruluş olmuştur. İPRAŞ'ın Ana Sözleşmesi 25 Ekim 1983 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı'nda TÜPRAŞ Ana Sözleşmesi'ne dönüştürülmüş ve TÜPRAŞ'ın tescil ve ilanı 16 Kasım 1983 tarihinde tamamlanmıştır. O tarihe kadar TPAO'na bağlı olarak faaliyet gösteren İzmir ve Batman Rafinerileri ile yapımı devam eden Kırıkkale Rafinerisi TÜPRAŞ'a devredilmiştir. İzmit Rafinerisi'nin 1961 yılında 1.0 milyon ton/yıl olan hampetrol işleme kapasitesi, 1967 yılında I.Darboğaz Giderme Projesi ile 2.2 milyon ton/yıla, 1972 yılında gerçekleşen I.Tevsi Projesi ile 5.5 milyon ton/yıla, 1977'de tamamlanan II.Darboğaz Giderme Projesi sonunda 7.0 milyon ton/yıla, 1980 yılında yapılan çalışmalar sonunda 7.8 milyon ton/yıla, 1982 yılında tamamlanan II.Tevsi Projesi sonunda da 11.5 milyon ton/yıla ulaşmıştır.

TÜPRAŞ İZMİR RAFİNERİSİ

Türkiye'de artan petrol ürünleri talebini karşılamak amacıyla İzmir'in Aliağa yöresinde 1967 Ağustos ayında temeli atılan İzmir Rafinerisi 1972 yılında işletmeye alınmıştır. Kuruluşunda 3 milyon ton/yıl olan hampetrol işleme kapasitesi, Darboğaz Giderme Projeleri ile 1982 yılında 3.8 milyon ton/yıl'a, 1984 yılında 5.0 milyon ton/yıl'a ve 18 Kasım 1987 tarihinde tamamlanan Tevsii Projesi sonunda 10 milyon ton/yıl'a ulaşmıştır. Ayrıca 300 000 ton/yıl kapasiteli ülkemizin tek makina yağı kompleksi İzmir Rafinerisinde bulunmaktadır. Makina Yağları Kompleksi projesi kapsamındaki Vakum, Propan Deasfalting, Furfurol Ekstraksiyon, Ferrofining, Dewaxing, Hidrojen Üniteleri 23/4/1974 tarihinde işletmeye alınmıştır. 1988 yılında İzmir Rafinerisinin mevcut makina yağı üretim kapasitesi 175 bin ton/yıl'dan 300 bin ton/yıl'a çıkarılmıştır.

TÜPRAŞ KIRIKKALE RAFİNERİSİ

Kırıkkale Rafinerisi, Orta Anadolu Bölgesi'nin petrol ürünleri ihtiyacını karşılamak amacıyla TPAO ile ROMANYA INDUSTRIAL EXPORT IMPORT firması arasında 14 Ağustos 1977 tarihinde imzalanan ticari sözleşme ile kredi anlaşması çerçevesinde kurulmuştur. Kırıkkale Rafinerisi yılda 5 Milyon Ton 36 oAPI graviteli Kerkük hampetrolü işleyecek şekilde dizayn edilmiştir. Kırıkkale Rafinerisinin hampetrol ikmali BOTAŞ'ın Ceyhan Terminalinden 447 Km. uzunluğunda 24 inç'lik boru hattı ile yapılmaktadır. Mevcut durumda maksimum kapasitesi 5.0 milyon ton/yıl'dır. Kırıkkale Rafinerisi 25 Ekim 1986 tarihinde işletmeye alınmıştır.

TÜPRAŞ KÖRFEZ PETROKİMYA VE RAFİNERİ TESİSLERİ

Petkim Petrokimya Holding A.Ş.'nin kurduğu ilk kompleks olan Yarımca Tesisleri, Etilen, Klor Alkali, Vinil Klorür Monomer, Polivinil Klorür, Alçak Yoğunluk Polietilen Fabrikaları ile 1970 yılında üretime başlamıştır. 1972-1976 yılları arasında Karbon Siyahı, Stiren, Polistiren, DDB, BDX, SBR, CBR ve Kaprolaktam Fabrikaları da devreye alınarak Yarımca Tesisleri kuruluşunu tamamlamıştır. 1990 yılından itibaren Dünya Petrokimya Sanayi ile birlikte krize giren PETKİM, 1990-1995 yılları arasında Yarımca Tesislerindeki Klor Alkali, Etilen, Stiren, LAB (DDB) ve Kaprolaktam Fabrikalarının üretimine son vermiştir. PE, PVC ve VCM fabrikalarının üretimine de 2001 yılı içerisinde son verilmiştir. Yarımca Tesisleri, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 05/10/2001 tarih ve 2001/54 sayılı kararı ile Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş.'ye devredilmiş ve Körfez Petrokimya ve Rafineri Müdürlüğü adını almıştır. Emülsiyon Stiren Butadien Kauçuk (SBR), Solüsyon Bütadien Kauçuk (CBR), Karbon Siyahı (KS), Polistiren (PS) ve Bütadien Ekstraksiyon (BDX) Fabrikaları üretime devam etmektedir.