Habitat: Bir organizmanın doğal olarak yaşadığı ve üreyebildiği yer.
Haploid: Olgun bir üreme hücresinde bulunan kromozom sayısı, vücut hücrelerinin sahip olduğu kromozom sayısının yarısına sahiptir. Kromozom sayısının yarıya inmesi sonucu oluşan "n" sayıda kromozom taşıyan hücrelere haploid hücre denir.
Havers kanalı: Kemik dokudaki, sinir ve kan damarlarının geçtiği kanal.
Hemofili : Kanın pıhtılaşmaması hastalığıdır.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/lise-biyoloji-dersi/58742-biyoloji-terimleri-ve-aciklamalari.html#post120036
Hemoglobin: Alyuvarlarda O2 ve CO2 taşıyan, demir içeren protein.
Hermafroditizm: Her iki eşeyede sahip canlı
Heterosis: (melez gücü) Melezlerin atalarına göre kazandıkları üstünlük.
Heterozigot (Melez döl): Yavruda karakteri oluşturan 2 geninde farklı şekil ve özellikte olmasıdır. (Aa, Bb, Ee…)
Hibrit: Melez
Hibridizasyon (Melezleme): Birbirini bütünleyen iki DNA zincirinin biraraya gelerek ikili sarmal biçimindeki molekülü oluşturması.
Hipermetropluk : Göz yuvarlığının görme ekseni boyunca kısalması ve merceğin kırıcılığının azalması sonucu oluşur. Görüntü ağ tabakanın (retina) arkasına düşer. Bu durumda yakındaki cisimler net görülemez ama uzaktakiler net görülürler. İnce kenarlı mercek ile düzeltilir.
Hipotalamus: Ön beynin alt bölgesi olup bazı organ ve bezlerin çalışmasını düzenleyen kısmı.
Histoloji: Dokuları inceleyen bilim dalı
Homeostasi: Bir organizmanın içinde yaşadığı ortamla madde alış verişi yaparak, kendi iç ortamını belli sınırlar arasında dengede tutması.
Homojen: Bütün birimleri aynı yapıdai, aynı nitelikte olan
Homolog kromozom: Biri anneden, diğeri babadan gelen aynı gen çiftine sahip kromozomlar.
Homozigot (Arı döl) : Yavruda karakteri oluşturan 2 geninde aynı şekil ve özellikte olmasıdır. (AA, aa, BB, bb…)
Hormon: Vücudun bir kısmında oluşturulan sonrada difüzyonla yada kan dolaşımıyla diğer kısımlarındaki hücrelere taşınarak onların çalışmalarını düzenleyen özel maddeler.
Hücre : Canlıların en küçük yapı birimlerine hücre denir. Örnek : Kan hücresi, kemik hücresi
Hücre solunumu : Enerji taşıyan besinlerin (şeker, protein, yağ) parçalanarak yapılarındaki enerjinin açığa çıkarılması olayına hücre solunumu denir. Solunumda amaç, fotosentezle besinlerin yapısında depolanan güneş enerjisini canlıların kullanabileceği şekle (ATP) çevirmektir.
I
Islah: Bitki yada hayvanlarda türün iyileştirilmesi işlemi.
İ
İmplantasyon: Döllenmiş yumurtanın rahim'in (uterus) Yumuşak dokusuna gömülmesi, döl tutma
İnorganik madde: Canlılardan elde edilmeyen ve canlıların yaşadığı çevrede bulunan maddeler(karbondioksit, su, tuz vs.)
İnsülin: Pankreasın ürettiği kan şekerini azaltan hormon
İnterfaz : Canlı hücrenin normal yaşam evresidir. Bu evrede hücre büyüyüp olgunlaşır. Bu evrenin sonuna doğru DNA ve sentrozomlar kendini eşler.
İnterferon: Hücrelerin virüslere karşı ürettiği özel savunma maddesi.
İrkilme : Canlıların dış ortamdan gelen uyarılara tepki göstermelerine irkilme denir.
İris: Gözün saydam tabakasının altındaki damar tabakadan oluşan renkli kısmı.
İskelet : Vücudumuzun çatısını oluşturan kemik yapıya iskelet denir.
İskelet : İnsana şekil veren, organlara desteklik sağlayan ve koruyan yapıya iskelet denir. İskelet sisteminin yapı birimi kemiklerdir. İnsan vücudu 210 kemikten oluşmuştur.
İzolasyon: Ayrılma, yalıtım. Biyolojide herhangi bir sebeple populasyondaki fertlerin birbirleriyle olan ilişkilerinin kesilmesi.
K
Kadavra: Tıp öğreniminde üzerinde çalışmak için hazırlanmış ölü insan ya da hayvan vücudu.
Kan : Besin ve oksijeni hücrelere taşıyan, hücrelerde yanma olayı sonunda oluşan karbondioksit ve zehir artıklarını boşaltım organlarına ileten, damarlar içinde dolaşan sıvıya kan denir.
Kan dolaşımı : Kanın kalpten çıkıp damarlar yardımıyla vücuda dağılmasına ve tekrar kalbe dönmesine kan dolaşımı denir.
Kapalı Dolaşım: Kanın kalp ve damarlardan oluşan kapalı bir sistem içerisinde dolaşmasıdır.
Karakter : Canlıların sahip olduğu her bir özelliğe denir. Kalıtsal karakterler anne ve babadan gelen gen çiftince oluşturulur. Göz rengi, saç rengi, saç şekli, ten rengi, kan grupları …
Kas : Vücudumuza biçim kazandıran, iskeletimizi ve iç organlarımızı hareket ettiren yapılara kas denir.
Kas tonusu: İskelet kaslarının, dinlenme durumundaki kasılı hali.
Katalizör: Kimyasal tepkimeye katılmadan tepkimenin hızını artıran madde
Kataraklık : Merceğin saydamlığını yitirmesiyle oluşan göz rahatsızlığı. Ameliyatla düzeltilir.
Kazein: Sütte bulunan bir çeşit protein.
Keratin: Omurgalı hayvanların derisinin, tırnak saç, boynuz gibi yapılarında bulunan, suda çözünmeyen sert protein.
Kilobase: 1000 nükleotidlik DNA parçalarını esas alan ölçü birimi.
Kitin : Böceklerin vücudunu örten sert örtü.
Klon: Genetik olarak birbirinin aynı olan canlılar.
Klorofil: Fotosentaz olayında güneş enerjisini kimyasal enerjiye çeviren yeşil pigment maddesi.
Kloroplast: Yeşil rekli klorofil pigmentini taşıyan plastid.
Kodon: Özel bir amino asiti şifreleyen üç nukleotitten olşan mRNA üzerindeki birim.
Koful : Hücrelerde bulunan içi sıvı dolu keselerdir. Bulunduğu hücrenin tipine göre çok farklı görevler yaparlar. (Depolama, sindirim, boşaltım…)
Kohezyon: Aynı cins moleküller arasındaki çekim kuvveti.
Kohlea: İç kulakta salyongozda bulunan yapı.
Kolesistokinin: İnce bağırsaktan salgılanan ve karaciğeri uyaran hormon.
Koloni: Aralarında işbölümü yapan tek hücreli organizmaların bir araya gelerek topluluk oluşturmaları.
Kolloid: Parçacık büyüklüğü 1-100 mm olan madde
Kondrin: Kıkırdak yapı hücrelerinin salgıladıkları ara madde.
Kondrosit: Kıkırdak doku hücreleri.
Konjugasyon: İki hücrenin geçici olarak gen alış-verişi yapmak için birleşmeleri.
Konsantrasyon: birim hacimde bulunan madde miktarı.
Kornea: Gözün ön tarafında sert tabakanın saydam kısmı.
Kozmik: Yıldızlar arası, uzaylarla ilgili olan
Kozmik madde: Evreni meydana getiren madde.
Kök: Bitkinin toprak altında kalan kısmıdır. Bitkiyi toprağa bağlar. Gövdenin boşlukta gelişmesine yardımcı olur. Topraktan su ve suda çözünmüş madensel tuzların alınmasını sağlar. Bazı bitkilerde de yedek besin depo eder.
Kromotin iplik: Dinlenme halindeki ökaryot hücrenin çekirdeğinde bulunan kromozomların karmaşık hali.
Kromozom: Prokaryot ve ökaryot hücrelerde üzerlerinde genleri taşıyan DNA ve nükleoproteinden oluşmuş yapı. Hücrenin kendi kendini eksiksiz olarak kopylalamasına yarayan tüm bilgileri içeren ve hücre çekirdeğinde yer alan DNAlar.
Kroner damarlar: Kalbi besleyen ince atardamarlar.
Krossing over: Mayoz bölünmede, tetratların kromotidleri arasında karşılıklı gen alış-verişi, parça değişimi.
Küçük kan dolaşımı : Kalbin sağ karıncığındaki kirli kanın akciğer atardamarı ile akciğerlere gidip temizlendikten sonra akciğer toplardamarı ile yüreğin sol kulakçığına dönmesi küçük kan dolaşımıdır.
L
Leğen (kalça) Kemikleri : Kalça kemikleri karın boşluğundaki iç organları bir leğen gibi tuttuğundan, bunlara leğen kemikleri de denir.
Lenf: Akyuvar içeren, kan plazmasına benzeyen renksiz sıvı.
Lizozom : Hücrenin midesi şeklinde görev yapar. İçerisinde 50 çeşit sindirici sıvı (enzim) bulundurur. Hücrede büyük yapılı besinlerin (protein, yağ, şeker) sindirilmesini sağlar. Yaşlanmış organelleri parçalar. Lizozomun zar yapısı bozulursa, hücre kendi kendini sindirir. Buna otoliz denir.
Lokus: Kromozomların üzerlerinde genlerin bulunduğu özel yerler.
Lop: Beyin, karaciğer gibi organların parçaları bölümleri.
Lökosit: Akyuvar, fagositoz yapan, antikor üreten, renksiz kan hücresi.
Lösemi (Kan kanseri) : Kandaki akyuvar sayısının sürekli ve anormal şekilde artmasıyla oluşur.
Lütein: Folikül hücrelerinde meydana gelen, yumurta sarısına renk veren pigment.
M
Matriks: İçinde biyolojik olayların oluştuğu cansız, sıvı ortam.
Melez: Herhangi bir karakter yönünden farklı iki arı dölün çaprazlanması sonucu oluşan heterozigot döl.
Mesane: Boşaltım sisteminin idrar toplanan torbası.
Metabolizma: Canlı organizmanın hücreleri içinde meydana gelen ve enzimlerle kontrol edilen olayların hepsi. Metabolizma ile enerji üretimi ve madde yapımı gerçekleştirilir. ATP üretimi ve protein sentezi iki önemli metabolik reaksiyondur.
Metagenez: Döl değişimi.
Mezenşim: Embriyonun gastrula safhasında aktoderm ve endoderm arasında meydana gelen hücre yığını.
Mezoderm: Embriyo gelişimi sırasında meydana gelen orta tabaka.
Mezozom: Bakterinin üremesi sırasında bakteri zarından kıvrımlar yaparak meydana gelen mitokondri benzeri yapı.
Mikron (m ): Milimetrenin binde biri (1m =1/1000 mm)
Mitoz: Bir hücreden aynı özellikte iki yeni hücre oluşturan hücre bölünmesi.
Mitokondri : Bakteriler hariç bütün hücrelerde bulunur. İki katlı zarla çevrilidir. Oksijenli solunum ile besinleri yakarak enerji (ATP) üretir.
Miyelin: Bazı nöronların aksonlarının dışını saran, uyartı iletimini hızlandıran yağlı madde(kılıf)
Miyokard: Kalp kası
Miyopluk : Göz yuvarlağının görme ekseni boyunca uzaması sonucu oluşur. Görüntü ağ tabakanın önünde oluşur. Bu durumda yakındaki cisimler net görünür ama uzaktakiler net görünmezler. Bu şekildeki göz uzağı net göremez. Kalın kenarlı mercek ile düzeltilir.
Miyozin: Kas hücrelerinde kasılmayı sağlayan protein yapıdaki kalın iplikler.
Modifikasyon: Çevre etkileriyle canlıların fenotiplerinde meydana gelen değişiklikler. Çevresel faktörlerin (sıcak,ışık, nem, beslenme…) etkisiyle, genlerin yapısının değil de çalışma şekil ve derecelerinin değişmesine denir. Kalıtsal olmayıp nesilden nesile aktarılmaz.
Monohibrit: Tek karakter bakımından melez.
Monomer: Büyük moleküllerin hidrolizi sonucu oluşan en küçük yapı birimi.
Monoploid: (Haploid) tek (n) sayıda kromozoma sahip hücre.
Mukoza: Sindirim borusu, soluk borusu gibi iç organların iç yüzeyini örten ve mukus sıvısı salgılayan ince tabaka.
Mukus: Mukozada yer alanmukus hücreleri tarafından salgılanan kaygan, sümüksü koruyucu sıvı.
Mutaston: Canlılarda çevre şartlarıyla meydana gelen ve kalıtsal olan DNA dizisinde ortaya çıkan ve kalıtımla aktarılabilen değişiklik.
N
Nabız : Kalbin kasılmasıyla atardamarlara pompalanan kanın damar duvarına vuruşudur. Normal insanda nabız dakikada 60-100 defa atar.
Nefridyum: Omurgasız hayvanlarda bulunan boşaltım organı.
Nefrit: Böbreklerdeki nefronların iltihaplanması sonucu oluşan hastalık.
Nefron: Omurgalı böbreğinin, idrar oluşturan yapısı ve işlev birimi.
Nişasta : Çok sayıda glikozun özel bağlarla birleşmesinden oluşmuştur. Şekerin bitkilerdeki depo şeklidir. Nişasta, ayıracı olan iyot çözeltisi ile mavi renge boyanır.
Nitrit asit: (HNO3) Niterat asidi. Yüksek derecede aşındırıcı, renksiz ve dumanlı sıvı. Zehirleyicidir ve şiddetli yanıklara yol açar.
Nöroglia: Sinir dokuda nöronlara desteklik yapan yardımcı hücreler, ara nöronlar.
Nöron: Sinir hücresi.
Nötr atom: Elektron ve proton sayısı birbirine eşit olan atom
Nükleoprotein: proteinlerin nukleik asitlerle kurduğu moleküler birlik.
Nükleotid: Nukleik asitlerin ( DNA, RNA) yapı birimleri.
Nukleus (Çekirdek) : Hücredeki genetik malzemeyi barındıran kısım.