TARİH BİLİMİNE GİRİŞ
Tarihin Tanımı
İnsan topluluklarının geçmişteki yaşayışlarını, kültür ve uygarlıklarını, sosyo-ekonomik yapılarını neden-sonuç ilişkisi içerisinde yer ve zaman göstererek inceleyen, elde ettiği bulguları, belgelere dayanarak objektif bir şekilde açıklayan sosyal bilim dalına tarih denir.
Tarihi Olaylar İncelenirken Uyulması Gereken Kurallar
1. Olaylar, neden-sonuç ilişkisi içerisinde incelenmelidir.
2. Olayın geçtiği yer ve zaman belirtilmelidir.
3. Olayda rolü olan kişilerin katkılarının doğru olarak değerlendirilebilmesi için olayın geçtiği günün şartları göz önünde bulundurulmalıdır.
4. Olayın geçtiği yerde araştırma yapılmalıdır.
5. Olaylar objektif olarak değerlendirilmelidir.
Objektifliğin sağlanması için aşağıdaki şartlara uyulmalıdır :
• Olayın üzerinden belli bir süre geçmelidir.
• Olay, meydana geldiği günün değer yargıları göz önüne alınarak incelenmeli, günümüzün değer yargıları ile yorumlanmamalıdır.
• Kaynak taraması yapılmalıdır.
Tarih Öncesi Devirler
İnsanların yeryüzünde faaliyet göstermeye başlamasından M.Ö. 3000 yıllarında Sümerler tarafından yazının bulunmasına kadar geçen döneme Tarih Öncesi Devirler denir.
Tarih öncesi devirlerle ilgili bilinmesi gereken bazı özellikler şunlardır :
• Tarih öncesi devirlerle ilgili yazılı belgeler olmadığından insan topluluklarının bıraktığı kalıntılar kullanılarak bilgi toplanabilmiştir.
• Tarih öncesi devirler, insanların kullandıkları araç ve gereçlere göre dönemlere ayrılmıştır.
• Tarih öncesi devirlerin başlama ve bitişleri bölgelere göre farklılıklar göstermiştir.
• Tarih öncesi devirler Mısır hariç normal seyrini izlememiştir. Bunun nedeni göçler sonucunda uygarlık alanında ileri toplumların diğer toplulukları etkilemesidir.

Taş Devirleri
1. Eski Taş Devri (Paleolitik)
Yontma Taş Dönemi’ni içine alan Paleolitik Devir’de insanlar;
• Küçük gruplar halinde avcılık ve toplayıcılıkla hayatlarını devam ettirmişlerdir. Üretim faaliyetleri başlamamıştır.
• Taştan, ağaçtan ve kemikten ilk defa araç - gereç yapımına başlamışlardır.
• Ateşi bularak ısınma, pişirme ve aydınlanmada kullanmışlardır.
• Mağaralarda yaşamışlar ve duvarlara çeşitli resimler yapmışlardır.
2. Yeni Taş Devri (Neolitik)
Cilalı Taş Devri diye de adlandırılan Neolitik Devirde tarımsal faaliyetler başlamıştır. Bu gelişme sonucunda insanlar;
• Üretici duruma geçmişler, toplayıcılıktan kurtulmuşlardır.
• Göçebelikten yerleşik hayata geçmişlerdir. Su kenarlarında köyler kurarak toplumsal hayatı başlatmışlardır.
• Ticaret faaliyetlerini başlatmışlardır.
• Hayvanları evcilleştirmişlerdir.
• Keten, kenevir gibi bitkiler yetiştirmişler ve dokumacılık faaliyetlerini başlatmışlardır.
• Yiyecek ve içeceklerini korumak için topraktan kaplar yapmışlardır. Topraktan ev eşyası yapmışlar ve seramik sanatını başlatmışlardır.
Maden Devirleri
Maden Devirleri Bakır, Tunç ve Demir Devirleri şeklinde üçe ayrılır. Ateşin bulunması madenlerin kullanılmasına ortam hazırlamıştır. Demirin bulunması ve işlenmesi, insanlık tarihinde çok önemli gelişmelere ortam hazırlamıştır.
Demirin yüksek ısıda işlenmesi sanayinin gelişmesine neden olmuştur. Tunç Devri’nde önce şehir devletleri sonra da büyük devletler kurulmuş, Demir Devri’nde ticaret hızlanmış ve toplumların birbirleriyle ilişkileri artmıştır.
Tarih Çağları
M.Ö. 3000’li yıllarda Sümerlerin yazıyı bulmalarıyla başlayıp günümüze kadar devam eden döneme Tarih Çağları denilmiştir.
Tarihin çağlara ayrılmasında toplumları etkileyen önemli sosyal ve ekonomik gelişmeler dikkate alınmıştır. Tarih çağları İlkçağ (M.Ö. 3000 - 375), Ortaçağ (375 - 1453), Yeniçağ (1453 - 1789), Yakınçağ (1789 - .....) şeklinde ayrılmıştır.
Konu 2

İLKÇAĞ MEDENİYETLERİ
Anadolu Medeniyetleri
Anadolu, göç ve ticaret yollarının üzerinde bulunması, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlaması, topraklarının verimli olması ve ikliminin insanların yaşayışına uygun olması gibi nedenlerden dolayı zengin ve yüksek kültürlerin beşiği olmuştur. Karşılıklı kültür alış - verişleri Anadolu’da uygarlıkların gelişmesini hızlandırmıştır.
M.Ö. II. Binden M.Ö. VI.Yüzyıla Kadar Türkiye
Hititler
Hititler, M.Ö. 2000 yılı başlarında Kafkaslardan Orta Anadolu’ya gelerek Kızılırmak kıvrımı içine yerleşmişlerdir. Hititler, M.Ö. 1400 yıllarında imparatorluk haline gelmişlerdir.
Bu dönemin en önemli gelişmesi, Hititler ile Mısırlılar arasında yapılan Kadeş Savaşı Antlaşması’dır. M.Ö. 1296’da yapılan Kadeş Antlaşması tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmadır.
Hitit Devleti, M.Ö. 1200 yıllarında batıdan gelen kavimler tarafından parçalanmıştır. Ege göçlerinden sonra şehir devletleri halinde yaşayan Hititlere M.Ö. 700 yıllarında Asurlular son vermişlerdir.
Asurlulardan sonra Türkiye’de Pers egemenliği kurulmuş ve Hitit halkı tamamen Pers hakimiyetine girmiştir.
Frigyalılar
Frigler, Ege göçleri sırasında Anadolu’ya gelerek M.Ö. 800 yıllarında Gordion (Polatlı) merkezli bir devlet kurdular.
Kafkaslar üzerinden gelen Kimmerlerin egemenliği altına giren Frigyalılara Persler son vermişlerdir.
Lidyalılar
Lidyalılar, Frigyalılar gibi M.Ö. 1200’lerde Anadolu’ya gelerek, bugünkü Gediz ve Küçük Menderes vadileri arasında kalan bölgede Kral Giges tarafından Sard (Salihli) merkezli bir devlet kurmuşlardır. Pers saldırılarına dayanamayan Lidya Devleti, M.Ö. 546 yıllarında yıkılmıştır.
İyonyalılar
Dorların baskısı sonucunda Akaların bir kısmı Yunanistan’dan Batı Anadolu’ya göç etmişler ve İzmir çevresindeki yerli halkla kaynaşarak şehir devletleri kurmuşlardır. Bu şehir devletleri arasında siyasal birlik sağlanamamıştır. İyon şehir devletleri arasında en tanınmışları Efes, Milet, Foça ve İzmir’dir.
Ön Asya’dan gelen ticaret yollarının bitim noktasında bulunan İyonyalılar, kısa zamanda ileri bir medeniyet kurmuşlar ve kolonicilik faaliyetleriyle zenginleşmişlerdir.
Urartular
Urartu Devleti, Doğu Anadolu’da Asya kökenli Hurriler tarafından kurulmuştur. Urartuların merkezi Tuşpa (Van)’dır. Bölgenin en güçlü devletlerinden biri olan Urartular, M.Ö. 600’lerde Medler tarafından yıkılmıştır.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=101821
M.Ö. II. Binden M.Ö. VI. Yüzyıla Kadar Türkiye’de Kültür ve Medeniyet
Devlet Yönetimi