John Lennon’un, Dakota yolu üzerinde öldürülmeden az önce yazdığı sözler.

Ya kıyısında yaşıyoruz hayatın ya da tam ortasında. Ya da farkında olamıyoruz bir çok şeyin. “Şey” diyorum, çünkü belli bir ismi yok onların. Bazen her şey oluyorlar çünkü. Hayata dair her şey... Acı… Hüzün… İmtihanlar ve bu imtihanların farkında olamamak… Ya da sabredememek...

Kendi fânîliğimizin farkında olmak, aslında Allah tarafından bize verilmiş değerli bir hediye.

Hayatımızı, günlerimizi, saatlerimizi, dakikalarımızı boşa geçirmek o kadar kolay ki! Yaşamak yerine yalnızca canlı olmak o kadar kolay ki!

Bir de hayatın ne kadar harikulâde olduğunu sürekli olarak unuttuğumuzu sorgularsak... Aslında ne çok şey unuttuğumuzun farkına varacağız. Bunu yeniden hatırlamak içinse, her zamankinden fazla zamanımız var aslında.

Bir yerlere ulaşmaktan çok, o yolculuktan zevk almak... Hayatın bir prova olmadığını ve garanti diyebileceğimiz tek şeyin yaşadığımız bu gün olduğunu bilmek. Dünyadaki bütün güzellikleri ve hatta acı gerçekler ardındaki güzellikleri de görmek. Ve bu güzelliklerden bir kısmını geri vermek. Çünkü hayat, bütün ve mutlak.

İhtiyacımız olan şey acaba profesyonel bir hayat edinmek mi, diye düşünüyorum. Profesyonel bir hayatın nasıl olması gerektiği sorusu geliyor aklıma.

Bize verilenlerin farkında olmak. Ama her şeyin. Onlardaki mesajı alıp, irdelemek. Manaya dönmek biraz maddeden sıyrılıp. Düşünmek… Düşünmek...
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/konusuz-konular/6437-yasam-sen-baska-planlar-yaparken-olan-seydir.html#post9587

“Hiç düşünmez misiniz? Hiç akletmez misiniz?”e mazhar olmaya çalışmak.

İdrak edebilsek keşke her şeyi, anlayabilsek biraz kıyısından da olsa. Sırrını çözebilsek...

Şu insanî aklımızın buna gücü yetip yetmeyeceğini sorgulamadan.