Petran-Snowboard-Lazboard ve üzme




Bir çok kayak merkezimizde karın yerde kalma suresi iki üç ay, ya da günlerle ifade edilirken; Meşeköy, Anzer ,Cimil, Ovit gibi yörelerimiz yılın 5-6 ayı karla kaplıdır.

Bu durum Rize'nin diğer ilçelerinin iç kesimleri için de aynıdır.

Başlangıcı bilinmeyen yıllardan beri kullanılan bu kayma tahtalarının, günümüzde kullanılan snowboard (kar tahtası) ların atası olabileceği iddia edildi.

Son yıllarda ulusal gazetelerimizde ve internet haber sitelerinde LAZBOARD adıyla yer bulan, Petran köyünün kayak seruvenlerini anlatmak, doğrusu ilimizin tanıtımı için hoş bir durum. Yazmanın keyfi kadar, uyuyan değerlerimizi farklı bakış açıları ve belki yeni önerilerle vitrinlere dökmenin ayrı bir huşusu var içimde. Bu nedenle biraz yörenin coğrafyasından sonrada lazboard ile devam edip, bir sonuca bağlamaya çalışacağım...

PETRAN:(Meşeköy) Rize'nin İkizdere ilçesinde 1500 -2000 metre kuşağında şirin bir köy. İkizdere-Anzer yolu üzerinde Kama'nın dibinden sola saparak ulaşılabilen bu yerin sahile uzaklığı yaklaşık 50 km dir. Tipik bir Karadeniz iklimi özellikleri taşımasına rağmen, kıyı ile iç kesimler arasında günlük ve mevsimlik hava şartları oldukça değişiktir. Şöyle ki; Rize Merkez ya da sahilde kar yağışlar seyrek sayılabilecek kadar az ve yerde kalma suresi uzun olmazken, çok uzak mesafe olmasa bile yükselti farkı nedeniyle iç kesimlerde ve Meşeköy'de karlı günler sayısı ile karın yerde kalma suresi oldukça fazladır.

Bir çok kayak merkezimizde karın yerde kalma suresi iki üç ay, ya da günlerle ifade edilirken; Meşeköy, Anzer ,Cimil, Ovit gibi yörelerimiz yılın 5-6 ayı karla kaplıdır. Bu durum Rize'nin diğer ilçelerinin iç kesimleri için de aynıdır.

Ülkemizde kurak geçen 2007 yılında bile, 1500 metre üstündeki Kaçkar kuşağında, yayla evlerinin bazılarında ancak bacalar görülebiliyordu bu yılın Şubat ayında. Hatta karsızlık nedeniyle kayak merkezlerinde özlemini gideremeyen kayakçılar için, Ayder'de teleferik yokluğundan helikopterle kayak turları düzenlenerek, yeni bir etkinlik başlatılmıştır son yıllarda Rize'de. Çarelersizlik çare olamazdı. Kaçkarlara çıkmanın her mevsim bir yolu bulunmalıydı zaten.

Bilindiği gibi ülkelerin gelişmişliği yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynakları ile değil, onların değerlendirilmesine bağlıdır. Bu zenginlikler her zaman maden ve ormanlardan oluşmaz; doğanın güzelliği ve doğal özelliklerini değerlendirerek de zenginlik yaratılabilir.

İlimizde potansiyel olarak, aslında olumsuzluk gibi görünen fakat değerlendirildiğinde aktiviteye dönüşebilen eşsiz bir kar örtüsü zenginliği vardır. Eşsiz diyorum çünkü: bu denli metrelerce kalınlıkta kar örtüsüne sahildeki ılıman iklim koşullarının yakınlığı her türlü ulaşım ve konaklamaya kolaylık sağlamaktadır. Zira sahilin sıcaklığı ile Kaçkarların karla kaplı soğuğu arasında sadece kısa bir düşey mesafe vardır.

Her nimetin bir külfeti vardır ama bazı külfetler de nimete dönüştürülebilir Petran örneğinde ki gibi. Petran yeni adıyla Meşeköy tipik bir Karadeniz köyü. Ancak yinede iç kesimlerdeki köylerimizle sahil bölgesindeki köyler arasında yaşam koşulları farklılıklar gösterir. Yükselti dolayısı ile hava şartları ve tarım olanakları, geçim şartları daha değişiktir bu yerlerde. Yaşantılarıda tabiki…

Bu koşullar altında oldukça tenhalaşan köylerimizden Meşeköy'de dedelerden kalma yöntemlerle kayak sporu yapılmaktadır. Hem de yediden yetmiş yediye her yaştan insanların ustaca yaptığı bu sporu, yine snowboard adıyla ithal bir spor olarak duymuştuk. Oysa Meşeköy'de yapılan ve eski bir gelenek olarak yerel araçlarla gerçekleştirilen bu spordan; Dünya Snowboard İkincisi Ueli Kestenholz'un Kaçkarlar'daki bu köye gelmesi bize “günaydın baylar...!” gibi geldi. Köydeki bütün erkekler “izme” ya da “yüzme” dedikleri araçla bu sporu yapıyordu.

Hatta Meşeköy’de, başlangıcı bilinmeyen yıllardan beri kullanılan bu kayma tahtalarının, günümüzde kullanılan snowboard (kar tahtası) ların atası olabileceği iddia edildi. Elbette Snowboard: Petran’ın üzme tahtasının modern şeklinden başka bir şey olmasa gerek. Böyle olunca da atası bizden olduğunu düşünmemek mümkün görünmüyor. Meşeköylülerin kullandığı ‘üzme tahtası’ndan (kayma tahtası) esinlenerek yapılmış olabileceğini söyleyen bir ilgili kişi yine dünya ikincisi profesyonel kayakçı Ueli Kestemolz. Yine snowboard tarihine baktığımızda 45 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu görmek, Ankara keçisinin Orta Anadolu’dan güney Afrika’ya hatta Kanada’ya kadar yayıldığını hatırlatıyor bana. Birkaç tahta parçası ve bir parça iple gerçekleştirilen kayma aracının yerel ismi, üzme veya izme olduğu halde; “bu adın hikmetinin, karda bıraktığı iz ve birkaç metrelik karın üstünde düşe kalka yüzercesine ilerlemekten olsa gerek” diye düşünen Hürriyet haber merkezine rağmen, şöyle bir yorumda ben yapmak istiyorum:

İkizdere'de eskiden çocuklar derelerde yüzmeye giderken, üzmeye gidiyoruz denirdi. Yani "yüzmek" yörede "üzmek" şeklinde kullanılırdı. Kurban derisini yüzme yerine "soyma" derlerdi. Böyle bir çok ifadeye daha rastlamak olasıdır 20-30 yıl öncesine kadar İkizdere’de. Tahminim odur ki, karda kaymayı da yüzme ile özdeşleştirerek "üzme" olarak tanımlamışlardır. Kaymayı gerçekleştirdikleri araca bu noktadan hareketle "üzme" adını vermişlerdir. "İzme" ise “üzme”den başkalaşmış bir ifade olmalı. Bu savımı yine Hürriyet gazetesinde yayımlanmış şu ifade de desteklemektedir. “Sabahın erken saatlerinden gece yarısına kadar kayıyorlar. Hiç bıkmadan indikleri tepeye yeniden tırmanıyorlar. İzme tahtalarının üstünde jet gibiler. "Bizi dolunayda görmelisiniz. Mehtapta sabaha kadar bir vadiden diğerine, gidip geliriz. Denizde değil, karda yüzüyoruz."



Sonuçta bu aracın adı yabancı dilde kar tahtası anlamında snowboard olduğuna göre, biz de bu araca kar tahtası yerine "LAZTAHTASI" adını koysak, beklide iyi bir yakıştırma yapmış oluruz. Varsın yabancılarda "LAZBOARD" desinler. Desinler de Rize'yi ezberlesinler. Kayak güzel bir ifade ama, enteresanlık daha cazibeli...!
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/konusuz-konular/36571-petran-snowboard-lazboard-ve-uzme.html#post78401

Kışın karda, yazın onlarca çeşit bitki ve çiçeklerle kaplı, her açıdan büyüleyici bir güzelliğe sahip yamaçlarında çimde kayma adetleride vardır Meşeköylülerimizin. Hatta diğer yaylalarda, çimde kaymak için seçtiğimiz hartuma denen yarma ağaç levhalarının bir yüzüne çiçek polenlerini sürerek kayganlaşmasını ve bu nedenle daha hızlı kaymasını sağlardık biz de çocukluğumuzda. Bir hartuma üzerinde çimde kayabilmek aynı zamanda yamaç eğiminide hatırlatıyor olsa gerek...

Esasen üzme sporu bir ihtiyaçtan doğmuştur Meşeköy’de. Çünkü kışın metreler ile ifade edilen kar örtüsü ile dik yamaçlar boyunca ulaşıma pratik bir çözüm olarak başlamıştır üzmecilik. Sonrasında ihtiyacın çözümü olan eylem, spora ve dededen toruna ulaşan heyecanlı bir hobiye dönüşmüştür. Üzmenin resimleri dışında yapılışındaki ustalık ve milimetrik hesapları ile üzerinde kaymanın zevkini yaşamanızı için size Petran’a gitmeyi öneriyorum. Petranlı hemşehrilerimiz de bu konuyu örgütlü ve planlı bir şekilde geliştireceklerini, gerekli tesis ve tanıtımının yapılmasına destek vereceklerini, böylece Rize turizmine renk ve ivme katacaklarını söylemektedirler.

Bize düşen: Rize civarında daha nice farklı, bir okadarda ilginç özellikleri teşhir edip değerlendirilmesini sağlamak. Nice vatandaşlarımızın yurt dışında duyupta gittiği tabiatların en kralının, aslında Kaçkarlarda olduğunu bilmiyorlarsa birazda bizlerin ihmali olduğunu düşünmek haklı bir özeleştiri olsa gerek. OYSA , YAŞANMIŞ ÖYKÜLERİN ÖZLEMİ VAR İÇİMDE... DENİZDE MAVİ MAVİ RİZE’DE YEŞİL BİÇİMDE...

Saygılarımla.
İbrahim COŞKUN – Ankara