Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


3 sonuçtan 1 ile 3 arası
  1. #1
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Nostalji bölümü

    arkadaşlar Nostalji Bölümümüzde Isteyen Arkadaşlarimiz Sitede Ilk Açtiği Konulari Yayinlaybilir.den çok Ilgi çeken üyeye +rep ödüllü

  2. #2
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Nostalji bölümü

    GPS’E ATMOSFERİN ETKİLERİ
    ÖZET
    Atmosferden geçen GPS'in mikrodalga sinyalleri, elekromagnetik dalgaların yayınımı ilkelerine tabidir. Atmosfer GPS'in her iki sinyalini de, Ll ve L2, etkilemekte ve değişikliklere neden olmaktadır. Bu yüzden atmosferin etkilerini hesaba katan düzeltmeler ölçmelere uygulanmalıdır. Atmosferin GPS sonuçlarına etkisi en çok yükseklik parametresinde kendisini göstermektedir. Bunu sayısal bir ifade ile vermek istersek: atmosferik, özellikle troposferik, gecikme belirlemesinde yapılacak l cm.'lik bir hata yükseklik değerinde 3 cm. hataya neden olmaktadır. Bu bildiride atmosferin GPS sinyallerine ve dolayısıyla GPS ölçmelerine olan etkileri ve etkilerin ne biçimde oluştuğu sunulmuştur. Bu etkileri daha iyi anlayabilmek amacıyla atmosferin ilgili yerlerine ilişkin yapıları da verilmiştir.


    . GİRİŞ
    Yayınım çalışmalarında, atmosfer iki belirgin bölge olarak düşünülebilir: 100 km.'den 1000 km. yüksekliğe kadar elektrik yüklü iyonesfer ve yeryüzünden 100 km. yüksekliğe kadar elektriksel olarak nötr atmosfer (jeodezideki yaygın adı: tro-posfer)dir. Mikrodalga frekansındaki elektromagnetik sinyaller için atmosfer, yeryüzündeki veya yakınındaki bir durakla (istasyon noktası) bir uydu arasındaki elektromagnetik olarak ölçülen uzaklığın bir doğru parçası olan geometrik uzaklıktan sapmasına neden olur. Bu sapma iki şekilde gerçekleşir:
    a-Sinyal yolu eğriliği b-Yayınım gecikmesi En önemli etki, iyonosferik ve troposferik olarak ikiye ayrılabilen yayınım gecikmesidir. Her türlü hava koşulunda ölçmeye olanak tanıyan ve her geçen gün önemi hızla artan uydu jeodezisinde yol gecikmesini saptamaya yönelik uygun yöntem ve modellere gereksinim vardır. Şimdi bu yukarıda sunulan sapmaları irdeleyelim.

    2. Sinyal Yolu Eğriliği
    Fermat ilkesine göre bir elektromagnetik sinyal, elektromagnetik olarak en kısa ("en hızlı") yol boyunca seyahat eder. Bu da her zaman geometrik olarak en kısa yol demek değildir. Atmosfer bir vakum (boşluk) olmadığından, elektromagnetik sinyal bir eğri yol boyunca hareket eder. Eğri yol ile doğru yol arasındaki fark, başucu (/cıııt) doğrultusunda tam olarak sıfırdan yatayda bir kaç metreye kadar ulaşmaktadır (Hopfield, 1977). 10<&#187; nin üzerindeki eğim açıları için eğrilik terimi her zaman 2 cm. den daha küçüktür (Berrada Baby v.d., 1988). Kouba (1979) atmosferdeki sinyal yolu eğriliğini hesaba katan bir ampirik model sunmuştur:
    Burada, b[E] sinyal yolu eğriliğinden kaynaklanan yol uzunluğu fazlalığı, E ise uydunun eğim (yükseklik) açısıdır.
    Tablo l'de çeşitli eğim açıları için 'b(E)' değerleri sunulmuştur. Uygulamada 15-20&#176;&#176; eğim açısının altında yapılan uydu gözlemleri nadiren kullanılır, çünkü bu tür eğim açıları için iyonosferik ve troposferik etkileri modellemek zordur. Sinyal yolu eğriliğini değerlendirmeye tabi tutma gereği böylelikle ortadan kalkmış oluyor. 15-20&#176;&#176; eğim açılarının üzerinde eğrilikten kayanaklanan düzeltme değerlerinin aldığı değerler Tablo l 'den kolaylıkla görülebilir.
    E O b[E] (m)
    0 3.200
    5 0.075
    10 0.019
    15 0.009
    20 0.005
    30 0.002
    40 0.001
    50 0.001
    60 0.001
    70 0.001
    Tablo I :Sinyal yolu eğriliğinden kaynaklanan düzeltmeler


    3. Atmosferik Yayınım Gecikmeleri
    Modern uzay bazlı jeodezik sistemlerde, atmosferin neden olduğu elektromagnetik sinyallerin yayınım gecikmeleri, sınırlayıcı hata kaynaklarından biri olarak bilinir. Bu sistemler, iki belirgin frekans bandı kullanır: Çok Uzun Bazlı İnterfero-metri (VLBI) ve Küresel Konumlama Sistemi (GPS) gibi mikrodalga bandı veya Uydu Lazer Uzunluk Ölçme (SLR) gibi optik band. Mikrodalga frekanslarında, iyonosfer dispersif (saçıcı)dir ve yayınım gecikmesine katkısı çift-frekanslı band gözlemleriyle yaklaşık olarak ortadan kaldırılabilir. Oysa troposfer olarak da adlandırılan nötr atmosfer, yaklaşık 15 Ghz'lık frekanslara kadar etkin olarak non-disper-sif (saçıcı olmayan) bir bölgedir. Bu yüzden iki radyo frekansınn kullanımı troposferik yol gecikmesinin etkisini düzeltmeyecektir (veya orftdan kaldırmayacaktır) (Cross ve Seller, 1991).
    Atmosferik yayınım gecikmelerini, iyonosferik ve troposferik gecikme olarak inceleyebiriz

    3.1. İyonosferik Gecikme
    İyonosfer, yeryüzünden 100 km.'den 1000 km.'ye kadar olan ve yeryüzü etrafındaki küresel bir kabuk olarak düşünülebilir. İyonosfer saçıcıdır (dispersif) ve nötr moleküllerin solar radyasyondan dolayı iyonlaşmasından kaynaklanan serbesl elektronlar içerir. İyonosferin GPS sinyallerine olan gecikme etkisi elektron yoğunluğuna bağlıdır. Elektron yoğunluğu yaklaşık 300-400 km. yüksekliğe kadar artar ve sonra tekrar azalmaya başlar. Bunun nedeni alçalan yükseklikle azalan solar radyasyon yoğunluğuyla ve artan yükseklikle azalan atmosferik yoğunluğuyla açıklanabilir. Atmosferdeki serbest elektronların yoğunluğu,, coğrafi vejeomagne-tik konumun, solar ve jcomcgnctik aktivi-tenin, mevsimin ve günün saatinin bir fonksiyonudur (Hartman ve Leitinger, 1984).
    İyonosfer boyunca seyahat eden bir elektromagnetik sinyal iki biçimde etkilenir. Faz hızı artarken grup hızı yavaşlar. Her iki etki de büyüklük olarak aynı fakat ters işaretlidir. Diğer bir deyişle GPS kod ölçmeleri gecikir, fakat taşıyıcı faz ölçmeleri ise hızlanır. Bu yüzden uydu ile alıcı arasındaki geometrik uzunluğa kıyasla kod ön-uzunlukları (pscudoranges) daha uzun, taşıyıcı faz ön-uzunlukları (pseudo-ranges) daha kısa ölçülür.Her ikisinde de boyut aynıdır.
    İyonosferik kırılmanın neden olduğu uzunluktaki değişim, toplam elektron sayısının (TEC) belirlenmesiyle sınırlandırılabilir. Ancak TEC, oldukça karmaşık bir büyüklüktür. Bunun nedeni, güneş lekesi hareketlerine (l l yıllık bir peryota sahiptir), mevsim ve günlük değişimlere, uydudan gelen sinyalin azimut ve eğim açısına, gözlem durağının (alıcının) konumuna -bağlı olarak değişmesidir. Bütün etkiler göz önüne alındığında GPS ön-uzunluğu 0.15m ile 50m arasında yanlış elde edilebilir (Clynch ve Coco, 1986). Toplam elektron sayısı ölçülebilir, kestirilebilir, modellerle etkisi hesaplanabilir veya yok edilebilir.
    İki frekansta yapılan gözlemleri birleştirme, İyonosferik etkileri gidermede en kolay ve en doğruluklu yöntemdir. Zaten GPS'e iki tane taşıyıcı dalga yerleştirilmiş olmasının ana nedeni de bu çift-fre-kans yöntemi kullanımına olanak tanımaktır (Hofmann-Wellenhof v.d., 1994).
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/konusuz-konular/25660-nostalji-bolumu.html#post48864
    Ancak, sadece tek frekans ölçmelerinin mevcut olduğu durumlarda İyonosferik etkileri giderecek modeller bir kaç yıldan beri geliştirilmektedir. Gerçek-zamanlı GPS uygulamaları için gerçekleştirilen bu yerel modeller genel modellerden çok daha doğruluklu sonuçlar üretir. (NATO, 1990).
    Tek frekans ölçmeleriyle İyonosferik gecikmeleri hesaplayan modeller kullanarak elde edilen sonuçlar oldukça iyi olmasına rağmen çift-frekanslı ölçmelerin kullanılması halinde en iyi sonuçlar elde edilir. Çift-frekanslı GPS alıcılarının fiyatlarının düşmesiyle, tek frekanslı ölçmelerin ve İyonosferik modellerin yüksek duyarlık (presizyon) gerektiren uygulamalarda pek kullanılmayacağı görülmektedir. Ancak, uzun bazlar için tamsayı belirsizliklerini sabitlemek (fıx) için ara adım olarak geniş-dalga çözümü hesaplanmak zorunda kalındığında bu modeller yararlı olabiliyor.

  3. #3
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Nostalji bölümü

    3.2. Troposferik Gecikme
    Nötr (iyonsuz) atmosfer, yeryüzünden 100 km. yukarısına kadar uzanan yaklaşık küresel bir kabuktur. Yeryüzünden 50 km.'nin yukarısına kadar değişen bu kabuğun alt kısmı, bütün atmosferik kütlenin %99.9'unu oluşturur (Kert?, 1971). Bu alt kısım, sıcaklığın yükseklikle azaldığı troposfer (0-10 km.), sıcaklığın sabit kaldığı tropopause (10 km.) ve sıcaklığın yükseklikle arttığı stratosfer (10-50)'den meydana gelir. Şekil l.. yeryüzü atmosferinin yüzeyden 100 km. yüksekliğe kadar olan sıcaklığın dağılımını göstermektedir.
    Troposfer toplam gecikmenin %80'ni-ni oluşturduğundan, atmosferin nötr kısmından geçen sinyalin uğradığı gecikme genel olarak 'troposferik gecikme' olarak adlandırılır (Hopfıeld, 1970). Sonuç olarak troposferden söz edildiğinde genelde yeryüzü atmosferinin 50 km.'lik alt kısmı kastedilmektedir.
    troposferik gecikme modelleriyle yüksek doğrulukla belirlenebilir. Troposferin kuru kışını hidrostatik dengede okluğundan, ideal gazlar yasası kolayca uygulanabilir. Islak kısmı ise troposferde hem yatay hem
    Bileşenler Molar ağırlık(kg/kmol) Miktar
    N2 (azot) 28.0134 0.78084
    02 (oksijen) 31.9988 0.209476
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/konusuz-konular/25660-nostalji-bolumu.html#post48865
    Ar (argon) 39.948 0.00934
    CO2(karbondioks) 44.00995 0.000314
    Ne (neon) 20.183 0.00001818
    He (Helyum) 4.00126 0.00000524
    Kr (Kripton) 83.30 0.00000114
    Xe (Xenon) 131.30 0.000000087
    Tablo 2 : Kuru havanın temel bileşenleri (Davis et al, 1985)
    Nötr atmosfer, kuru hava ve su buharından oluşur. Kuru havanın temel bileşenleri Tablo 2.'de sunulmuştur. Kuru havanın bileşiminde enlem ve yüksekliklere bağlı olarak önemli bir değişiklik meydana gelmez (Smith ve Weintraub, 1953). Troposferde su buharı miktarı azdır ( su buharı basıncı kuru hava basıncının %1'ine karşılık gelir), fakat hem enlemle hem de yükseklikle çok değişmektedir. Ancak 10 km.'nin üzerinde su buharı büyüklüğü sıfıra inmektedir (Hopfield, 1971)
    Troposferik gecikme iki parçaya ayrılır: kuru ve ıslak. Kuru bileşeni yüzey meteorolojik ölçmelerinden türetilen bir çok de düşey olarak sıvı su ve su buharının düzensiz dağılımından dolayı hesaplanması (tahmin edilmesi) zordur. Gecikmenin ıslak bileşeni toplam etkinin %10 kadar kısmını oluşturmasına rağmen (Jancs v.d. 1989), toplam gecikme için çok hassas bir çözüm bulmada kısıtlayıcı rol oynayan bir belirsizliğe neden olmaktadır.
    Uydu ile alıcı arasında seyahat eden sinyalin yükseklik (eğim) açısı 15<&#187; 'nin altında olduğu durumlarda troposferik gecikme çok büyük boyutlara ulaşmakta ve modellemesi daha da zorlaşmaktadır.Tro-posferik gecikmenin zcnitteki değeri (uydunun yükseklik açısındaki değerine eşlenmemiş durumu, kısaca sinyalin başucu
    kadar bölgesinde uçaklığın dağılım, (EOS Science Steering Committee, NASA)
    ŞEKİL
    doğrultusundaki gecikme değeri) 2.2 m civarında olurken yatayda yani yükseklik açısının 0&#176;&#176;'ye yakın olduğu durumlarda 25-85m arasında değişebilmektedir. Bu yüzden GPS ölçmeleri yapanlardan troposferden ve sinyal yolu eğrilinden fazla etkilenmemeleri için gözlemlerini 15&#176;&#176; 'nin altına inen (buna ölçmeyi kesme açısı, cut-off angle veya mask angle denilmektedir) uydulara yapmamaları önemle sağlık verilir (Mekik, 1993).
    Islak bileşeni -dolayısıyla toplam tro-posferik gecikmeyi- belirlemeye yönelik bir kaç yöntem vardır. Bunlardan en yaygınları, yüzey modelleri (örneğin, Saasta-moinen ve Hopfıeld modelleri), radyo-sond profilleri, su buharı radyometresi (SBR) ve troposferik parametre kestirimi (standart atmosfer modeli)dir


    deVAMI

    http://www.forumreform.com/forum/sho...7.html?t=22777

Benzer Konular

  1. Bilgisayar Bölümü Staj Raporu
    By Mustafa Uyar in forum Staj Defteri Örnekleri
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 13.Ağustos.2011, 10:42
  2. Cin ali kitapları (nostalji)
    By Beyza in forum 1. Sınıf Etkinlikler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 28.Şubat.2010, 20:09
  3. Karnelerde düşüncelerimiz bölümü
    By soleil in forum Eğitim-Öğretim Çeşitli Dökümanlar
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 09.Haziran.2009, 23:04
  4. Fenerbahce Nostalji
    By NECHACK in forum Spor Arenası
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 03.Mart.2007, 01:39
  5. Walpaper Bölümü
    By CrazyTürk in forum Tema ve resimler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01.Mart.2007, 16:55

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.