Bilinçaltı...


Bazen hayatın içindeki duyguları hapsederiz. Hapis olduğunu sanırız. Hapis olan yer bilinçaltımızdır.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/konusuz-konular/1829-bilincalti.html#post2284

Bilinçaltı denilen kavram insanın kendi kendine beyninde kurup daha sonra onu yaşamaya çalışmasıdır. Bilinçaltı’nın hayata yansıyan tarafı budur. Birde bizim söz ettiğimiz bilinçaltı kavramı vardır ki; bu insanı çevresinden dolayı etkileyen kişilerin olmamasından kaynaklanan kendi kendine fazla kalmış insanlardır.

İnsanlar belli bir süre yalnız kaldığı zaman ya da kendini dinleyecek zamanı çokça bulduğu zaman buna alışır. Alıştıkça vazgeçemez. Ve yalnızlık onu yine bilinçaltına yönlendirir. Tıpkı bir oyun karakterinin beynine karşıdaki düşmanı öldürmesi gerektiğini yüklemek gibi kendi kendini öldürmeyi beyninin silinmez köşesine, bilinçaltına yükler.

Bilinçaltının bir diğer özeliği bir bilgisayar hafızasından trilyonlarca kat bilgi kaydedilip, onların ölümüne dek kaydıdır. Bir bilgisayar hafızası nasıl kendi kendine işlem kurup(geçmişte) bunu ileriki bir zamanda yapması yani programlama dediğimiz işlem gibi bilinçaltına yollanan_sizin ya da başka bir insanın_ bilgide insanın ileriki bir zamanda bu düşündüklerini yapmasıdır.

Bilinçaltınıza özen gösterin. Bilinçaltınıza verdiğiniz, yollanan her bilgi ileride ona zemin hazır olduğu zaman gerçekleşmeye başlar. Ve bunu siz yaptığınız için durdurulma şansı bir deli hastanesindeki delinin iyileşmesindeki orana eştir.

Örneğin bilinçaltınıza intiharı yolladıysanız. Zemini hazır olduğu zaman bunu yapmamanız içten bile değil.

Ama hayat her şeye rağmen güzel olduysa ve en az iki haftadır böyleyse bu intihar bilgisi silinir. Yerine gelmemek üzere. Ama bu kavram sadece intihar için geçerlidir. Silinmesi diğer olaylarda mümkün değildir. Hafıza kaybı gibi bir travmada bile…


Oğuzhan TANRIVER