Barda oturmuş, bir saate yakın bir süredir düşünceli bir biçimde
önündeki içki bardağını seyreden çelimsiz bir adamın yanına iri yarı bir adam geldi
ve hiçbir şey söylemeden adamın içkisini aldı, bir yudumda içiverdi.
"Bir saattir içkine bakıp duruyorsun, arkadaş" dedi. "İçki dediğin öyle
düşünerek değil, bardağı boğazından bir yudumda boşaltarak içilir."
Çelimsiz adam, önce iri yarı adama baktı, sonra da başını ellerinin arasına alarak
hıçkırarak ağlamaya başladı.İri yarı adam onun bu durumunu görünce elini omuzuna
dayadı ve özür diledi:"Aslında sana şaka yapmak istedim" dedi. "Ne de olsa bardayız.
Hemen yeni bir içki söylerim sana... Lütfen böyle üzülme..."Çelimsiz adam, içkisini
içen iri yarı adama acıyarak baktı.
"Mesele bambaşka, dostum" dedi ve anlatmaya başladı:
"Bugün her işimde bir uğursuzluk var... Sabah çalar saatim bozulmuş, geç
uyandım. İşe geç gittiğim işin patron bağırdı, çağırdı ve beni kovdu.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=18543
Üzgün bir biçimde otobüs durağına geldim ama otobüsü kaçırdım. Bir
taksiye bindim eve gittim. İndikten sonra cüzdanımı takside unuttuğumu anladım.
Evde, masanın üstünde eşimden bir mektup duruyordu. Bana daha fazla
dayanamayacağını ve bu yüzden evi terk ettiğini yazıyordu. Benim için
yaşamın artık bir anlamı kalmamıştı. Bir eczaneden güçlü bir zehir aldım
ve buraya geldim, bir içki söyledim. Zehiri içki bardağıma boşalttım ve
karşısına geçip, yaşamımı gözden geçirmeye başladım. Sonra da bardağı
kafama dikeceğim sırada, bir uğursuzluk daha geldi başıma, sen çıktın
karşıma, içkimi, bir dikişte içiverdin. Ne uğursuz bir günümdeyim,
bugün.