Özet

"Oğlan dürbününü gölün görülebilecek en uzak köşesine yeniden çevirmişti ki, soluğu kesildi. İşte oradaydı! Birden herşeyi unuttu. Ta uzaklarda, Isık-Göl'ün maviş maviş ışıldayan yüzeyinde beyaz gemi yüzerek geliyordu. Bir sıra bacası olan upuzun, güçlü, güzel bir gemiydi bu. Gergin bir tel üzerinde yürüyormuş gibi yalpalamadan, dümdüz gidiyordu. Çocuk, dürbünün camlarını gömleğinin eteğiyle çabucak sildi, yeniden ayar yaptı. Şimdi daha iyi görüyordu gemiyi. Dalgalarda sallandığı arkasında beyaz köpükler saçarak yüzdüğü açıkça belliydi. Çocuk salına salına giden gemiyi büyük bir hayranlık içinde, gözlerini ayırmadan seyrediyordu. Elinde o güç olsa içindeki insanları görebilmek için beyaz gemiyi daha yakından geçirirdi. Fakat geminin, kendisinden hiç haberi yoktu. Nereden gelip nereye gittiği bile belli değildi; kuğu gibi süzülerek, ağır ağır geçiyordu. Geminin geçişi uzun sürerdi. Çocuk bu sırada balık olduğunu düşünür,ırmaktan aşağı yüze yüze gemiye dek varırdı..."
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/kitap-ozetleri/59443-beyaz-gemi-cengiz-aytmatov.html#post121428
Adsız oğlan’ın Beyaz Gemi’yle olan ilişkisi sadece bu kadarken, o hergün Isık-Göl’e yakın bir tepeye tırmanıp Beyaz Gemi’yi seyrediyordu. Ama bunun için çok da iyi bir sebebi vardı önceleri çok küçükken ayrıldığı babasının Beyaz Gemi’de çalıştığını hayal etmeye başlamış, bir süre sonra da buna kendini iyice inandırmıştı.
Peki kim bu “adsız oğlan”? Hayatı kendi kafasınca yaşıyor O. Çünkü aradığı yok çevresinde. Özlemleri hayalleri Beyaz Gemi 'de , Boynuzlu Geyik Ana 'da??? yaşıyor. Problemlerini orada çözüyor, dertlerini onlarla paylaşıyor.