Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


3 sonuçtan 1 ile 3 arası
  1. #1
    soleil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Mesajlar
    4,856
    Tecrübe Puanı
    110

    Nıetzsche ağladığında

    KAHRAMANLARI:



    #NİETZSCHE:Henüz iki kitabı yayımlanmış,kimsenin tanımadığı bir filozof.Yalnızlığı seçmiş.Acılarıyla barışmış.İhanete uğramış.Tek sahip olduğu şey,valizi ve kafasında tasarladığı kitaplar.Evli değil.Tanrıyı öldürmüş.'Ümit kötülüklerin en kötüsüdür,çünkü işkenceyi uzatır' diyerek bir ümitsizlik çukurunda olduğunu belirtiyor.

    #BREUER:Efsanevi bir teşhis dehası.Ümitsizlerin kapısını çaldığı doktor.Psikanalizin ilk kurucularından.Kırkında,bütün Avrupalı sanatçı ve düşünürlerin doktoru olmayı başarmış.Güzel bir karısı ve beş çocuğu var.Zengin.Saygın.

    #FREUD:Breuer'in arkadaşı.Henüz genç.Geleceği parlak.Şimdi yoksul.

    #SALOME:Erkeklerin başını döndüren kadın.Çekici.Özgür.Evliliğe inanmıyor.Bazen aynı anda birçok erkekle beraber oluyor.Sanatçı ve düşünürleri tercih ediyor.

    KİTABIN ÖZETİ:

    Bir gün erkeklerin başını döndüren kadın,Salome,Nietzsche'den habersiz Breuer'e gelir.Ümitsizlik içinde olan Nietzsche'ye yardım etmesini ister.Doktor da kadının çekiciliğine kapılıp bu isteği kabul eder.Çünkü doktor da o sırada yasak bir ilişkiden yeni çıkmıştır.Hastasına tedavi sırasında aşık olmuş ve kendini ona iyice bağlamıştır.O da bunun farkındadır fakat hislerinin önüne geçemez.Bu ilişki hastasının ondan hamile olduğu yalanını uydurmasıyla son bulur.Breuer onu başka bir doktora nakleder.İşte bu ilişkiyi tam unutmuşken karşısına Salome çıkar.Salome Nietzsche'yi ikna edip Breuer'e gönderir.Fakat Nietzsche çok gururlu,hiç kimseyle konuşmayan,derdini kimseyle paylaşmayan birisidir.Ruhsal sorunu olduğunu da kabul etmez.Bunun yüzünden de Dr. Breuer onun fizikselhastalıklarını tedavi ediyormuş gibi görünerek psikolojisini anlamaya çalışır.(fiziksel hastalık olarak da stresten kaynaklanan migreni vardır.)Dr.Breuer tedavileri sırasında onun özel yaşamı hakkında bilgi almaya çalıştıysa da Nietzsche tek bir kelime bile etmez.Doktor en sonunda ondan hiç bir ücret talep etmeden onu bir sanatoryuma yatırmayı,migreni için üzerinde ilaçlar denemek istediğini ve bu gözlemler için de gözünün önünde olmasını uygun gördüğünü söyler.FakatNietzsche bunu kabul etmez ve doktordan tedaviyi bitirmesini ister.Doktor bu duruma çok üzülür.Hem arkadaşı hem de öğrencisi olan Freud'la hep onun hakkında konuşur, uyguladığı tedaviyi arkadaşına anlatıp onun da fikrini alır.bu konuşma gününün gecesinde Dr.Breuer uyuyacakken kapı çalınır ve kendisini Herr Schlegel olarak tanıtan bir adam evinde kalmakta olan bir hastadan söz eder vedoktora bir kart uzatır.Kartın üstünde Prof. Friedrich Nietzsche Filoloji Profesörü yazıyordur.Doktor bunu okuyunca hemen Herr Schlegel'le birlikte Nietzsche'nin kaldığı yere doğru yola koyulur.Yolda Nietzsche hakkında bazı bilgiler edinmeye çalışır.Nietzsche'nin kaldığı yere geldiklerinde Dr. Breuer çok şaşırır.Nietzsche odanın bir köşesinde duran ufak bir yatakta koma halinde uyuyordur.Morarmış bir yüz,çökmüş gözler,her yanı buz kesilmiş solgun bir vücut.Dr.Breuer Nietzsche'nin başına masaj uygulamaya başlar.30-35dk.sonra Nietzsche kendine gelmeye başlar ve doktordan yardım etmesini ister.Doktor bunu duyduğunda çok şaşırır.Çünkü Nietzsche'yi kimseye muhtaç olmayan biri olarak tanımıştır.Breuer sabaha doğru Nietzsche'yi yalnız bırakarak diğer hastalarını kontrol etmeye gider.Geri döndüğünde Nietzsche kendine gelmiştir.Dr.Breuer'e minnetlerini sunduktan sonra borcunu nasıl ödeyeceğini sorar.Doktorda bunun üzerine daha uzun bir süre tedavi altında tutulması gerektiğini ve bir ilaç tedavisi uygulayacağını söyleyerek klniğe yatmak zorunda olduğunu yineler.Fakat Nietzsche o gün oradan ayrılmak zorundadır.Breuer'de bunu engellemek için bir öneri hazırlar ve bu öneriyi ertesi gün muayenehanede Nietzsche'ye sunar.Önerisi ise kendisinin Nietzsche'nin fiziksel semptomlarını tedavi eden beden doktoru olacağını,Nietzsche'nin de bunun karşılığında Breuer'in ruh ve zihin doktoru olmasıdır.Nietzsche ilk başta bunu kabul etmediyse de doktora borçlu olduğu için bunu borcunu ödeme şekli olarak kabul eder.Artık sanatoryuma yatar ve doktorla birbirlerine tedavi uygulamaya başlarlar.Bu tedaviler sırasında doktor kendi sorunlarını biraz abartarak anlatır ki Nietzsche itiraf sürecine girmekte çabuk davransın.Fakat Nietzsche direnmekte kararlıdır.Dr.Breuer'de onun direncini kırmayarak ona yardım etme çabalarını biraz yavaşlatmaya başlar.Bu arada tedaviler sırasında gittikçe iyi arkadaş olurlar ve birbirlerine isimleriyle hitap etmeye başlarlar.Tedavi sonucunda Nietzsche'ninmigreni iyice kaybolmuştur fakat ruh durumu olduğu gibi duruyordur.Tedavi sona erdiğinde ise Nietzsche o ülkeden ayrılmaya karar verir.Doktor da onu engellemek için çok çaba gösterir.Çünkü seanslar sayesinde çok iyi iki dost olmuşlardır.Breuer Nietzsche'ye kendi evinde kalmasını teklif etse de o bunu kabul etmez ve ülkeden ayrılarak ılık güneş ve yağmursuz bir havası olan italya'ya gider.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/kitap-ozetleri/57411-nietzsche-agladiginda.html#post117145



    KİTABIN İSMİ::



    Bir gün kadınlar hakkında konuşurlarken Nietzsche sandalyeye oturup birdenbire ağlamaya başlıyor.Breuer ağlamasının sebebini sorunca da duygularını biriyle paylaşmış olmasının onu duygulandırdığını söylüyor.Kitabın adı da bu sebepten dolayı 'NİETZSCHE AĞLADIĞINDA' konuluyor.Çünkü Nietzsche kitapta nerdeyse hiç ağlamayan,gülmeyen,katı biri olarak tasvir ediliyor.Fakat insanın duygularını bir yere kadar saklayabildiğinden en nihayetinde gözyaşlarnı tutamıyor.




  2. #2
    soleil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Mesajlar
    4,856
    Tecrübe Puanı
    110

    Yanıt: Nıetzsche ağladığında

    Nietzsche Ağladığında -Kitaptan Notlar-

    Kitabın İncileri

    --------------------------------------------------------------------------------

    Artık bakması için konsantre olması gerekmiyordu. Artık retina ve korteks tam bir işbirliği içinde.. Sayfa: 11

    --------------------------------------------------------------------------------

    Sizden iyileştirmenizi istediğim Nietzsche'nin bedeni değil, ümitsizliğidir. Sayfa: 18

    --------------------------------------------------------------------------------

    Evlilik ve ona eşlik eden mülkiyet ve kıskançlık ruhu tutsak eder. Sayfa: 22

    --------------------------------------------------------------------------------

    ...ne kadın ne de erkeğin artık zayıflıklarıyla birbirlerine zulmetmeyecekleri günlerin geleceğini umuyorum." Sayfa: 22

    --------------------------------------------------------------------------------

    Belki part-time bir evlilik bana uygun olabilir.. Sayfa: 26

    --------------------------------------------------------------------------------

    Üçümüzün zihinsel bir yaşamı paylaşacağımıza, birlikte ciddi felsefi çalışmalar yapabileceğimize inanmıştım. Sayfa: 34

    --------------------------------------------------------------------------------

    Bizim kardeş beyinlerimiz vardı; yarım sözcükler, yarım cümlelerle, yalnızca hareketlerle birbirimize çok şey anlatabiliyorduk. Sayfa: 36

    --------------------------------------------------------------------------------

    Bakışlarının adeta gizli bir defineyi korurmuşçasına içeriye baktığını. Sayfa: 67

    --------------------------------------------------------------------------------

    Bazen baş ağrılarımın, beynimdeki doğum sancıları olduğunu düşünüyorum. Sayfa: 75

    --------------------------------------------------------------------------------

    Fiziksel açıdan sağlıklı olmanın, toplumsal ve psikolojik açıdan sağlıklı olmaya bağlı olduğunu düşünüyorum. Sayfa: 81

    --------------------------------------------------------------------------------

    Dürüstlük-dürüst sorular, dürüst cevaplar- en iyi ilaçlardır. Sayfa: 86

    --------------------------------------------------------------------------------

    Genellikle sorulmayan soru en önemli sorudur! Sayfa: 88

    --------------------------------------------------------------------------------

    Ama rağbet görmeyen bir gerçeğin, herşeyi zorlaştırmanın iyi olan bir yanı var mıdır? Sayfa: 88

    --------------------------------------------------------------------------------

    "Neysen o ol. Gerçekler olmadan kişi kim ya da ne olduğunu nasıl keşfedebilir?" Sayfa: 89

    --------------------------------------------------------------------------------

    "Ümit mi? Ümit en son kötülüktür!
    ..Pandora'nın kutusu açılıp, Zeus'un içinde sakladığı bütün kötülükler dünyaya saçıldığı zaman, orada son bir kötülük kaldığından kimsenin haberi olmamıştı: Ümit. O zamandan beri, insanlar yanlışlıkla kutuyu ve içindeki ümidi iyi şans olarak yorumladı. Fakat Zeus'un arzusunun, insanların, kendilerini işkenceye teslim etmeleri olduğunu unuttuk. Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır." Sayfa: 90

    --------------------------------------------------------------------------------

    Her insanın ölümü kendine aittir. Ve herkes kendi tarzını belirleyebilmelidir. Sayfa: 91

    --------------------------------------------------------------------------------

    Ölümün son iyiliği, bir daha ölümün olmamasıdır.. Sayfa: 91

    --------------------------------------------------------------------------------

    Gerçek onsuz yaşayamayacağımız bir yanlıştır..
    Gerçeğin düşmanı yalanlar değil, inançlardır.. Sayfa: 98

    --------------------------------------------------------------------------------

    Yalan, yeni yalanlar doğurur.. Sayfa: 99

    --------------------------------------------------------------------------------

    "Düşünceler, duygularımızın gölgesidir; ama her zaman daha karanlık, daha boş ve daha sade." Sayfa: 100

    --------------------------------------------------------------------------------

    Kemikleri, eti, bağırsakları ve kan damarlarını kaplayan deri nasıl insan görünümünü katlanabilir hale getiriyorsa, ruhun ajitasyonu ve ihtirası da kibirle kapatılmıştır; kibir, ruhu kaplayan deridir. Sayfa: 101
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/kitap-ozetleri/57411-nietzsche-agladiginda.html#post117146

    --------------------------------------------------------------------------------

    ...kaba birini taklit edebilecek kadar huysuzluğum üzerimde bugün.. Sayfa: 102

    --------------------------------------------------------------------------------

    Acaba bu zeka bir deliye mi yoksa dahiye mi ait? Sayfa: 107

    --------------------------------------------------------------------------------

    "Gördüğü birşeye yapışıp kalmakta inat eder; ama buna sadakat der." Sayfa: 109

    --------------------------------------------------------------------------------

    "Herşeyin derinine inmek: Bu zahmetli bir özellik. İnsanın gözlerini hep yorar ve sonunda insan isteyebileceğinden daha fazlasını bulur." Sayfa: 109

    --------------------------------------------------------------------------------

    Birinin kendisini başka birine açması ihanetin kapılarını açar ve ihanet insanı çok rahatsız eder değil mi? Sayfa: 119

    --------------------------------------------------------------------------------

    Bazıları ise o anda yaşadıklarını daha önce de yaşadıkları gibi bir duyguya kapıldıklarını belirtiyorlar. Fransızlar buna deja vu diyorlar.. Sayfa: 120

    --------------------------------------------------------------------------------

    Hegel ölüm döşeğindeyken, kendisini bir tek öğrencinin anladığını, ama onun da yanlış anladığını söylemiş! Sayfa: 123

    --------------------------------------------------------------------------------

    Yanından geçen bir soru, en küçük soru tohumu, ana değdiği noktada filizlenip yeni sürgünler veriyordu. Sayfa: 123

    --------------------------------------------------------------------------------

    "Beni öldürmeyen şey, beni güçlendirir." Sayfa: 124

    --------------------------------------------------------------------------------

    Belki 'ben' ve bedenim, zihnimin arkasından bir dolap çeviriyordur. Bildiğiniz gibi zihin, tuzaklarla dolu arka sokaklarda gezinmeye bayılır. Sayfa: 125

    --------------------------------------------------------------------------------

    Yalnızlık, hastalıkların üreyebileceği en uygun ortamdır. Sayfa: 129

    --------------------------------------------------------------------------------

    Hiçkimsenin bir şeyi sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz. İnsanın bütün eylemler kendisine yöneliktir, bütün hizmetleri kendine hizmettir, bütün sevgisi kendini sevmesindendir. Sayfa: 137

    --------------------------------------------------------------------------------

    İnsanlar vedalaşırken, genellikle olayın sürekliliğini inkar eden sözler dile getirmeyi severler: Birbirlerinden ayrılırken 'Auf Wiedersehen' yani tekrar görüşene kadar, derler. Yeni bir araya gelme planları yapmakta çok aceleci davranırlar, ama bunu unutmakta daha da acelecidirler. Sayfa: 173

    --------------------------------------------------------------------------------

    "bir erkek ancak bir erkek gibi davranarak onun içindeki kadının ortaya çıkmasına yol açar." Sayfa: 202

    --------------------------------------------------------------------------------

    Bazen herkesin gizli bir anahtar cümlesi vardır diye düşünüyorum. Sayfa: 231

    --------------------------------------------------------------------------------

    Hayat, doğru cevapları olmayan bir sınav. Sayfa: 233

    --------------------------------------------------------------------------------

    İnsan dostunu, düşmanından daha zor affediyor. Sayfa: 251

    --------------------------------------------------------------------------------

    ..insanları etkilemek için akılcılığı bir kenara bırakıp daha aşağı düzeydeki becerileri kullanırsak, elimize geçenin daha ucuz ve daha aşağı düzeyde bir insan olacağıdır. Sayfa: 259

    --------------------------------------------------------------------------------

    Kayalığa yapışan bir midyenin direnme gücü var onda.. Sayfa: 273

    --------------------------------------------------------------------------------

    Belki benim öğrencilerim henüz dünyaya gelmediler. Benim günlerim yarından sonraki günler. Bazı filozoflar ölümlerinden sonra doğarlar! Sayfa: 302


    Nietzsche’nin sevgilisi Lou Salome’ye gönderdiği bir mektuptan :


    Öyle bir hayat yaşıyorum ki ,
    Cenneti de gördüm , cehennemi de
    Öyle bir aşk yaşadım ki
    Tutkuyu da gördüm ,pes etmeyi de.

    Bazıları seyrederken hayati en önden,
    Kendime bir sahne buldum oynadım.
    Öyle bir rol vermişler ki ,
    Okudum okudum anlamadım.

    Kendi kendime konuştum bazen evimde,
    Hem kızdım hem güldüm halime,
    Sonra dedim ki "söz ver kendine"

    Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin,
    Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,
    Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
    Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.

    Öyle bir hayat yaşadım ki ,
    son yolculukları erken tanıdım
    Öyle çok değerliymiş ki zaman,
    Hep acele etmem bundan, anladım...

  3. #3
    soleil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Mesajlar
    4,856
    Tecrübe Puanı
    110

    Yanıt: Nıetzsche ağladığında

    “Biriyle tam bir ilişki kurabilmen için önce kendinle ilişki kurabilmelisin. Eğer kendi yalnızlığımızı kucaklayamazsak, inzivaya karşı kalkan olarak başka birini kullanırız. Yalnızca bir kartal gibi yaşayabilen insan-kimsenin seni seyretmesine ihtiyaç duymadan-başka birine sevgisini verebilir; yalnızca o zaman o insan bir başkasının büyümesi ve gelişmesiyle ilgilenebilir. Eğer, insan evliliğini bitiremiyorsa, o evlilik zaten bitmiş demektir.”



    “Düşünceler, duygularımızın gölgesidir-ama her zaman daha karanlık, daha boş ve daha sade.”



    “Şu anda kimse ölümcül gerçeklerden ölmüyor-öyle çok panzehiri var ki.”



    “Bağımsızlığa damgasını vuran şey nedir? İnsanın kendinden artık utanmıyor olması.”



    “Beni öldürmeyen şey beni kuvvetlendirir.”


    “Ben de sizin gibi neden korkuların geceleri bu kadar güçlü olduğunu düşünürüm. Bunun üzerine yirmi yıl düşündükten sonra korkuların karanlıktan doğmadığını anladım-korkular da yıldızlar gibi- hep oradadırlar ama gün ışığı onları gizler.”
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/kitap-ozetleri/57411-nietzsche-agladiginda.html#post117147



    “Dans eden yıldızlar doğurmak isteyen, önce kendi içinde büyük taşkınlıklar ve kaos yaşamak zorundadır.”



    “Sanki özgürmüşüz gibi yaşamak zorundayız. Kaderden kaçamasak da onun karşısına dikilebilmeliyiz- alınyazımızı kendi irademizle yaşamalıyız. Kaderimizi sevmeliyiz.”



    “Açıkça hissettiğim bir şey varsa o da, yaşamının seni yaşamasına izin vermemenin çok önemli olduğu. Aksi halde, gerçekten yaşamadığın bir kırk yıl çıkar karşına. Ne mi öğrendim? İçinde bulunduğum anı yaşamayı öğrendim belki de, böylece elli yaşıma geldiğimde kırklı yıllara bakıp pişmanlık duymayacağım.”


    Hayat, doğru cevapları olmayan bir sınav.

    *Sıfırı sıfırla bin kez de çarpsanız yine sıfır elde edersiniz.

    *Doğru melodiyle doğru dans !

    *En iyi gerçek, kişinin kendi yaşam deneyimlerinde koparılmış kanlı gerçeklerdir.

    *İnsan dostunu, düşmanından daha zor affediyor.

    *Bastırılmış hınç insanı hasta eder !

    *Ev kedisi kılığında yırtıcı hayvan !

    *Kötü şöhretle baş etmek, vicfan azabıyla baş etmekten daha kolaydır.

    *Benim günlerim yarından sonraki günler. Bazı filozoflar ölümlerinden sonra doğarlar.

    *Dostluk: İki insanın daha yüce bir gerçeğin peşinde koşmasıdır.

    *Doğru zamanda öl !

    *Yaşarken yaşayın ! İnsan yaşamını tamamlayıp öldüğü zaman ölüm, taşıdığı dehşeti yitirir ! İnsan doğru zamanda yaşayamazsa, asla doğru zamanda ölmez.

    *Zaman sonsuza dek doymayacak kadar açgözlüdür.

    *Evlilik bir hapishane değil, içinde daha yüce bir şeylerin yetiştirildiği bir bahçe olmalıdır.

    *Gerçek bir psikolog, bir ressam gibi paletine aşık olmalıdır.

    *İyi bir kılavuz sel sularının önündeki set olmalıdır, koltuk değneği değil. *Kılavuz, öğrencisine bütün izleri göstermelidir. Ama gideceği yolu seçmemelidir.

    *Öğrenci, soğuğa dayanacak kadar sertleşmeli, parmakları o seti kavramalı, defalarca yanlış patikalara girip kendisini kaybetmeli ki, ondan sonra doğru yolu bulsun.

    *Bir şey sallantıdaysa, onu sallayan birisi var demektir zaten !

    *Bugün en iyi öğretmenin, öğrencisinden bir şeyler öğrenen olduğunu anladım.

    *Yine de en çok çiy damlası, en ıssız gecede düşer, biliyorum.

    *Değişmeyen yalnızca ölülerdir.

    *Dostluk, eşitler arasında.

    *Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür; bizi ayıran küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar. Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam: "Bu köprüyü geçip bana gelir misin?"İşte o anda artık istemeyiverirsin; sorumu tekrarlasam, öylece suskun kalırsın. O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer; bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız. Ama o küçücük köprüyü düşündüğünde, sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve şaşar kalırsın.


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.