Yazmanın da kuralları var:
- Yazdıklarınız hemen unutulmaz.
- Tertipli olun.
- Ağdalı sözcükler kullanmayın.
- Kötü haberleri yumuşak dille iletin.
- Yazdığınızı hiç değilse bir kez okuyun.
- Alçakgönüllü olun.
- Gereksiz şeyler yazmaktan kaçının.
- Adları, unvanları ve baş harfleri doğru kullanmaya özen gösterin.
- Tembellik etmeyin, üşenmeyin.
- Sözcükleri süslemekten kaçının.
- Yazınızı okuyun, neden ve kimden söz ettiğinizi anlamasını sağlayın.
- Yazdığınız kişinin gözünü korkutmayın.
- Birine cevap yazarken, yeni sorulara yol açmayın.
- Yazınızı, olumlu, gönül alıcı bir cümleyle tamamlaya çalışın.
Kelimeler ve çağrıştırdıkları:
"Dost"
En vefalı, en hayırsız, en zor bulunan, en yanı başımızda, en acıtan, en sevdiğimiz
ve hep özlenen, hep aranılan.
"Günaydın"
Bazen gün ağardığında gökyüzündeki güneşi alıp dudaklarınıza dokundurtan, bazen de
karanlıklar basıncaya kadar söylenemeyen, esirgenen ya da unutulan.
"Anne"
Bazen yanı başındayken, hep seninle olacakmış kadar aşinalaşıp umarsızlaştığın,
bazen de kıymetini, önemini, sevgisini ve şefkatini artık ağlayarak özlemiyle
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/kisisel-gelisim/55783-iletisim-bir-tur-sanattir.html#post113783
paylaştığın.
"Baba"
Bazen hiddetinden korktuğun, gücünü devleştirdiğin, her türlü sorumluluğu yükleyip
de elinle ittiğin, bazen de arkadaş olup, gezdiğin, örnek aldığın, yüreğindeki
sınırları sonsuza kadar açtığın.
"Ölüm"
Bazen "eninde sonunda sen benim olacaksın, bende senin" diyeceğin kadar keskin ve
kesin, bazen de aradığın sonsuzluğa kavuşturacak kadar hem uzak hem de yakın ama
senin.
"Hayat"
Bazen çok bilinmeyenli bir denklem içinde sürüklenip kaybolup gittiğin, bazen de
basitliği karşısında afallayıp, alaya alıp, küçümsediğin, "es" geçtiğin.
"Ömür"
Bazen torpil de yapsan nafile, süresi başından kısaltılmış bir imtihan, bazen de bir
bedende dokuz kez formatlanmış bir yaşam.
"Aşk"
Bazen saçlarına ak düşene kadar arayıp da bulamadığın en güzel hayal, en büyük
armağan, en büyük düş, bazen de bolca bulup insafsızca harcadığın, laçkalaşmış,
anlamı kaybolmuş, bir yok oluş bir düşüş.
"Sevgi"
Karnın her zaman tokken, sırtın pekken, gönlün hoşken dahi en büyük açlığın, fazla
bulunca değerini bilemeyip, şımardığın, gıdım gıdım öldürüp de yok ettiğin,
saçtığın.
"Saygı"
Bazen bir kerecik işitebilmek için hem kaçtığın hem kovaladığın, bazen de olur olmaz
yerde söyleyip abartarak batırdığın, battığın.
"Evet"
Bazen değil her zaman bütün kişiliklerin boy aynası. Yansıdığın. Yansıttığın..
"Hayır"
Bazen acımasızca dudaklarından çıkmasına izin verdiğin insafsızlığın, bazen de
söyleyip hem ezdirdiğin hem de altta kaldığın.
"Merhaba"
Bazen gün içersinde cömertçe sunabilecek kadar gönüllere ılık bir meltem, tatlı bir
su olup aktığın, bazen de bir kerecik duyabilmek ve söyleyebilmek için seni kavuran
yalnızlığa hüzünlerle daldığın.
"Allahaısmarladık"
Bazen seni sevdiğin her şeyden ayıracak korkusu ile duymamak için kulaklarını eze
eze tıkadığın, bazen de sabahları karşılamak için, gecelere söyleyip, yıldızlarla
allayıp pulladığın.
Biriktirilmeyen 2 şey
Biriktiği gözlenemeyen iki şey vardır:
Biri sevgi, diğeri emek.