Kadınlar kuma olmak istemiyor

Diyarbakır'da kadınlara yönelik çalışma yürüten Diyarbakır Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (DİKASUM) Sorumlusu Handan Coşkun, çok eşliliğin yaygın olduğu Güneydoğu Anadolu'da kadınların kuma olmak istemediğini söyledi.


Diyarbakır'da kadınlara yönelik çalışma yürüten Diyarbakır Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (DİKASUM) Sorumlusu Handan Coşkun, çok eşliliğin yaygın olduğu Güneydoğu Anadolu'da kadınların kuma olmak istemediğini söyledi.

Coşkun, , 2001 yılında açılan merkezde hedef kitlenin 35 yaşına gelmeden 8 çocuk sahibi olmuş kadınlar olduğunu, bu kadınlar içerisinde çok küçük yaşta evlenenlerin, erkek çocuğu ya da hiç çocuğu olmadığı için üstüne kuma gelenlerin veya kuma üstüne gidenlerin ve berdel sonucu evlendirilenlerin bulunduğunu söyledi.

Eğitimden yoksun olması ve ekonomik bağımsızlığının olmaması gibi nedenlerden dolayı halen çok sayıda kadının mağdur olduğunu kaydeden Coşkun, bu kadınlara yardımcı olmak amacıyla çalışma yürüttüklerini belirtti. ''Halen çok eşlilikler devam ediyor'' diyen Coşkun, aile içerisinde sıkıntı çeken kadınların, üzerlerine kuma gelmesiyle bu sıkıntının daha da artığını aktardı.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/kadinlar-kulubu/27402-kadinlar-kuma-olmak-istemiyor.html#post52542

-''AYNI EVDE YAŞAMAK ZORUNDA KALIYORLAR''-

Kumalık sisteminin kadınların psikolojisini bozduğunu ifade eden Coşkun, şöyle konuştu: ''Hiçbir kadın üstüne kuma gelmesini ya da kuma gitmek istemiyor. Bu konuda kadınların söz hakkı yok. Kuma giden kadına da sorulmuyor. Bize başvuran kadınlar arasında evlendiği geceye kadar eşini görmemiş, evlendikten sonra kocasının 2 eşi daha olduğunu öğrenen kadınlar var. Böyle olunca kadınlarda ciddi travma yaşanıyor. Hem kuma giden hem üstüne kuma gelen kadın mağdur oluyor. Bazı kadınlar aynı evde yaşamak zorunda kalıyor. Evde sürekli huzursuz bir ortam oluyor. Kadınlar sürekli kavga ediyor. Aynı çatı altında eşlerini başka bir kadınla paylaşmak zorunda bırakılıyorlar. Bu kadın için ciddi bir travmadır. Erkek çocuğu olmadığı ya da hiç çocuğu olmadığı için üzerine kuma gelen kadınlar var. Kadından kaynaklanan bir problem olmadığı halde bir ailede çocuk olmuyorsa 'bu erkekten kaynaklanmıyordur' görüşü var. Yıllarca kendisinden değil de eşinin sağlık problemi nedeniyle çocukları olmadığını saklayan kadınlar var. Çok eşliliklerde özellikle ilk eş kendisini dışlanmış ve istenmeyen kişi olarak görüyor. Erkekler genellikle resmi nikahı da ikinci eşe yapmak istiyor. Böyle olunca da ilk eşin evlilik kurumu üzerinde hiçbir hakkı olmuyor.''

Coşkun, son 6 yıl içerisinde 600'ün üzerinde resmi nikah işlemi yaptırdıklarını kaydederek temel kriterlerinin çok eşli olan kişilerin ilk eşine resmi nikahı kıymalarını sağlamak olduğunu belirtti. İlk eşinden hiç bahsetmeyerek ikinci eşine resmi nikah kıymak isteyenlerin olduğunu ve bunları araştırıp tespit ederek bunun önüne geçtiklerini söyleyen Coşkun, bu şekilde çok sayıda aile tespit ettiklerini bildirdi.

Coşkun, ''Kızı ve torunu yaşındaki kadınlarla resmi nikah kıymak isteyen erkekler oldu. Biz karşı çıkınca, tepki gösterdiler. '2 kadın anlaşmış siz niye karışıyorsunuz' diyen kişiler oldu'' dedi.

-İKİNCİ EŞ ALMAK İÇİN KIZINI BERDEL VERDİ-

Yaptıkları çalışmalarda kadınlarla ilgili çok acı olaylara tanıklık ettiklerini, 60 yaşındaki bir adamın ikinci eş alabilmek amacıyla 18 yaşındaki kızını berdel verdiğini tespit ettiklerini de anlatan Coşkun, merkezde çok eşliliğin sakıncaları konusunda sürekli insanları bilinçlendirmeye çalıştıklarını aktardı. ''Çok eşlilik konusunda erkeklerin bilinçlendirilmesi gerekiyor'' diyen Coşkun, özellikle imamların bunun doğru olmadığını, kadınların psikolojisini bozduğunu, aile düzenini altüst ettiğini erkeklere anlatması gerektiğini sözlerine ekledi.

-ERKEK ÇOCUĞU DOĞMADIĞI İÇİN ÜSTÜNE KUMA GELDİ-

17 yıllık evli ve 6 çocuk annesi S.Y, erkek çocuğu olmadığı için eşinin 10 yıl önce ikinci kez evlendiğini, ''kuma'' gelen kadınla aynı evde yaşamak zorunda kaldıklarını söyledi. ''Kuma'' gelen kadının görme özürlü olması nedeniyle dünyaya getirdiği çocuklara da kendisinin baktığını dile getiren S.Y, şöyle konuştu: ''İlk yıllarda intiharı bile düşündüm. Kocamı başka bir kadınla paylaşmak bana çok zor geliyordu, çok kıskanıyordum. Çocuklarım olduğu için ayrılmayı da göze alamadım. İlk yıllarda evimizde sürekli kavgalar oluyordu. Yıllar geçtikçe bu duruma alışmaya çalıştım. Şimdi sanki evin içinde bir gelin varmış gibi geliyor. Çünkü onun doğurduğu çocuklara da ben bakıyorum. Kumalık doğru değil. Kadınların buna karşı durması lazım.''