O ramazan ayı ki, insanlara doğru yolu gösteren, apaçık hidayet delillerini taşıyan ve hak ile bâtılın arasını ayıran Kur’ân o ayda indirilmiştir. Kim bu aya erişirse orucunu tutsun.
[Bakara Suresi, 185.]

Eskişehir SSK Hastanesi Başhekim Yardımcısı Psikiyatrist Dr. Hüseyin Ünlü, oruç tutanların depresyon ve psikolojik rahatsızlıklardan uzak kaldıklarını söylüyor.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/islamin-sartlari/5934-oruc-depresyondan-uzaklastiriyor.html#post8715

Dr. Ünlü, orucun sadece belli bir zaman diliminde aç kalmak olmadığını, sabır, affetmek, hareketlerde ölçülü olmak, aşırılıktan kaçınmak, ikramda bulunmak, paylaşmak ve açlığı tatmak gibi ruhsal boyutunun da bulunduğunu söyledi. Oruç tutmanın en büyük özelliğinin sabretmek olduğunu belirten Dr. Hüseyin Ünlü, şunları söylüyor:

"Oruç sabretmektir. Günlük hayatın getirdiği kaygı, öfke, sinirlilik, saldırgan ve kırıcı davranışlar gibi olumsuz stres faktörlerini, orucun sabır özelliği dizginler. Bu olumsuzlukların zararlı etkileri söner. Oruçla huzurlu olan insan depresyon ve psikolojik rahatsızlıklardan uzak kalır. Oruç insanın şefkat ve merhamet duygularını geliştirir. İnsanda temelde zaten var olan ancak günlük hayat arasında üzeri küllenen bu duygular oruçla tekrar hayat bulur. Bunun topluma yansıması sevgi, paylaşım ve yardımlaşma şeklinde olur. Bu ise mutlu insanlar, huzurlu toplum demektir. Ruhuna uygun olarak tutulan oruç gerek kişisel gerekse toplumsal bazda bizi bayrama ulaştırır.''

***

Ramazan-ı Şerifteki oruç, hakikî ve halis, azametli ve umumî bir şükrün anahtarıdır. Çünkü, sair vakitlerde mecburiyet tahtında olmayan insanların çoğu, hakikî açlık hissetmedikleri zaman, çok nimetlerin kıymetini derk edemiyor. Kuru bir parça ekmek, tok olan adamlara-hususan zengin olsa-ondaki derece-i nimet anlaşılmıyor. Halbuki iftar vaktinde o kuru ekmek bir mü’minin nazarında çok kıymettar bir nimet-i İlâhiye olduğuna kuvve-i zaikası şahadet eder. Padişahtan ta en fukaraya kadar herkes, Ramazan-ı Şerifte o nimetlerin kıymetlerini anlamakla, bir şükr-i manevîye mazhar olur. İşte bu suretle, oruç, çok cihetlerle hakikî vazife-i insaniye olan şükrün anahtarı hükmüne geçer.

Bediüzzaman Said Nursî
Ramazan-İktisat-Şükür Risaleleri, s. 18.