llah Teala, insanların hem dünya hem de ahiret mutluluğunu kazanmaları için emirler
ve yasaklar koymuştur. İnsanlar bunları hayatlarında uyguladıkları sürece mutlu
olurlar, huzurlu olurlar. Bunların yanı sıra Allah’ın rızasını da kazanırlar.

Müslümanların , Ramazan ayı girdikten sonra ibadetleri yoğunlaşır, gerek sosyal
gerekse ruhi açıdan ivme kazanır. İşte, kazandığı bu ivmeyi, müslümanım diyen her
fert, yıl boyunca muhafaza etmeye gayret sarfetmelidir. Güzellikleri elde etmenin ne
kadar güç olduğu bu ruhi terbiye mevsiminde anlaşıldıktan sonra, elde edilenlerin
heba olup gitmemesi için dikkat edilmelidir.

İslam Dini, bütün uygulamalarında olduğu gibi, oruç ibadetini de sistemli,
uygulanması kolay, disiplinli bir hale getirmiştir. Oruç, Ramazan ayı boyunca
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/islamin-sartlari/34436-orucun-kazandirdiklari.html#post71663
tutulmak üzere hicri ikinci (M.624) yılında Medine’de, farz kılınmış bir
ibadettir. Oruç ibadetinin bedeni olduğu kadar dini, sosyal ve ahlaki faydaları da
vardır. Sevgili Peygamberimiz “Mide hastalık evidir, perhiz ise ilaçların
başıdır. Her hastalığın kaynağı dolu midelerdir”, “Oruç tutan sıhhat
bulur.” Sözleriyle bu noktalara dikkatimizi çekmektedir. Oruç bir ruh eğitimi,
nefs islâhı, her sene uzun bir süre süren, ciddî bir tâlim ve terbiye devresi;
geceli gündüzlü bir idman çalışmasıdır.

İnsanın en büyük hataları, yanılgıları, yenilgileri, ayıpları, kusurları, suçları
nefisten kaynaklandığı için senede bir ay onu terbiye için özel bir talime ihtiyaç
vardır. Ramazan ayı geldiğinde, müslümanın kişiliğinde bir takım değişikliklerin
olduğu gözlemlenmektedir. Bütün bunlar, oruç ayının getirmiş olduğu manevi havanın
eseridir. Bu ay içerisinde görülen önemli bir sosyal olay da; diğer zamanlara
nazaran işlenen suçların, içki tüketiminin, kumar ve benzeri alışkanlıkların önemli
derecede azaldığıdır.

Oruçla ilgili olarak hadislerde bulunan ifadelere bakıldığında, orucun sayısız
hikmet ve faydasının bulunduğunu görmekteyiz. Kısaca ifade edecek olursak, oruç
ibadetinin kazandırdıklarından birkaçı şunlardır:
1-Allah Teala’nın rızası ve sevgisi kazanılmış olur.
2- Oruç tutarak aç kalan müslümanda şefkat ve merhamet duyguları gelişir.
3- Oruçlu; açlığa, susuzluğa ve sı-kıntılara karşı dayanma gücünü kaza-nır.
4- Orucun ruhumuza olduğu ka-dar bedenimize de faydaları vardır.
5- Ahlakımızı güzelleştirir.
6- İnsana sahip olduğu nimetlerin değerini öğretir.

Ramazan ayının böylesine eşsiz özellik ve güzelliği şu hadisle de dikkatimize
sunulur: "Eğer insanlar Ramazan'daki özelliğini tam olarak farkına varabilselerdi,
bütün senenin Ramazan olmasını isterlerdi!.." Samimi bir insan, Ramazan başında
halis bir niyetle kendisine çekidüzen verir, geçmişindeki hataları, günahları artık
bırakıp tam bir niyetle tövbe ederek Rabb'ine yönelirse, mazideki lekeleri silip
süpürebilir.
Peygamberimiz (sav) buyuruyorlar ki: “Hz. Allah buyuruyor ki,
‘Insanoglunun oruç disinda yapmis oldugu ibadetler, on kat ile 700 kat
arasinda mükâfatlandirilir. Oruca gelince, o sirf benim için yapilan bir ibadettir
ve mükâfatini da yalniz ben tayin ederim. Çünkü, oruçlu sirf benim rizam için cinsî
arzularini, yemeyi-içmeyi terketmektedir.’ Oruç, (günahlara karsi) bir
kalkandir...”

“Bu ay sabir ayidir. Sabrin sevabi ise cennettir. Bu ay Müslümanlar arasinda
yardimlasma ve mü’minin rizkinin bol oldugu bir aydir. Bu ayda kim bir
oruçluya iftar yaptirirsa, hem bir köle azad etmis gibi sevap kazanir, hem de
günahlari affedilir.”

Sahabilerin, -Ya Resûlallah! Hepimizin oruçluya iftar verecek imkânimiz yoktur,
demeleri üzerine Peygamberimiz söyle buyurdu: “Bu sevap, oruçluya bir hurma
veya bir yudum süt, yahut bir yudum su ikram edene de verilir. Bunun yaninda, kim
bir oruçlunun karnini doyurursa, günahlari affedildigi gibi, Allah ona benim
havzimdan bir kere içirir ve o kimse cennete girinceye kadar artik hiç susamaz.