ALTINCI HAZİNE:
Ebû Umâme'den (ra) rivâyet olunduğuna göre, o şöyle der:
"Peygamber (sav) dudaklarımı hareket ettirirken görünce bana:'Ey Ebû Umâme! Dudaklarını ne ile hareket ettiriyorsun? dedi. Ben: Allah'ı zikrediyorum
(anıyorum) 'Ey Allah'ın elçisi! dedim.Bunun üzerine: 'Sana, gece ve gündüz yaptığın zikirden daha fazla ve daha fazîletli olanını haber vereyim mi? diye sordu.Ben de: 'Evet, ey Allah'ın elçisi! dedim.Bana: 'Yarattıkları sayısınca Subhânallah(Allahım! Sana hamd ederek, seni bütün noksanlıklardan tenzîh ederim), yarattıkları dolusunca Subhânallah, yerde ve göktekiler sayısınca Subhânallah, yerde ve göktekiler dolusunca Subhânallah, Kitab'ının
saydıkları sayısınca Subhânallah, Kitab'ının saydıkları dolusunca Subhânallah, her şey sayısınca Subhânallah, her şey dolusunca Subhânallah, yarattıkları sayısınca Elhamdulillah, yarattıkları dolusunca Elhamdulillah, yerde ve göktekiler sayısınca Elhamdulillah,Kitab'ının saydıkları sayısınca Elhamdulillah, her şey sayısınca Elhamdulillah, her şey dolusunca 'Elhamdulillah' dersin, buyurdu. (Sahîhu't-Terğîb vet-Terhîb)
YEDİNCİ HAZİNE:
Ebû Musa el-Eş'arî'den (ra) rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:
"Rasûlullah (sav) bana:'Sana, cennet hazinelerinden olan bir sözü veya cennet hazinelerinden olan bir hazineyi göstereyim mi? diye buyurdu. Ben de:
'Evet, dedim'.Buyurdu ki: 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billah' (Güç ve kuvvet, ancak Allah'tandır)." (Müslim)
SEKİZİNCİ HAZİNE:
Mü'minlerin annesi Cüveyriye'den (raha) rivâyet olunduğuna göre, Peygamber (sav) sabah namazını kılınca sabah erkenden, Cüveyriye namaz kıldığı yerde olduğu halde onun yanından ayrıldı. Sonra kuşluk vakti döndüğünde onu aynı yerde otururken görünce ona: 'Sen, hâlâ seni bıraktığım hal üzere misin? diye
sordu. (Cüveyriye): 'Evet, dedim'. Peygamber (sav) buyurdu ki:'Hiç şüphe yok ki senin yanından ayrıldıktan sonra dört sözü üçer defa söyledim. Şayet bu sözler, (sevap olarak) senin şu ana kadar söylediğin sözlerle tartılmış olsaydı, bu dört söz senin söylediğin sözlere daha ağır gelirdi.(Bu sözler): 'Subhânallahi ve bihamdihi, adede halkıhi ve ridâ nefsihi ve zinete arşihi ve midâde kelimâtihi. (Allahım! Sana hamd ederek, bütün yarattıklarının sayısınca, nefsin râzı oluncaya kadar, arşının ağırlığı ve
sözlerinin fazlalığı miktarınca seni bütün noksanlıklardan tenzîh ederim)." (Müslim)
DOKUZUNCU HAZİNE:
Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hâni'den (ra) rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:'Rasûlullah (sav) birgün yanıma uğradı. Ona dedim ki: 'Ey Allah'ın elçisi!Artık yaşlandım, güç ve takatten düştüm' (veya buna benzer şey söyledi). (Ümmü Hâni): 'Oturduğum halde yapabileceğim bir ameli yapmamı bana emret' dedim. Buyurdu ki: 'Yüz defa 'Subhânallah' de.Zirâ böyle demen, senin için (sevap olarak) İsmâil-aleyhisselâm-'ın evlâdından yüz tane köleyi hürriyetine kavuşturmana denktir.Yüz defa 'Elhamdulillah' de.Zirâ böyle demen, senin için sırtına eyer, ağzına da gem vurulmuş yüz tane atı, (sevap
olarak) Allah yolunda (cihadda) kullanmana denktir. Yüz defa 'Allahu Ekber' de.Zirâ böyle demen, senin için haremde kurban edilmek üzere takdim olunan ve Allah tarafından kabul olunan yüz tane deveyi, (sevap olarak) kurban etmene denktir. Yüz defa 'Lâ ilâhe illallah' de. İbn-i Halef der ki:
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/islami-bilgiler/29895-peygamber-sav-efendimizin-bazi-hazineleri.html#post59364
"Zannedersem Rasûlullah (sav) şöyle demiştir: '(Sevap olarak) gök ile yer arasındaki mesafeyi doldurur.Senin yaptığın amelin benzerini yapan dışında,
o gün hiç kimsenin ameli Allah'a arz edilmeyecektir. (İmam Ahmed)
ONUNCU HAZİNE:
Ebû Hureyre'den (ra) rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim, günde yüz defa 'Subhânallahi ve bihamdihi' (Allahım! Sana hamd ederek, seni bütün noksanlıklardan tenzîh ederim) derse,deniz köpüğü kadar bile (çok) olsa, onun günahları bağışlanır." (Müslim)