5.İTİRAZ KAPISINI KAPATMAK
Peygamberler insanların ahirette, Cenâb-ı Hakk’a karşı herhangi bir itiraza hakları kalmasın diye gönderilmişlerdir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/islami-bilgiler/17228-sonsuz-nurdan-peygamberlirin-gonderilis-gayesi-itiraz-kapisi-kapamak.html#post32919
Bir âyet bu hususu şöyle anlatır :
“Müjdeleyici ve sakındırıcı olarak peygamberler (gönderdik)ki insanların, peygamberlerden sonra Allah’a karşı bir bahaneleri olmasın. Allah Azîzdir, Hakîmdir.” (Nisa, 4/165).
Peygamberlerin dışındaki liderler, kitleleri sürekli inandıramamışlar, inandırmış olsalar bile, mesaj ve teklifleri lahutî destekten yoksun olduğu için, sundukları hiçbir mesaj, söyledikleri hiçbir söz ve sergiledikleri hiçbir davranışla beşerîliği aşamamış ve zamanla da çevreleri, hazan vurmuş yapraklar gibi dağılıp gitmiştir.
Halbuki peygamberlerin liderlikleri böyle değildir. Daha önce de söylediğimiz gibi, onlar, ısmarlama insanlardır. Onlar tâ rahm-i mâderde peygamberdirler. Yaşayışları bir mûsikî, konuşmaları da âdeta bir şiir gibi ahenklidir. Onlar konuşurken, varlık, bütünüyle kulak kesilir ve onları dinler. Evet, onların gelişleriyle nice hâdiseler seyirlerini değiştirir ve nice gönüller onlara tâbi olur. Kâinatta câri kanunlar, bazen onlar hatırına işlemez olur, bazen de onların isteği ile mecrâ değiştirirler...
Nebîler Sultanı’na bir kere bakıverin! Taş, ağaç, toprak ve çeşit çeşit hayvanlar, her biri âdeta kendi nev’i hesabına O’nunla münasebete geçmiş ve O’nun nübüvvetini tasdik ediyor gibi bir durum sergilemiş. Busayrî’nin de dediği gibi “Ağaç O’na koşarak geliyor ve lisân-ı mahsusuyla; Sen Allah’ın Resûlü’sün” diyordu .50
Çünkü eşya O’nun gelişiyle ma’nâ kazanmış ve varlık kaos olmaktan çıkmıştı.. O, Kur’ân’ın diliyle “O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ama siz onların tesbihini anlamazsınız” (İsra, 17/44) diyor ve âdetâ her varlığa can ve hayat üflüyordu.
Bizler öğrendiğimiz her şeyi O’ndan öğrendik ve eşya O’nunla hikmet tahtına oturdu51. Tabii bu arada insan da, abes ve başıboş olmadığının idrakına vardı.52
Her peygamber insanları inandırmak ve inanmayanların da bahanelerine meydan vermemek için bir kısım mu’cizelerle gelmiştir. Efendiler Efendisi ise, bütün peygamberlere ait mu’ci-zelerin hepsini getirmiş ve mukteda-i küll olduğunu göstermiştir. Evet, her ümmet kendi peygamberine ait nice mu’cizeleri ya bizzat gördü veya dinledi. Bizler de, Allah Resûlü’ne ait binlerce mu’cize dinledik. Ve Kur’ân gibi ebedî bir mu’cizeyi de her zaman görmekteyiz. Artık bundan böyle kimsenin itiraza hakkı yoktur. Allah (cc), inanmamızı istediği hakîkatları her zaman desteklediği peygamberiyle gayet açık ve vâzıh bir şekilde gözler önüne sermiştir. Zaten bu da, onların gönderiliş gayelerinden biridir. Ayrıca önemli bir nokta da Cenâb-ı Hakk, “Biz peygamber göndermedikçe azab edici değiliz” (İsra, 17/15) ma’nâsına buyurmaktadır. Demek ki peygamberler gönderildiği için mizan ve terazi kurulacak ve kimsenin mazeretine bakılmadan herkesin hesabı sorulacaktır.