Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


2 sonuçtan 1 ile 2 arası
  1. #1

    Üyelik tarihi
    04 Kasım 2006
    Yer
    Konya
    Mesajlar
    2
    Tecrübe Puanı
    18

    Yilin En Iyi Futbolcusu

    ====0=============Ersun Hoca’ya üzülüyorum



    Mağdur olan oydu. Arkadaşlarına ‘Hakan olmadan siz başarabilirsiniz’ dendi. Bunu bile normal karşıladı. Ama Yanal’ın ‘sistemime uymuyorsun’ açıklamasına bir anlam veremedi. Herşeye rağmen, eski hocasının görevden alınışına sonra ‘oh ne iyi oldu’ da demedi.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/hikayeler-yazilar/7604-yilin-en-iyi-futbolcusu.html#post11709


    --------------------------------------------------------------------------------

    Hakan Şükür, kim ne derse desin Türk futbolunun gelmiş geçmiş en verimli futbolcusu. Nasıl ki dünya futboluna bir Pele ve Maradona damgasını vurdu, bizim topraklarda da onun gibisi arz-ı endam etmedi. Ulaşılması güç bir kariyerin sahibi ve hâlâ yaptıklarının üzerine koymaya devam ediyor. O her zaman zirvede olmanın zorluklarını yaşadı. Eleştiri oklarından yeterince nasibini de aldı. Ama yılmadı, yıkılmadı ; her daim ayakta kalmayı başardı. Övgülerde de hep en uçlardaydı. Bugün Türk futbolunda adeta bir fenomen haline geldi. Futbol kariyerinin son on ayında ise hep olumlu sıfatların eklendiği isminin yanına beklenmedik bir misafir kondu: Ersun Yanal.

    Bu öyle bir son on aydı ki Ersun Yanal’ın olduğu yerde Hakan Şükür, Hakan Şükür’ün olduğu yerde Ersun Yanal konuşuldu. Gazetelerde, televizyonlarda, G.Saray’ın ve Millî Takımın her maçında bu ikili gündeme damgasını vurdu. Sebep A millî Takım Teknik Direktörü Ersun Yanal’ın, verdiği hizmetlere layık olmayan bir şekilde Millî Takım kapılarını ona kapatmasıydı. Söz konusu isim Hakan Şükür’dü ve bu kararın elbette bir faturası olacaktı. O faturadan herkes nasibini aldı. Hakan da, Ersun Yanal da, millî takım da, G.Saray da, yurt içindeki ve dışındaki milyonlarca Türk taraftar da.

    Yanal yaklaşık 14 ay kaldığı görevden beklenmedik bir şekilde alındı. Bu durum en çok Hakan Şükür’ü ilgilendiriyordu. Zira artık ona Millî Takım kapıları tekrar açılacaktı. Hakan Şükür, mutsuz biten Ersun Yanal devrinin ardından yaşadığı son on ayı bütün içtenliğiyle özetlerken gelinen noktayı bir zafer olarak görmüyor. Yaşananlara da herkesten çok üzülüyor.

    -Ersun Yanal’ın seni Millî Takıma almayacağını ilk ne zaman öğrendin?

    Büyükşehir Ankara maçından önce öğrendim. Fakat maçtan birkaç gün evvel bazı spor yazarları bana ‘Seni kadroya almayacak.’ dedi. Ama bunlara ihtimal vermedim.

    -Sanırım Avustralya kampında Cafer seni uyarmış bu konuda...

    Bana ‘Dikkat et, senle problem yaşayabilir.’ dedi. Ama biz o sıralar hocayla inanılmaz samimiydik. Tabii Cafer’in söylediklerine bir anlam veremedim. Ama o ısrarla sen yine de dikkat et dedi. Biz o kampta Ersun hocayla saatlerce bir araya gelip konuşuyorduk. Özel konuşmalarımızda benim için çok güzel şeyler söylüyordu. Beni üzen tek konu da bu kadar övgü dolu sözünden sonra böyle bir karar vermesi oldu.

    -Anladığım kadarıyla aranızdaki muhabbeti profesyonelliğin dışına da taşıdınız...

    Ben herkesin söylediği üzere çok duygusalım. Herkesle her şeyi paylaşırım. Zaman zaman insanların ellerine kozlar da verdiğim oluyor. Ama bunların ilerde aleyhime kullanılacağını hiç düşünmüyorum. Ancak böylesi iyi de oluyor. Kişileri tanıyorum. Geçmiş dönemde şu anki inanç yapısında olmadığım için isyan ettiğim günler oldu. Şimdi daha bir tecrübeliyim. Ve başımdan geçen bazı şeylere nimet olarak bakmayı öğrendim.

    -Hocanın ‘Haka’ı sistem gereği kadro dışı bıraktım.’ sözüne kimse inanmadı. Hep bir şey var mı diye soruldu...

    Doğru kimse buna inanmadı. Benim üzüntüm de bu. Ortaya şüpheler bırakıldı. Ülkemizin medya yapısı da buna müsaitti. Böyle bir sene geçti. Kulüp takımınızda yapacağınız bazı şeylerin önü kesildi gibi oldu.

    -Çok mu etkilendin bu olaydan?

    Millî Takımda olmak bir şeylere katkıda bulunmak çok önemli. Etkilenmemeye çalıştım ama açıkçası ilk 5-6 hafta bunu başaramadım. Sonra unutmaya çalıştım. Ama ne zaman stada çıksanız o olay hatırlatılıyordu. Benim hakkımda hep güzel şeyler söylense de bu söylenenler beni eziyordu. Sonra şöyle dedim kendi kendime: Herkes Millî Takıma gidebilir. Gidemeyebilir de. Bu çok doğaldır. Ama alınmayışımın bir şekli olmalıydı. Bugüne kadar verdiklerimden dolayı böyle olmamalıydı.

    -Ailen etkilendi mi?

    Çocuklar için böyle bir şey söylemek çok doğru değil. Ama eşim Beyda sağolsun eve geldiğim zaman hep konuyu değiştirdi. Farklı sürprizler yaparak bana bu olayı unutturmaya çalıştı. Açıkçası o da bu olaydan dolayı çok yoruldu.

    -Fethullah Gülen Hocaefendi’ye olan yakınlığınızdan dolayı alınmadığınız yazıldı.

    İnsanlar açıklanan gerekçeye inanmadıkları için bir sürü senaryo oluşturuldu. Hocaefendi, hakikaten tanımaktan dolayı büyük onur duyduğum bir insan. Bunu açık söylediğim için çok farklı yerlerden, çok farklı tepkiler aldım. Ben olması gerektiği gibi yaşadığıma inanıyorum. İnandığım yolda sonuna kadar giderim. Bu inat değil. Bu olması gereken düstûr, bunun arkasında sonuna kadar durdum, yine duracağım. Her insan her insanı sevebilir. Ama ben millî takıma alınmayışımın bu sebepten dolayı olduğuna inanmıyorum.

    -Hocaefendi seni bu süreçte hiç aradı mı?

    Hayır ama dua ettiğinden eminim. Bana da o yeter.

    -Ersun Hoca’ya özellikle başlangıçta çok inanmıştın...

    Ben, Rüştü, Bülent. Hepimiz inandık. Eğer orada olsaydım ona çok destek olurdum. Ama şunu da söyleyeyim o geldiği ilk dönemde Rüştü ile bırakmayı düşündük. Biliyorsunuz başarılarınız size düşman kazandırıyor. Hazımsız insanlar sizi çok farklı lanse ediyor. Türkiye’de tepki alırız diye bir ikilem içine girdiğimizden dolayı bu kararımızı açıklayamadık. Sonra Ersun Hoca geldi. Hocanın bize karşı ilgisi çok iyiydi. Bana söylediklerini anlatsam inanamazsınız. Ben neymişim diye düşünmeye başladım. Beni öyle motive etti ki Avustralya ve Güney Kore’de çok iyi bir performans gösterdim. Üstelik sezon sonuydu.

    -Yunanistan maçından sonra Hakan Şükür diye bağıran tribünlere Rüştü ve Gökdeniz’in tepkisi oldu. Böyle de bir durum var...

    Burada mağduriyet yaşayan benim. En az suçlu olan da benim. Kadroya alınmayan benim. Şu anki oyuncularla aramızda çok büyük bir jenerasyon farkı var. Oyuncuları benim ismimi kullanarak motive etmiş olabilirler. Onlara o olmadan da siz başarabilirsiniz denmiş olabilir. Böyle şeyler kulağıma geldi. Bu doğaldır. Bu bir taktik de olabilir, yapılacak devrimin içerisinde stratejik bir nokta da. Ben bunları bir kenara bırakıyorum. Hocamızın söylediği sistemle alakalı boyutuna bakıyorum. Böyle bir açıklamayı yeterli bulmuyorum. Sebep bu olamaz. Onun için hocamız gerçek sebebi söylemediği sürece bu olay kıyamete kadar bir sır olarak kalacak.

    -Ersun Hoca’nın isminin altında ezildiği de yazıldı...

    Hiç layık olmadığım şeylerle donatıldım. Başarılarım tabii ki var. Allah’a çok şükür. Belki bir rekor peşinde koşmadığım için Allah bana bunları nasip etti. Bu anlamda sebep budur diyemem. Bu bir varsayım.

    -Yunanistan maçında antrenman yapman hocaya dokunmuş olabilir mi?

    Olabilir ama yardımcısı ve onun izni dahilinde bir çalışmaydı. Ersun Hoca’nın bundan alınması çok doğru değil . Gerçek onda gizli.

    -Bugüne kadar yaptıklarınla, bu ülkede hak ettiğin değeri aldığına inanıyor musun?

    Çok şükür. Bugün tarihimize ışık tutmuş insanlara baktığımız zaman çok büyük sıkıntılar yaşadıklarını görüyoruz. Bir şey yaparken, bir yola giderken mutlaka sıkıntılar olacak. Ama halk beni kendi gibi gördü. Madden çok şey kazandım. Manen ondan katbekat fazlasını kazandım. Allah’a çok şükür herkes bana bu değeri verdi. Hakkımda kötü de yazan olsa bana değer verdi. Kolay değil bu kadar zaman aktif olarak oynamak.

    -Eğer bir aksilik olmazsa yeniden millî Takıma çağrılacaksın. İnsanlar senden çok şey bekliyor.

    Bu dakikadan sonra benim çok farklı misyonum, ağır yüklerim olacağı kesin. Farklı bir yük daha bindi. Bunları kaldırabilmek çok kolay değil. Biz elimizden geleni yapacağız. Takdir Allah’ın.

    -Bundan sonra beklentileri karşılayamam gibi bir korkun var mı?

    Hayır. Mücadele ederim. Gol kaçırabilirim. Şartlar ne getirir bilinmez. Orada olmayı hak edersem, bu hak da bana verilirse elimden geleni yaparım.

    -Sen olmayınca Fatih Tekke bütün yükü sırtlandı. Ona hiç acıdın mı?

    Çok. Politik konuşmuyorum inan. Hep Allah yardımcısı olsun dedim. Bence üstesinden de çok güzel bir şekilde geldi. Başarılı olduğunu düşünüyorum. Goller attı. Takıma önemli katkıları oldu. Ama kendi adıma da zaman zaman şöyle düşünmedim değil: Beraber oynasaydık, onun bana benim de ona çok büyük katkımız olabilirdi.

    -Oynasaydın mevcut sonuçlar değişir miydi?

    Belki daha da kötü olabilirdi. Ben olsaydım çok iyi olacaktı diye bir kural yok. Ama bir iş olması gerektiği gibi yapılmalı.

    -Geride kalan üç maçı da aldık. Sen de goller attın. Kahraman olacaksın...

    Yok. Bu takım oyunu. Orada çok değerli oyuncular var.

    -Tam tersi olursa. Sen oynadın ve sonuçlar kötü gitti...

    Dikkat ederseniz, bana hâlâ 22 yaşındaki bir futbolcu gibi bakılıyor. Beklentiler var. Bu çok güzel. Ben kendimi zinde tutmaya çalışıyorum. O günkü şartlarda elimden geleni yaparım. Olmazsa da takdir Allah’ın.

    -Almanya’ya gidebilir miyiz?

    Şu an direkt gitme şansımız çok az. Üç maçı alırsak baraj maçı oynayacağız. Şartlar ağır ama her şey bizim elimizde.

    -Federasyon Ersun Hoca’nın görevine son vermede geç kaldı mı?

    Hocayı görevden almaları kendi kararları. Bu karar için geç veya erken diyemem.

    -F.Bahçe cephesi Ersun Yanal’a sahip çıkıyor...

    Görevden alınış tarzı ile alakalı bir sahip çıkma var herhalde.

    -Millî Takımın forvet hattında Cenk, Okan, İlhan, Hasan Özer, Ahmet Dursun, Hami gibi birçok oyuncuyla oynadın. Bugün onların hiçbiri yok. Ama sen ayaktasın...

    Aynı şeyleri G.Saray’da da yaşadım. Birçok oyuncu geldi gitti. Bunun suçlusu ben değilim. Hepsi fırsat buldu. Bu oyuncuları kadroya almak veya almamak hiç benim tasarrufumda olmadı. Bir de şu var: Herkes ‘Yunanistan, Ukrayna maçlarında Hakan olsaydı hava topuna çıkardı’ diyor. Bu sözler de ağrıma gidiyor. Ben sadece hava topuna çıkan bir futbolcu muyum ki böyle söyleniyor. Futbol karakterimi, özelliklerimi bir tarafa attılar. Öyle olsa gider sadece basket antrenmanı yapardım.

    -Ersun Hoca’nın şu anki haline üzülüyor musun?

    Ben oh ne iyi oldu demem. Hiç de demedim. Çevremdeki insanlara da bunu söyletmem. Benim gibi çok üzülenler oldu, onlara da söyletmedim.

    -Fatih Hoca ismi için ne diyeceksin?

    İstanbul’a başka bir şehirden gelip uyum sağlamak çok zor. Bunları Ersun Hoca’ya söylemiştim. Fatih Hoca İstanbul’da yaşadı. Sağlam bir karakteri var. Çok şey başından geçti. Bunların üstesinden de geldi. İlişkilerini çok iyi dengeleyebiliyor. Kendine güveniyor. O anlamda çok büyük avantajları var. Başarılarındaki en büyük pay da bu özelliklerinden kaynaklanıyor. Millî Takımın başına gelmesi, geçmiş dönemdeki başarılarını tekrar ettirmesi hepimizin dileği. İnşaallah ülkemiz için hayırlı olur.

    -G.Saray’a getirelim konuyu. Yönetim Hagi’yi gönderdi. Gerets geldi...

    Hagi, bizleri sezon boyunca inanılmaz şekilde motive etti. Genel anlamda başarılı bir performans çizdi. Son üç haftada şampiyonluğu kaçırdık. Gerets’in de çok hırslı bir hoca olduğunu öğrendik. İnşaallah onunla şampiyonluk yaşarız.

    -Şampiyonluk sana göre hangi maçta kaçtı?

    Bence 2-1 yenildiğimiz G.Birliği maçında. F.Bahçe’yi 5-1 yenmenin rehavetini üzerimizden atamadık.

    -100. yıl baskısı oldu mu sizde?

    Hiç baskı yaşamadık. Sağolsun büyüklerimiz bunu bize yansıtmadı.

    -F.Bahçe ligde diğer takımlarla arayı açıyor mu?

    Ekonomik anlamda F.Bahçe’nin avantajlı olduğu anlar oldu. Ama ara çok fazla açılmadı. En kötü kadro diye lanse edildiğimiz bir sezonda şampiyonlukta kafa kafaya gittik.

    -Arif, Hakan Ünsal ve Bülent bıraktı. Gözler senin üzerinde olacak.

    Beni de göndermek için yazılar yazılacak. Bunları yaşayacağım. Benim için ‘sıkıldık, gitsin artık’ diyecekler. Ben bugüne kadar bunlarla yaşadım. Bunları yaşamazsam bir boşluk olur diye düşünüyorum. Ben oynayacağım, büyüklerim gönderdikleri zaman da gideceğim.

    -Lig tarihinde 224 golün var. Tanju’nun 240’lık rekorunu geçebilecek misin?

    İnşaallah. Nasip.

    -Senin gibi başarılı bir futbolcu bir daha gelir mi?

    Şöhreti yakaladığınız anlarda bir kopma noktası vardır. Ya tepeden aşağı düşersiniz ya sınırı zorlayıp bir daha sıçrarsınız. Ben hep sıçramaya çalıştım. Yan gelip yatabilirdim ama yatmadım.

    -Futbol nankör mü?

    Futbol değil, insanlar nankör. Mesleğim hakkında böyle bir şey söyleyemem.

  2. #2

    Üyelik tarihi
    16 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Mesajlar
    17
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart --->: Yilin En Iyi Futbolcusu

    çok güzel bir paylaşım.ellerine sağlık...

Benzer Konular

  1. Yilin Fikrasi
    By Mustafa Uyar in forum Komik Yazılar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 31.Ocak.2007, 22:27
  2. Bir Yilin Son Gunleri ...
    By soleil in forum Aşk ve Sevgi Şiirleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 28.Eylül.2006, 18:46

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.