Gece bir tül gibi siyah örtüsüne bürünerek şehri kapladı. İnsanlar uykuya daldı. Derin bir sessizlik hâkim her tarafta. Hayat soluğunu kesmiş, bir ölü cesedini andırıyor. İn ve cin yok. Herkes uykuda...

Bu şehir; zenginle fakirin, zalimle mazlumun birbirine karıştığı şehirdi. Bu şehir; İbrahim’i ateşe atan Nemrud’un; Musa’yı Kızıldeniz’de boğmak isteyen Firavun’un; sırtında sarı renklerle bezenmiş elbisesiyle, altın kakmalı eğerle eğerlenmiş beyaz at sırtında yüzlerce cariye ve uşaklarıyla dolaşan Karun’un; Roma’yı zevk için yakan Neron’un; mushafları kılıçların ucuna taktırarak Kerbela sokaklarında dolaştıran, Hüseyn’i kana boyayan Yezid’in... izlerini taşıyor.

Bu ölü şehrin sisleri göğe yükseliyor!