Fatma K. Barbarosoğlu

Tam vaktinde gelen ölüm: İyi ki şimdi…
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/hikayeler-yazilar/36602-tam-vaktinde-gelen-olum-iyi-ki-simdi.html#post78502

Hatice teyze iki arkadaşının ölüm haberini arka arkaya aldı. Biri evinde seccadesinin üstünde teslim etmişti emanetini, öteki Medine'de.

İkisi için de ayrı ayrı hatime başladı Hatice teyze. İkisi için ortak gözyaşı döktü. Yedinci gün kızlarına taziyeye gideyim dedi.

Yanına torununu aldı. Önce seccadesinin üstünde emaneti teslim etmiş olanın kızına gittiler.

Yeşiller giymiş pür tesettür bir kadın açtı kapıyı. Anneciğimden yadigar diyerek boynuna sarıldı Hatice teyzenin. Siz artık benim annemsiniz dedi. Sevgili annesini kelimelere sığdırmaya çalışarak anlatmaya başladı.

O anlattıkça Hatice teyze bunaldı. O anlattıkça Hatice teyzenin kalbi sıkıştı.

Torunu bir anlam veremedi.

Ah diyordu yeşiller giymiş pür tesettür evlat, nasıl da dakikti annem. Nasıl her şey yerli yerindeydi. Eve geldik pırıl pırıl. Bir tek çöp olmaz mı evde. Yoktu. Sanki öleceğini biliyormuş gibi. Banyo yapmış. Sabah namazını kılmış. İnanır mısınız saçları ıslaktı.

Hatice teyze susuyor. Torunu onun bu susuşuna bir anlam veremiyor.

Pür tesettür yeşiller giymiş evlat anlatıyor. Ah nasıl da her şeyi zamanında yapardı anneciğim. Ölümü bile. On gün önce ölmüş olsa idi Endülüs gezisine katılamazdık. Anneciğim benim o seyahati ne kadar istediğimi biliyordu.

Tam seyahatten döndük. Yerleştik. Anneciğim uçuvermiş.

Hiç kimseden hiçbir şey istemezdi anneciğim. Ölümü bile ne kadar kolay karşılamış. Elinde tespih ile bulmuş ağabeyim.

Hatice teyze susuyor. Pür tesettür yeşiller giymiş evlat, kız evlat ölümü zaman üzerinden projelendirir gibi konuşmaya devam ediyor. Tam da şimdi. On gün önce ölse idi seyahate gidemezdik. On gün sonra olsa idi filanı ertelemek durumunda kalırdık diye zamanında gelen ölüme nasıl müteşekkir olduğunu anlatıyor.

Hatice teyze iyice bunalıyor. Pür tesettür yeşiller giymiş evlat, kız evlat dipfrizimi bile anneciğim doldururdu diye yeni bir bahis açmışken izin istiyor.

Sokağa çıktıklarında bir “oh” çekiyor Hatice teyze. Bir o

* * *
. Torunu korkuyor. Noldu babaanne.
Ölüm bu kızın kalbine hiç uğramamış. Her ölüm erkendir bizim bildiğimiz.

A diyor torun, babaanne sen o diziyi seyretmedin herhalde.

-Ne dizisi be evladım!?

-Kızın nişanı olacak. Eve gelen misafir ölüyor. Ölmüyor da yani nişanlanacak kız onu öldü sanıyor. Nişanı ertelenmesin diye esasında ölü olmayan sadece saatlerce taş gibi uyuma alışkanlığı olan adamı bir ölü olarak saklıyor.

-Eee ne alakası var bunun, bizim bu kalpsiz kız ile?

-Alakası şu babaanne. Aslı da yani Avrupa Yakası'nın Aslı'sı da uyuyan amcayı saklarken, tam da zamanını buldu diye söyleniyordu.

-Ne zaman ölseymiş adamcağız?

-Film babaanne. Film. Adamcağız ölmüyor zaten. Sonunda anlaşılıyor.

-Ya?

-Aslı'nın nişanı olacak ya. Nişan ertelenmesin diye saklamaya çalışıyor. Yani ölmek için uygun zaman Aslı'nın nişanı bittikten sonra.

-Ölümün zamanı böyle bir şey mi yani?

-Evet babaanne. En iyi ölüm hayatı aksatmayan ölümdür yani.

Peki evladım diyor babaanne.

İkinci taziye için kendinde güç bulamıyor.

Yol boyunca tekrarlıyor: En iyi ölüm, hayatı aksatmayandır. En iyi ölüm hayatı aksatmayandır. En iyi ölüm. Ölüm… Öl.