Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


3 sonuçtan 1 ile 3 arası
  1. #1

    Üyelik tarihi
    12 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Yaş
    47
    Mesajlar
    3,709
    Tecrübe Puanı
    65

    Yapamam...

    Donna'nın dördüncü sınıf öğrencileri geçmişte gördüğüm sınıflardan farklı değilmiş
    gibi görünüyorlardı. Öğrenciler beş sıra olarak sıralanmış altı sırada

    oturuyorlardı. Öğretmen masası en önde öğrencilere bakıyordu. Panoda öğrencilerin
    çalışmaları asılıydı. Birçok açıdan geleneksel bir ilkokul havası hissediliyordu.

    Yine de sınıfa ilk girdiğimde bir şey bana farklı görünmüştü. Belirli bir heyecan
    söz konusuydu. Donna, emekliliğine sadece iki yıl kalmış, Michigan'da küçük bir
    kasaba öğretmeniydi. Ayrıca benim tarafımdan bölge çapında düzenlenmiş personel
    geliştirme

    projesine gönüllü olarak katkıda bulunuyordu. Eğitim sürecinde öğrencilerin
    kendilerini iyi hissetmeleri ve yaşamlarının sorumluluğunu üstlenmeleri baz

    alınıyordu. Donna'nın işi eğitim sürecine katılmak ve sunulan kavramları uygulamaya
    koymaktı. Benim işim ise sınıf ziyaretleri yapıp uygulamaya hız kazandırmaktı.

    Arka sıralardan birine oturdum ve izlemeye koyuldum. Bütün öğrenciler bir şeyler
    yazıp karalıyorlardı. Benim yanımda oturan 10 yaşındaki bir kız öğrenci

    kağıdını "Ben Yapamam" cümleleriyle doldurmuştu: "Futbol topunu kaleye gönderemem."

    "Üçlü sayılarla bölme işlemi yapamam."

    "Debbie'nin beni sevmesini sağlayamam." Sayfanın yarısı dolmuştu ve yazmaktan
    bıkmışa benziyordu. Kararlılıkla ve ısrarla yazmaya devam ediyordu. Öğrencilerin
    defterlerine bakarak sıraların

    arasında yürümeye başladım. Hepsi de cümleler yazıyorlar yapamadıkları şeyleri
    tanımlıyorlardı: "On atış üst üste yapamam."

    "Sol alanda vuruş yapamam."

    "Bir kurabiye ile yetinemem." O anda egzersiz bende merak uyandırdı. Öğretmene
    ne olup bittiğini sormaya karar verdim. Yanına yaklaşınca öğretmenin de yazmakla
    meşgul olduğunu gördüm.

    En iyisinin rahatsız etmemek olduğuna karar verdim. "John'un annesini zorla
    veliler gününe getiremem."

    "Kızımdan arabaya benzin koymasını isteyemem."

    "Alan'dan bileğini değil, kelimeleri kullanmasını isteyemem." Öğretmenin ve
    öğrencilerin "Yapabilirim" türü olumlu cümleler kurmak yerine neden böyle bir
    olumsuzluğa saplandığı düşüncesine karşı savaşa verirken

    oturduğum sıraya geri döndüm. Yeniden etrafımı izlemeye koyuldum. Öğrenciler bir on
    dakika daha yazmaya devam ettiler. Çoğu kağıtlarını doldurmuş başka

    kağıda geçmişti. Donna, "Elinizdeki kağıdı bitirin, ama başka kağıda geçmeyin." diye
    seslenerek egzersizin sonuna geldiklerin vurguladı. Öğrencilere kağıtlarını

    ikiye katlamalarını ve teslim etmelerini söyledi. Öğrenciler kağıtlarını öğretmen
    masasının üstündeki boş ayakkabı kutusunun içine koydular. Bütün kağıtlar

    toplanınca Donna kendi kağıdını da kutuya koydu. Kutunun kapağını kapadı. Kutuyu
    kolunun altına aldı ve kapıdan çıkıp koridorda ilerledi. Öğrenciler öğretmenin

    peşinden giderken ben de öğrencilerin peşine takıldım. Koridorun ortasında yürüyüş
    tamamlandı. Donna güvenlik odasına girdi ve elinde bir kürekle dışarı

    çıktı. Bir elinde kürek bir elinde ayakkabı kutusu öğrenciler arkasında bahçenin en
    uzak köşesine doğru yol aldılar. Ve kazmaya başladılar. "Yapamam" cümleciklerini
    gömeceklerdi! Kazma işlemi yaklaşık on dakika sürdü, çünkü bütün öğrenciler sırayla
    kazıyorlardı. Çukur bir, bir buçuk metre

    olunca kazma işlemi sona erdi. "Yapamam" cümlecikleri kutusu çukurun dibine kondu ve
    üzeri toprakla örtüldü. Otuz bir tane on-on bir yaş çocuğu, yeni kazılmış

    çukurun başında bekleşiyorlardı. Her birinin bir metre aşağıdaki kutunun içinde en
    az bir sayfa süren "Yapamam" cümlecikleri vardı. Öğretmenin de öyle. Donna,
    "Kızlar, erkekler el ele tutuşun ve başınızı eğin." diye seslendi. Öğrenciler sözüne
    uydular. Çukurun başında halka oluşturdular, elleriyle sımsıkı

    bir bağ oluşturdular. Başlarını öne eğip beklemeye başladılar. Donna konuşmasına
    başladı: - "Arkadaşlar, bugün burada 'Yapamamlar' anısına toplandık. Yeryüzünde
    bizimle birlikteyken bir şekilde hepimizin hayatına girdi; kimimizinkine az,
    kimimizinkine

    çok. Adı her okulda, toplantı salonunda, hatta Beyaz Saray'da bile anıldı.
    'Yapamamlar'ı sonsuz uykusuna göndermeye karar verdik. Erkek ve kız kardeşleri

    'Yapabilirim', 'Yapacağım' ve 'Yapıyorum' hayatlarına devam ediyorlar. Onlar
    'Yapamamlar' kadar ünlü, güçlü ve kuvvetli değildirler. Belki bir gün sizin

    de yardımınızla dünyaya ayak izlerini bırakabilirler. İnşallah, 'Yapamamlar' huzur
    içinde yatarlar. İnsanlar onlar olmaksızın hayatlarına devam edebilirler.

    Amin." Bu methiyeyi dinlerken öğrencilerin hiçbirinin bu günü unutamayacaklarını
    düşündüm. Bu aktivite oldukça sembolik bir anlam taşıyordu. Gerek bilinçten,

    gerekse bilinç dışından asla silinemeyecek bir beyin egzersizi gibiydi. "Yapamam"
    cümlecikleri yazmak, onları gömmek ve methiye dinlemek... Bunların hepsi

    öğretmenin gayretleri ile gerçekleşmişti. Methiyenin sonunda öğrencilerini etrafında
    topladı ve onları sınıfa götürdü. "Yapamamlar"ın ebediyete intikalini

    keklerle, patlamış mısırlarla ve meyve sularıyla kutladılar. Kutlamalarının bir
    parçası olarak Donna kalınca bir kağıttan mezar taşı kesti. En üste "Yapamam"ı

    , en alta o günün tarihini yazdı. Kağıttan yapılmış mezar taşı o yılın anısına
    Donna'nın sınıfına asıldı. Nadiren de olsa öğrencilerden biri "Yapamam"

    dediğinde Donna bunu gösterdi. Öğrenciler de böylece "Yapamamlar"ın öldüğünü
    hatırlayıp yeni cümle kurmak zorunda kaldılar. Donna'nın öğrencilerinden biri
    değildim. O benim öğrencilerimden biriydi. Yine de ben o gün ondan unutamayacağım
    bir ders aldım. Şimdi yıllar geçmesine

    rağmen, ne zaman "Yapamam" gibi bir cümle duysam, dördüncü sınıf öğrencilerinin
    düzenlediği cenaze merasimi gelir aklıma. Ben de öğrenciler gibi"Yapamamlar"
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/hikayeler-yazilar/17912-yapamam.html#post34542

    ın öldüğünü anımsarım.

  2. #2
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Yapamam...

    ellerinee sağlık

  3. #3

    Üyelik tarihi
    10 Haziran 2009
    Mesajlar
    9
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart Yanıt: Yapamam...

    çok doğru ve yerinde bir hikaye

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.