Her iyilik Sadakadir..

Peygamber efendimiz s.a.v. "(Her müslüman sadaka vermesi vacibtir." Buyurdular.
Ashab-i Kiram, Ya Resulullah s.a.v. verecek birsey bulamayan ne yapmali? dediler.
Peygamber edendimiz s.a.v. "Eliyle kazanir. Hem kendisine faydasi olur hemde
tasadduk eder." buyurdu.
" Onuda bulamazsa ne yapmali?" dediler.
Peygamber efendimiz s.a.v. " Ihtiyac sahibine yardim isteyene yardim eder." buyurdular.
"Onuda bulamazsa ne yapmali?"
Peygamber efendimiz s.a.v."Hayir islesin, serden kendini tutsun. Bu da onun icin
sadakadir." buyurdular.

emeğine sağlık kardeşim güzel konu...


Her İyilik Sadakadır
Hadis-i şeriften şu anlaşılmaktadır: Sahâbenin fakirleri, sadece maldan sadaka olabileceğini sanıyorlardı. Fakir oldukları için de bunu yapabilecek imkânları yoktu. İşte bu hal üzerine Resûlullah (s.a.v) onlara, her türlü iyiliğin ve yardımın sadaka olduğunu bildirdi.

Müslim'in Sahîh'inde Huzeyfe'den (r.a) Resûlullah'ın (s.a.v) şöyle buyurduğu rivayet edilir:

"Her iyilik sadakadır."[1] Bu hadisi Buhârî de Câbir'den (r.a) rivayet eder.[2]

Demek ki “sadaka” tabiri, yapılan her türlü iyilik ve ihsan için kullanılmaktadır. Hatta Allah Teâlâ tarafından lutuf olarak kula ihsan edilenler de onlar için birer sadakadır. Her ne kadar seleften bazıları, “Sadaka, bir karşılık ve ecir talep edilen şeydir” diyerek bunu reddet*mişlerse de, doğru olan bunun tersine olan yukarıdaki görüştür. Nite*kim Resûlullah (s.a.v), yolculuk sırasında namazların kısaltılması hakkında şöyle buyurur:

478- صَدَقَةٌ تَصَدَّقَ اللهُ بِهَا عَلَيْكُمْ فَاقْبَلُوا صَدَقَتَهُ.
"Bu, Allah Teâlâ tarafından size verilmiş bir sadakadır. O'nun sadakasını kabul edin."[3]

Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. Yine buyurmuştur ki:

479- مَنْ كَانَتْ لَهُ صَلاَةٌ بِلَيْلٍ فَغَلَبَ عَلَيْهِ نَوْمٌ فَنَامَ عَنْهَا كَتَبَ اللهُ لَهُ أَجْرَ صَلاَتِهِ وَكَانَ نَوْمُهُ صَدَقَةً مِنَ اللَّهِ تَصَدَّقَ بِهَا عَلَيْهِ.
"Sürekli olarak gece namazı kılan kişi, gece uyuyakalır gece na*mazı kılamazsa kendisine namazını kılmış gibi sevap yazılır. /59/ O uy*kusu da, Allah Teâlâ tarafından kendisine verilmiş bir sadaka olur."

Bu hadis-i şerifi de Nesâî ve başkaları Hz. Âişe[4] (r.anhâ) vali*demizden, İbn Mâce de Ebü’d-Derdâ'dan[5] (r.a) rivayet etmiştir.

Bakî b. Mahled ile Bezzâr Müsned'lerinde Ebû Zer'den (r.a) merfû olarak şöyle rivayet eder:

480- مَا مِنْ يَوْمٍ وَلاَ لَيْلَةٍ وَلاَ سَاعَةٍ إِلاَّ لِلَّهِ فِيهَا صَدَقَةٌ يَمُنُّ بِهَا عَلَى مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَمَا مِنَ اللَّهِ عَلَى عَبْدٍ مِثْلَ أَنْ يُلْهِمَهُ ذِكْرَهُ.
"Her gün, gece ve saatte Allah için verilmesi gereken sadaka vardır, Allah bunu kullarından dilediği kişilere ihsan eder. Allah Teâlâ bir kimseye, kendi zikrini ilham etmekten daha hayırlı bir şey ilham et*memiştir."[6]

Hâlid b. Ma‘dân der ki: Allah Teâlâ her gün sadaka verir. Allah Teâlâ kullarından birine, sadaka olarak kendi zikrini ihsan etmekten daha hayırlı bir sadaka ihsan etmemiştir.