tanimadiginiz, bilmediginiz insanlarla internet uzerinden
konusmamaya, chat yapmamaya ozen gosterin.
>> >>
>> >>O gece mail kutusuna gelen bir notun tüm geleceğini etkileyeceğini
>> >>bilemezdi. Ekte gönderilen dosyayı açtığında ekranı binlerce gül
>> >>kaplamıştı. Her tıklamada yeni bir sayfa açılıyor ve her açılan
>> >>sayfada değişik renklerde güller tüm ihtişamıyla gözler önüne
>> >>seriliyordu. Son tıkladığında ise ekranda şöyle yazıyordu; "
>> >>Hiçbirisi senin gibi olamaz. Seni seviyorum..."
>> >>Fulya çok şaşırmıştı. Maili gönderene baktı ama bu isim onda hiç
>> >>bir çağrışım yapmamıştı.
>> >>Sonraki günlerde benzer mesajlar gelmeye devam etmişti.Her
>> >>defasında farklı çiçekler kaplıyordu ekranını ve son sayfada yine
>> >>aynı şeyler
>>yazıyordu.
>> >>" Hiçbirisi senin gibi olamaz.Seni seviyorum..."
>> >>Fulya bu esrarengiz kişiyi merak etmeye başlamıştı. 10.gece gelen
>> >>mesajı yanıtlamayı düşündü. İster istemez etkilenmişti. O günlerde
>> >>kendini çok yalnız hissediyordu...
>> >>
>> >>Kim acaba diye kendi kendine sorarken birden parmaklarının klavyeye
>> >>uzandığını farketti.
>> >>- " Bu çiçekleri bana neden gönderiyorsunuz? Lütfen kimliğiniz
>> >>hakkında bana bilgi verirmisiniz?..."
>> >>Yazdıkları sadece bu kadardı. Ardından iletisini göndermek için
>> >>"Gönder " tuşuna bastığında hayatının ne hale geleceğini asla
>> >>bilemezdi...
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=29786
>> >>Ertesi gece heyecanla mail kutusuna baktı. Yine aynı kişiden bir
>> >>Mail daha gelmişti. Yüreği dalgalı denizlere dönmüştü.Aceleci
>> >>tavırlarla maili açtı. Bu defa
>>tek sayfalık bir ekran vardı
>> >>karşısında ve şunlar yazıyordu;
>> >>- " Beni gerçekten merak ediyorsan yarın öğleden sonra saat 2'de
>> >>bilgisayarının başında ol ve msn' in açık olsun..."
>> >>Fulya o geceyi biraz heyecanlı birazda huzursuz geçirdi... Gece
>> >>boyunca hep bu konuyu düşündü. Kimdi, neyin nesiydi, neden her gün
>> >>bu mailleri ona gönderiyordu...Bu soruların cevabını bulamamıştı.
>> >>Ertesi gün saat 14.00'te ekranın başındaki yerini aldı ve msn' i de
>> >>açtı. Bir süre sonra ilk mesajı almıştı.
>> >>- " Merhaba çiçeğim..." Fulya kalbinin deli gibi atmaya başladığını
>> >>hissetti...
>> >>- " Merhaba...Kimsiniz ? "
>> >>- " Sizi tesadüfen buldum. Bana gelen maillerden birinde sizin de
>> >>adresiniz vardı. gizemlicicek@... çok dikkatimi çekmişti. O yüzden
>> >>size her gece
>>birbirinden güzel çiçekleri maillemeye başladım.
>> >>- Peki ama " hiçbirisi senin gibi olamaz. Seni seviyorum " ne demek
>> >>oluyor?
>> >>- İkimiz de çiçekleri çok seviyoruz değil mi? O zaman birbirimizi
>> >>de çok seveceğiz desem herhalde yanlış olmaz.
>> >>Fulya ne diyeceğini bilemiyordu.Uzunca bir süre cevap yazamadı.
>> >>Sonra
>> >>- Bakalım zaman ne gösterecek. Bu arada kendini biraz tanıtırsan
>> >>memnun olacağım.
>> >>-Hiç gerek yok...Çünkü sen beni çok iyi tanıyorsun.
>> >>Fulya iyice afallamıştı. Cevap yazmak için ekrana baktığında karşı
>> >>tarafın çıkmış olduğunu gördü. Bir süre bekledi ama geri dönüş
>> >>olmadı. Herhalde elektrikleri kesildi ya da başka bir sorun çıktı "
>> >>diye düşündü...
>> >>O gece ve sonraki geceler meçhul kişiden hiç mail gelmedi. Her gün
>> >>msn'
>>i açıyordu ama orayada gelen giden yoktu. Fulya'nın içi içini
>> >>yiyordu. Neler oluyordu? Hiç bir sorunun cevabını bulamamak git
>> >>gide sinirlerini germeye başlamıştı. Aradan bir aydan fazla bir
>> >>zaman geçmişti ve Fulya bu esrarengiz kişiyi unutmaya başlamıştı.
>> >>Bir gün çalıştığı iş yerine sivil polisler geldiler . Fulyayı
>> >>arıyorlardı.
>> >>" Benimle ne işleri olabilir " diye düşünürken odasına giren
>> >>polislerden biri kollarına kelepçeyi takı vermişti. " Hey neler
>> >>oluyor, ben ne yaptım ki " diye avaz avaz bağırmaya başlamıştı.
>> >>Polisler bilgi vermiyordu. Sadece " Bizimle emniyete geleceksiniz "
>> >>diyorlardı. Özellikle kollarına vurulan kelepçeler moralini çok
>> >>bozmuştu.
>> >>Neler olup bittiğini çözmesi olanaksızdı. Emniyet Müdürlüğüne
>> >>gidene kadar polisler
>>tek kelime bile etmemişlerdi. Kapısında "
>> >>Dolandırıcılık Masası " yazan bir odaya girdiğinde hepten şaşkına
>> >>dönmüştü. Masadaki görevli polis
>> >>- " Buyrun Fulya hanım oturun " diyince ilk sandalyeye kendini
>> >>atıverdi.
>> >>- " Söyler misiniz neler oluyor ? Bu bir şakaysa çok ağır bir şaka
>> >>oldu.Derhal bu oyunu kesin ..."
>> >>Daha lafını bitirmemişti ki kendisine oturmasını rica eden polisin
>> >>sert bir ifadeyle " Hep böyledir.Yaparlar ama kabul etmezler..."
>> >>sözleri başını döndürmeye yetmişti. Birden fenalaştı ve olduğu yere
>> >>yığılıp kaldı.Gözlerini açtığında bir sedyede olduğunu
>> >>farketmişti.Boş gözlerle etrafına bakıyordu. Biraz sonra kendisini
>> >>iş yerinden alan polislerden biri yanına geldi.
>> >>- İyi misiniz Fulya hanım? Kendinize geldiyseniz artık
>>işimize
>> >>bakalım. Güçlükle doğrulmuştu. Sonra polisinde desteğiyle tekrar o
>> >>odaya girdiler. Aynı sandalyeye oturmuştu.
>> >>- Fulya hanım, dolandırıcılıkla suçlanıyorsunuz. Banka hesabınızda
>> >>son 15 gün içinde tam 28 işlem yapılmış. Bu süre zarfında yaklaşık
>> >>4 trilyon lira hesabınıza yatmış ve oradan da başka bir hesaba
>> >>havale edilmiş.
>> >>- Olamaz...Benim böyle şeylerden haberim yok.Bankada 350 milyon
>> >>liram var.Bunun dışında da neler olup bittiğini bilemiyorum.
>> >>- Fulya hanım,şimdi bize işbirliği içinde olduğunuz kişilerin
>> >>adlarını vermenizi istiyoruz.
>> >>- Siz neler diyorsunuz? Ne işbirliğinden bahsediyorsunuz?.
>> >>- Dolandırıcılık bayan... Genelde tek başına yapılmaz bu işler.
>> >>Ayrıca bu kadar parayı ne yaptığınızı da bize derhal açıklayın.
>>
>> >>Fulya hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Hiçbir şeye anlam
>> >>veremiyordu. Artık ifade verebilecek durumda değildi. Sinir
>> >>krizleri geçirmeye başlamıştı. Birden kendini parmaklıklı bir odada
>> >>bulmuştu. Dışardan ölü bir ışığın içeri süzüldüğü rutubetli küçük
>> >>bir odaydı. O geceyi sabaha kadar ağlayarak geçirmişti. Sabahın ilk
>> >>ışıkları küçük pencereden içeri süzüldüğünde gün ağlıyordu
>> >>gözlerinde ve üşüyordu... Bir süre sonra kapı açıldı ve bir kadın
>> >>polis kolundan tutup kendisini takip etmesini söyledi. 2-3
>> >>dakikalık bir yürüyüş sonrasında tekrar ilk geldiği odaya
>> >>varmışlardı. Fulya'nın yüzü solmuştu ve tir tir titriyordu.Polisler
>> >>ona sıcak bir fincan çay verdiler. Önce fincanın sıcaklığıyla
>> >>ellerini ısıttı sonrada yudum yudum içmeye
>>başladı.
>> >>- Başınız iyice dertte bayan...28 kişinin banka hesabından kendi
>> >>hesabınıza havaleler yapmış ve ardındanda 4 trilyonu 3 ayrı hesaba
>> >>aktarmışsınız ve bu paralar ertesi gün ilgi hesaplardan çekilmiş.
>> >>- Benim hiçbir bilgim yok, ben bir şey bilmiyorum
>> >>diyebildi..Ardından sarsıla sarsıla ağlamaya başladı.
>> >>- Bugün savcılığa çıkaracağız sizi ve tutuklanacaksınız. İyisi mi
>> >>bize yardımcı olun da şu işi çözelim.
>> >>Fulya darmadağınık olmuştu.Hiçbir şeye anlam veremiyordu. Sonra "
>> >>tutuklanacaksınız " sözünü hatırlayıp daha da büyük bir korkuya
>> >>kapıldı. O andan itibaren hiç konuşmadı. Fulya'yı bir başka odaya
>> >>aldılar.Yaklaşık 2 saat kadar orda tek başına kalmıştı. Bu süre
>> >>zarfında neler olup bittiğini asla anlayamadı. Sonra bir bayan