Panizlamizm


Batılı devletlerin Osmanlı topraklarını aralarında 'pay etme gayretleri, Kıbrıs'ın İngiltere'ye devri, Mısır ve Tunus'un kaybedi-lişi, Balkanlar'ı sarsan bağımsızlık ve isyan hareketleri içteki azınlıkların tahriki, misyonerlik faaliyetleri, Arap toprakları içerisinde ingilizlerin ektikleri fitne ve Müslümanların arasında yeşertilen sapık cereyanlarla ülkenin 93 harbi ile ağır toprak kayıpları yeni bir strateji ve yapılanmanın zaruretini karşısında Sultan Abdülhamid Han, yine dünya siyasetçilerini hayrete bırakacak bir politika takip etti.

"Panislamizm" adı verilen bu politika akıllı, dünya gerçeklerini gözardı etmeyen, hamaset gösterilerinden, maceraperestlikten uzak bir şekilde yürütülerek Müslümanları, yegane bağımsız İslam devleti olan Osmanlı'nın bayrağı altında fikren birleştirmeyi hedefliyordu.

Dünya Müslümanları, Batılı devletlerin tazyik, zulümlerine karşı islam halifesinden yardım bekliyordu. Bu yardımlar ancak

emperyalistleri ülkeden atarak değil en azından zararlarını asgariye indirmeye, içteki faaliyetlerini ise bertarafa yönelikti.

II. Abdülhamid Han'ın İslam birliği (Panislamizm) politikasının amacı, Hıristiyan Avrupa emperyalizminin önüne geçerek İslam Dünyası"ın gerilemesini durdurmaktı. Bu politikanın temel esasları;

l- Yabancı işgalini durdurmak,
2-Yabancıların özel ayrıcalıklarını ve bağışıklıklarım kaldırmak,
3-Gerçek İslam inancını yerleştirmek,
4-mümkün olursa bütün Müslüman'ları tek bir devletin meşru hükümdarı Halife'nin yönetiminde birleştirmek"

Ortadoğu'da bulunan zengin petrol yataklarına göz diken emperyalist Batılı devletler ve bilhassa İngiliz, Fransız ve Almanlar ajanları vasıtasıyla milliyetçilik fikrini aşılayarak bağımsızlık telkin ediyor ve sapık cereyanlar yaygınlaştırarak halkı İslam halifesinden soğutmaya çalışıyordu. Böylece Müslümalar arasında yapay mese-94 leler çıkarmakta, halifeye karşı kışkırtmakta, milliyetçilik tohumları ekerek devleti parçalamak istemekteydi. Araplar'ı Türkler'e, Türkleri Araplara, Kürtleri Türklere karşı hareketlendirmek, Vehhabilik. Şiilik akımlarını sunni Müslümanlar arasında yaygınlaştırarak top yekûn birliği parçalamak İngiliz ve Yahudi işbirlikçilerinin temel hedefleriydi. Emperyalist devletlerin bu sinsi oyunlarını bertaraf için Abdülhamid Han "panislamizm" politikasını takip etti.

II. Abdülhamid Han, Müslümanları Osmanlı devletine bağlamak gayesiyle Yemen kabilelerine nişanlar gönderiyor, rütbeler ve ihsanlar veriyordu. Bu suretle de Ara***tan'da bulunan şeyhlerden bir çoğunu Osmanlı devletinin idaresi altında bulundurmaya muvaffak oluyordu.

Ortadoğu (Ara***tan) topraklarında İngilizlerle zorlu bir mücadele başlamıştı. İngilizler bir kısım Arap şeyhlerini Sultan'a karşı desteklerken, bir kısmı da Sultan'ı destekliyordu. İngilizler çok özel yetiştirdiği ajanlarını şeyh, alim, derviş kılığında halkın arasına göndererek Osmanlı aleyhine ve Ehl-i Sünnet itikadına aykırı fikirleri yayarak halkı halifeye karşı soğutuyordu. Körfez Emirleri, Mas-kat Emiri ve Yemen'de Zey'diler'i İngilizler elde etmişti. Buna kar-şı Sultan. Arap ileri gelenlerini sarayda ağırlıyor, ülkelerinde camiler medreseler, yollar yaptırıyordu. Onlara İngilizlere aklanmamalarını söylüyordu. Suriyeli Rufai Şeyhi Ebul Huda sürekli yanında idi. Şeyh ona bir nevi danışmanlık yapıyor, kitaplar yazıyordu. Mısırlı Müslümanlar ve basını İngilizlere karşı Halife'yi destekliyordu. Mısırda aynı zamanda Mustafa Kamil Paşa'nın liderliğindeki bir grup, 1904'e kadar Sultanın yanında yeraldı