KOVALAMACA
Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.) arkadaşlarıyla bir yemek davetine gidiyordu. Yolları üzerindeki bir sokakta oynayan çocuklara rastladılar. Çocukların arasında Peygamber Efendimiz’in (s.a.) torunu Hz. Hüseyin (r.a.) de vardı. Peygamber Efendimiz (s.a.) aniden öne çıkıp ilerledi. Kollarını açarak torununu kucaklamak istedi. Hz. Hüseyin (r.a.) naz yapıp kaçtı. Hızla koşmaya başladı. Peygamber Efendimiz (s.a.) de peşini bırakmadı. Sokak ortasında Hz. Hüseyin olanca gücüyle bir oraya bir buraya koşuyor, Peygamber Efendimiz (s.a.) de gülerek onu yakalamaya çalışıyordu. Peygamber Efendimiz’in (s.a.) arkadaşları ve diğer çocuklar bu neşeli kovalamacayı büyük bir ilgiyle izliyorlardı. Canlıya hayat veren kalp atışlarını andıran ayak sesleri ve tüm sevgilileri kıskandıran neşeli gülüşmeleri arasında adeta güneş ile ay gözlerinin önünde akıp gidiyordu.
Sonunda Peygamber Efendimiz (s.a.) sevgili torununu yakaladı. İkisi de nefes nefese kalmıştı. Efendimiz (s.a.), bir elini Hz. Hüseyin’in (s.a.) kafasının arkasına, diğer elini de çenesinin altına koyup onu öptü. Sonra da,
—Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin'denim! Hüseyin'i seveni Allah sever... buyurdu.
Peygamber Efendimiz (s.a.) ile torunu Hz. Hüseyin’in (r.a.) sokak ortasında gerçekleştirdikleri mutluluk dolu bu kovalamaca, her ailenin, evlerinin başköşesinde saklamaları gereken ibret verici bir tablo olarak kaldı.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/dini-hikayeler/65974-kovalamaca.html#post130127
kovalamaca.jpg
Musa Mert
Diyanet Çocuk Derisi, Mayıs, 2013, sayfa: 6, 7.