Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


2 sonuçtan 1 ile 2 arası
  1. #1
    vergun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15 Eylül 2006
    Yer
    izmir
    Yaş
    44
    Mesajlar
    816
    Tecrübe Puanı
    31

    Standart İslamı Kabul Etmem Çok Kolay Oldu

    Collen Keyes, Müslüman olmuş Amerikalı bir akademisyen. Kendisiyle, İslâmiyeti, Müslümanlığını, bu tercih karşısında yaşadıklarını konuştuk.

    Aslında bu röportajda Sayın Hakan Yalman ve Umut Yavuz’un da emeği var. Her ikisine de çok teşekkür ediyorum.

    Kendinizden bahseder misiniz?

    İngiltere’de Exetor Üniversitesi’nde İslâmî Bilimler üzerine doktoram ve iki master derecem var. Birincisi İngilizce eğitimi üzerine 1977’de aldığım derece, diğeri ise Hartford Seminary’de aldığım, İslâmî çalışmalar üzerine olan master derecesidir. Üniversitede Amerikan öğrencilerine ikinci bir lisan öğretmekle görevliydim. Devlet okullarında, üniversitelerde 25 yıl boyunca bu işi yaptım. 1988 yılında Müslüman olduktan sonra İslâmiyet hakkında akademik boyutta daha fazla bilgi edinmem gerektiğini hissettim. İslâmiyete olan alâkam benim İngilizce öğrettiğim zamandan geliyor. Sınıfımda Müslüman öğrencilerim vardı ve onlar bana İslâmiyeti tanıttılar. Bana İslâmiyeti anlatan kitaplar hediye ettiler. Onlarla yaptığım sohbetlerimden sonra İslâmî hayat tarzına ilgi duymaya başladım. Bir yıl süresince yaptığım akademik düzeyde araştırmaların sonucunda İslâmiyeti seçtim. Müslüman olduktan sonra çok mutlu ve huzurlu oldum. Çünkü İslâmiyet huzur dolu bir hayat sağlıyor. Ben Hıristiyandım ve mutsuzdum. Hıristiyanlık dini birçok soruya cevap veremez bir hâle gelmiş. Ancak İslâmiyet böyle değil. İslâmiyet tamamen bir hayat tarzı sunuyor önünüze. Nasıl yaşamanız gerektiğini ve sonunuzun ne olacağını bilerek yaşıyorsunuz. Ben kendimi çok şanslı hissediyorum. İki erkek çocuğum var. Çok genç yaşta evlenmiştim. Eşim, ben Müslüman olduktan iki yıl sonra 1990’da bir trafik kazasında vefat etti. O, İslâmiyeti seçmemişti. Ben daha sonra Müslüman biriyle evlendim. Ve şu an hayatıma devam etmekteyim.

    Çocuklarınız Müslüman mı peki?

    Hayır, henüz Müslüman değiller. Onlar Hıristiyan olarak yaşamaya devam ediyorlar. Büyükbaba ve büyükanneleri, amcaları, halaları, teyzeleri birer Hıristiyan. Ailede tek Müslüman olan benim. Şu anki eşim onların öz babaları değil. Ama çocuklarım bana ve İslâmiyete çok saygı duyuyorlar. Şu an onlar için endişe etmiyorum. Çünkü ben İslâmı seçtiğimde 38 yaşındaydım. Çocuklarımın biri 19 diğeri 24 yaşında, dolayısıyla hayatı tanıdıkça onların da İslâmı seçeceklerine inanıyorum. Sonuçta Müslüman bir evde yetişiyorlar ve İslâmî kurallara göre hayatlarını şekillendirmiş sayılırlar. Zaten çok iyi insanlar. Ben onların inşallah İslâmiyeti seçeceklerine inanıyorum.

    İslâmı yaşarken ne gibi zorluklar yaşadınız?

    İslâmı kabul etmem çok kolay oldu diyebilirim. Sonuçta bu en doğru yoldu ve benim de bir seçim yapmam gerekiyordu. Nihayetinde Müslüman olmak istediğimi aileme söylediğim ilk anda tabiî ki, tepkileri oldu. Sonra ilk Ramazan’ımı hatırlıyorum da oruç tutmakta çok zorlanmıştım. Zaten Amerika’da oruç tutmak çok zor. Çünkü çevrenizdeki hiç kimse oruçlu değil, yalnızsınız. Ailem oruç tutmama şaşırıyordu. Annem “Neden böyle zor bir dini seçtin?” diyordu. Çünkü şu zamanda Hıristiyan olmak gerçekten de çok kolay. Sonraları hepsi beni ve dinimi anlamaya başladılar, babam hariç. Yalnız babam bilmiyordu. Çok sert yapılı bir insandı ve asla çocuklarından birinin dinini değiştirmesine razı olmazdı. Bunun için annem asla dinimi değiştirdiğimi babama söylememi istemiyordu. Dinimi gizli yaşamamı istiyordu. Nitekim ben de bir süre bunu kabul ettim. Sonra zaten babam vefat etti. Müslüman olduğumu bilmeden aramızdan ayrıldı. Bunun gibi sebeplerden ötürü İslâmiyeti adım adım yaşamak zorunda kaldım. Birden hayat tarzımı değiştiremedim. Meselâ artık içki içmemeye başladım. Böyle bir sürü İslâma aykırı alışkanlıklarımı yavaş yavaş değiştirdim. Bunlar zor oldu tabiî ki. Ama Müslüman arkadaşlarımın yardımlarıyla bunu başardım. Çoğu şeyi beraberce yapıyorduk. Hıristiyan bir ülkede İslâmiyeti yaşamak, takdir edersiniz ki, çok zordur. Her şeye rağmen Amerika’da dahi olsa Müslüman olmak çok güzel.

    Başınızı örtmeniz çevrenizde sorun oldu mu?

    Başınızı örtme hususunda en büyük güçlük başkalarının ne diyeceği ile ilgili değil. Asıl sorun kendinizle ilgili. Kendinizi bu konuda ikna ettikten sonra başkalarının diyeceği çok önemli değil. Sonuçta bu dinimizin bir emri. Amerika’da başörtülü olunca ister istemez dikkatleri üzerinize çekiyorsunuz. Çünkü farklısınız, farklı görünüyorsunuz. Ama bu işime yarıyor, çünkü insanlar İslâm hakkında soru soruyorlar ve onlara dinimi anlatma fırsatı yakalıyorum. Meselâ bazen arkadaşlar arasında iken müsaade istiyorum ve “Şimdi namaz kılmam lâzım” diyorum. Bunu duyunca çok şaşırıyorlar. Dolayısıyla sorular sormaya başlıyorlar.

    Said Nursî ve Risale-i Nur’u nasıl tanıdınız ve hayatınıza ne gibi etkiler yaptı? Risale-i Nur’daki farklılık sizce nedir?

    Ben kendimi Said Nursî’yi anlamada, daha yolun başında bir öğrenci olarak görüyorum. Zaten onun eserlerini okumaya daha iki yıl önce başladım. Hartford Seminary’de master yaparken Risalelerle tanıştım. Oradaki bir Profesör, beni Risale-i Nur’la tanıştırmıştı. Kendisi derslerinde de Risale-i Nur’ları anlatıyor zaten. Bütün külliyatı okudum sayılır. Ancak bildiğiniz gibi Said Nursî’nin eserleri derin ve komplike eserler.

    Risale-i Nur ve Nur hareketi olağanüstü bir harekettir. Ben Amerika’da da Nur Talebelerini gördüm. Çok etkilendim ve şaşırdım. Nur Talebeleri çok farklı insanlar. İslâmiyeti tam ve doğru bir şekilde anlamış ve yaşıyorlar. Bunu hayatlarında görmek mümkün. Bu çok etkileyici. Risale-i Nur’ları anlamak için yalnız kitapları okumakla yetinmedim, aynı zamanda Nur Talebelerinin nasıl yaşadıklarını, nasıl davrandıklarını da inceledim. Bir Nur Talebesi çiftle onların “Dersane” dedikleri bir yere gidiyordum. “Dersane” deniyordu değil mi?

    Evet.

    Orada Risalelerden parçalar okundu ve açıklamaları yapıldı. Çok güzel diyalog ve sohbetler yaşadık. Çok iyi insanlarla tanıştım. Bilhassa Amerika’da entellektüeller hep Nur Talebeleridir. Gerçekten de çok bilgili insanlardır. Hatta şu kadarını söyleyebilirim ki, gördüğüm en iyi Müslümanlar Nur Talebeleridir. İslâmı çok doğru yaşıyorlar.

    Dünya barışı yolunda İslâmın ve Risalelerin rolü nedir?

    Dünyada huzurlu bir şekilde yaşamak için bu gerçeklere ihtiyacımız var. Bence dünya ve insanlık iyi bir geleceğe sahip olacak. Ben öyle ümit ediyorum. Amerika’da ve bütün dünyada insanlar kapitalizmin, materyalizmin, militarizmin boyunduruğu altına girmiş durumda. Hayatlarında tek bir şey var: para. “Daha çok kazan, daha çok tüket!” hayat düsturu hâline gelmiş durumda. Bu ortamda İslâmiyet ve Nur hareketi gibi hareketler insanlığı doğru yola, Allah’ın ve Kur’ân’ın yoluna çağıracak mesajlar içeriyor. Bu bana umut veriyor açıkçası. Çünkü güzel bir diyalogdan bahsediliyor. Allah’ın birliği konusuna vurgu yapılıyor. Gerçekten iyi Hıristiyanlar, ki bunlar çok iyi insanlardır aynı zamanda, Said Nursî’nin ne demek istediğini çok kolay anlıyorlar. İşte bütün bir insanlık bu mesajlar etrafında birleşebilirse insanlığın geleceği kurtulur.

    Avrupa’da kadınların durumu...?

    Bence İslâmın kadınlar için öngördüğü yaşam sistemi ve Kur’ân’ın çizdiği yol en doğrusudur. Bugün Avrupa’da kadınların özgür oldukları iddia edilse de, birçok yönden bu bir istismara sebep olmaktadır ve kadınlar aslında hayatın bu yönüyle içinde olmaktan çok da memnun değillerdir. İslâmiyette, kadınların sosyal hayatın dışında kalmaları ise bence yanlış yorumlardan kaynaklanmaktadır. Eğitimli Müslüman kadınlar doktor, öğretmen olarak çok faydalı hizmetler verebilirler. Aynı zamanda ev ve aileleriyle de ilgilenebilirler. Kadınların sosyal hayatın içinde bulunmamaları için bir sebep yoktur. Ben inanıyorum ki, Avrupalı kadınlar İslâmiyetin gerçek hayat biçimini bilseler, bunu şu anki durumlarına tercih edeceklerdir. Türkiye’de ve Pakistan’da gördüğüm bir takım güzel örnekler buna delildir. Ben de Müslüman bir kadın olduğum için oldukça mutluyum ve kendimi çok şanslı hissediyorum.

    Türkiye’nin AB üyeliği hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Açıkçası bu konu hakkında detaylı bir bilgiye sahip değilim, ama genel olarak bu üyeliğin ülkeye bir takım yararları beraberinde getireceği kesin. Meselâ ekonomik getirileri çok olacaktır. Bunun yanında bir takım özgürlüklerin de daha iyi yerleşeceği söylenebilir.

    Batılı insanlara ulaşmada ne gibi yollar izlenmeli ve bu yolda Risale-i Nurların rolü nedir?

    Bence Risale-i Nur ve Nur hareketi diyalog yoluyla Batı insanına ulaşmada çok önemli mesajlar içermektedir. Meselâ benim eğitim gördüğüm Hartford Seminary’de Hıristiyanların bol bulunduğu bir üniversite olmasına rağmen, Risale-i Nur’lar çok iyi bilinmekte ve birçok akademisyen sürekli Risaleleri okumaktadır. Bu orada çok güzel bir ortama yol açmaktadır. Bence Risale-i Nur’larla ilgili konferanslar Avrupa ve Amerika’da da düzenlenmeli ve oraya yalnızca İslâmî bilimlerde eğitim veren hocalar değil de siyasî bilimlerden, sosyal bilimlerden, psikoloji biliminden çok çeşitli akademisyenler ve öğrenciler davet edilmelidir. Bence Nur Talebelerinin ve bütün Müslümanların da dinlerini ve inançlarını açık açık yaşamaya başlamaları gerekmektedir. Bunlar Batılı insanlara karşı açık olmalıdırlar. Müslümanlar içlerine kapanmamalı, kabuklarına çekilmemelidirler. Hayatlarıyla Batılı insana örnek olmalıdırlar. Bunun için de, sosyal hayatın içinde bulunmalıdırlar. Müslümanlar ellerini kaldırmalı ve ellerindeki güzelliği herkese göstermelidirler.

    Türkiye’deki başörtüsü yasağı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Devletin yaptığı çok yanlış. Bu, insan haklarına aykırıdır. İnsanlar istediklerini giyebilirler. Kadınların dinlerini yaşamak istemeleri ve bunu kıyafetleriyle de tamamlamaları kadar güzel bir şey olabilir mi? Amerika’da bütün insanlar kendi inançlarını özgürce yaşayabilmektedirler. Herkes birbirine ve inancına saygı duyar. Asla kimse kimseden rahatsız olmaz. Dininizi yaşamak, sizin en doğal hakkınızdır. Türk devleti, bunlardan bir ders almalıdır ve bu ayıbı gidermelidir. Eğer lâik bir ülke iseniz, her insana, hangi dinden olursa olsun, eşit haklar vermelisiniz. Her vatandaşınızın eğitim fırsatlarından özgürce faydalanmasını sağlamalısınız. Benim kolejimde, bazen kız çocukları çok açık-saçık giyindiklerinde ve uyardığımızda “Bu bizim hakkımız” demektedirler. “İstediğimiz uzvumuzu açmak insanî hakkımızdır” diyorlar. Eğer baş açmak insanî bir hak ise, örtmek de pek tabiî insanî bir haktır. Dileyen açar, dileyen örter. Önemli olan herkesin dininin emirlerini rahat bir şekilde hayatına tatbik edebilmesidir. Biz Amerika’da asla birine “Üzgünüz, kıyafetiniz okula uygun değil, bu yüzden giremezsiniz” diyemeyiz. Kolejde öğrenciler, Türkiye’de uygulanan bu yasağı duydukları zaman, kelimenin tam anlamıyla “şok” oluyorlar. “Nasıl ve neden bir devlet kızların kıyafetine karışabilir?” diye şaşkınlıklarını dile getiriyorlar. Bunu çok tuhaf buluyorlar ve asla sebebini anlayamıyorlar. Eğer Türk devleti bu uygulamalarıyla vatandaşlarını İslâmdan ve inançlarından uzaklaştıracağını ve vazgeçireceğini sanıyorsa, emin olun, yanılıyor. Bence bu yasaklar insanların inançlarına daha sıkı sarılmalarını sağlayacaktır. Ve eminim Türkiye’de İslâm daha da güçlenecektir. Gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum. Bence eğitim çok önemli. Bunun için eğer yine bayanlar ülkelerinde eğitim görmeye imkân bulamazlarsa, yurt dışında şanslarını denemelerini isterim. Eğer buna imkânları yoksa, kendilerini de eğitebilirler tabiî. Türk Hükûmeti, bu sorunu âcilen çözmelidir.

  2. #2

    Üyelik tarihi
    12 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Yaş
    47
    Mesajlar
    3,709
    Tecrübe Puanı
    65

    Standart --->: İslamı Kabul Etmem Çok Kolay Oldu

    teşekkürler ,eline sağlık...

Benzer Konular

  1. Erkeğin kabul ettiremeyecekleri
    By Mustafa Uyar in forum Kadınlar Kulübü
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 26.Nisan.2013, 20:12
  2. duaların en çok kabul olduğu anlar..
    By Beyza in forum İslami Bilgiler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 06.Mart.2008, 09:07
  3. Dualar Neden Kabul Olmaz?
    By yoLcu in forum Dualar
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 01.Temmuz.2007, 01:35
  4. Dualarımız neden kabul olmuyor ?
    By yoLcu in forum Dualar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25.Ocak.2007, 16:35
  5. Duâsı Kabûl Olunmayanlar
    By baran29 in forum İman
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 15.Eylül.2006, 22:35

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.