Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


2 sonuçtan 1 ile 2 arası
  1. #1
    yoLcu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    05 Aralık 2006
    Yer
    bartın
    Yaş
    50
    Mesajlar
    1,756
    Tecrübe Puanı
    67

    Standart Islamda Evrensel Bariş

    Rahman ve Rahim Olan Allahın Adıyla”
    Hamd alemlerin Rabbı olan Allaha, Salat ve Selam onun Peygamberi Hz Muhammet
    s.a.v.’in ve Ashabının üzerine olsun.
    Allahın Selamı Rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
    Evrensel barışın İslamdaki önemi büyüktür. Gönderilen tüm Peygamberler ve Nebiler bu
    barışın gerçekleşmesi amacını gütmüşlerdir. O nedenle tüm Peygamber ve Nebilerin
    istediği bu evrensel barış kesinlikle bir şahsa veya bir kavme münhasır kılınamaz.
    İslamdaki bu evrensel barış Hz Muhammet s.a.v.’in gelmesiyle tamamlanmıştır.
    Efendimiz buyuruyor ki; “benim ve benden önceki Peygamberlerin örneği tıpkı
    bir adamın yaptığı binada bir tuğla boşluğu kadar yer bırakıp görenlerin hayran
    olduğu bu binada o boşluğa hayret eder duruma gelmeleridir. Ve ben işte o boşluğum.
    benimle o boşluk dolduruldu ve bu bina tamamlandı ve ben Peygamberlerin
    sonuncusuyum.” Peygamberlik sona ermiş İlahi program tamamlanmış beşeriyetin,
    mutluluğu, kardeşliği ve yardımlaşması adına evrensel barış süreci başlamıştır.
    Kur’anı Kerim bir kanun maddesi gibi bu sürece işaret ederek şöyle
    buyurmuştur. “Biz ancak Alemlere rahmet olarak gönderdik.” İşte bu
    Rahmet gökler ötesinden insanlığa hediye edilen bir barış sürecidir. Bu sürec
    insanlığın Allahın gönderdiklerine bağlılıkları doğrultusunda devam edecek Onları
    Allah indinde kardeş yapacak hayırda ve güzellikte yarışarak tüm insanlığın
    saadetine vesile olacaktır. Efndimiz bu konuya işaret ederek şöyle buyurmaktadır;
    “Hepiniz Alahın yakınlarısınız. Allahın en sevdikleride O’nun
    yakınlarına güzel davranandır” Ayeti Kerime de ise Yüce Allah; “Müminler
    ancak kardeştir, öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin.” Bununla birlikte
    Peygamber Efendimizin diğer din mensuplarına olan bağı işaret eden şu hadisi
    şerifinide zikretmemiz yerinde olacaktır. “Tüm Peygamberler Anneleri farklı
    olmalarına karşın kardeştirler. Ve Dinleri birdir.”
    İnsan aklı başta olmak üzere, tüm insanlık bir araya gelse İslamın Barışa verdiği
    önemi ve ona verdiği değeri veremezler. İslam Barış ifadesini o kadar çok
    yüceltmiştir ki bu kainatı yaratan Yüce Allahın doksandokuz isminden biri olmuştur.
    “O öyle Allahtır ki, kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mülkün
    sahibidir, eksiklikten münezzehtir. Selamet verendir.” Yüce Allah bu Selamet
    (barış) ismini kendisine vermiştir ki sevgilinin adı aşık olduğu yaratıcının adı
    olsun ve kulları onu öyle çağırsın. Kimki barışı ve esenliği severse Allahı sevmiş
    olur. Kim ki barışa ve esenliğe düşman olursa Allah’a düşman olmuş olur.
    Efendimiz s.a.v. bunu dahada artırmış ve şöyle demiştir; “Allahım barış ve
    esenlik sensin ve barış ve esenlik ancak senden gelir.” Kur’anı Kerim bu
    sıfatı Allahın ismi olduğunu zikretmesinden sonra onun aynı zamanda cennetin de ismi
    olduğunu zikretmiştir. “Allah kullarını esenlik yurduna çağırıyor.”
    Bununla da yetinmeyen Kur’anı Kerim Müminlere şu şekilde hitap ediyor;
    “Ey İman edenler hep birden barışa girin..”
    İslamda ki barışın önemi bu şekilde. Ancak İslam ahkamında ve kanunlarında evrensel
    barışın oluşumu nasıldır! Bunu destekleyici bir çok ayetin var olduğunu biliyoruz.
    Bu evrensel barış; hak sahibine hakkını vererek, düşmanlık yapmayarak, İnsan ile
    hayvan, fert ile toplum, beyaz ile siyah ve tüm beşeriyet arası barış ve esenliğin
    sağlanması hatta barış isteyen düşmanla barışın kabul edilmesi noktasına kadar
    varılabilir. “Ey İman edenler! Adaleti ve titizlikle ayakta tutan, kendiniz,
    ana-babanız, ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun.
    Zengin olsunlar fakir olsunlar Allah onlara daha yakındır.” Peki düşmana karşı
    adaletli olmak; “bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adil davranamaya itmesin.
    Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışandır.” Ve yine buyuruyor ki;
    “Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sende ona yanaş ve Allah’a tevekkül et,
    çünkü o işitendir, bilendir. Eğer sana hile yapmak isterlerse, şunu bil ki, Allah
    sana kafidir. O, seni yardımıyla ve müminlerle destekleyendir.”
    Kardeşlerim:
    İslam sadece savaşa karşı barış ile yetinmemiş bunun yanında insanlığın mutluluğunu
    ve saadetini engelleyecek hertürlü şeyide yasaklamıştır. Örneğin cehalete karşı
    esenlik ve selamet istemiştir. Efendimiz s.a.v buyuruyor ki; “İlim öğrenmek
    farzdır” Ve yine buyuruyor ki; “Öğrenen yada öğreten olmayan bizden
    değildir” Fakirlik ve yoksulluk karşısında selamet istemiştir. Efendimiz
    s.a.v. buyuruyor ki; “Malın zekattan başka takipçisi yoktur” Eğer
    toplumda aç insanlar varsa bu kesinlikle İslamın suçu olamaz. Bu aç olan gayri
    müslim dahi olsa. Bu nedenle İslam kendi toplumunu gıda selametinden mes’ul
    tutuyor; “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir”
    Toplum içi barışa gelince; Kuran Adalet ve ihsanı zikretmiş zulüm ve adaleti
    yasaklamıştır. “Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği ve akrabaya yardım etmeyi
    emreder, çirkin işleri fenalık ve azgınlığı da yasaklar.” Bu ifadesinden sonra
    bir başka ayette yüce Allah şöyle buyuruyor; “Allahtan korkun, aranızı
    düzeltin.”
    Yüce Allah Kur’anı Keriminde Müminlerden savaşan iki grup arasında ki barışla
    ilgili olarak şöyle buyurmaktadır. “Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle
    vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allahın buyruğuna
    dönünceya kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse aralarını adaletle düzeltin
    ve adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah adil davrananları sever. Müminler ancak
    kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin.”
    Barışın uygulama safhasına gelecek olursak Peygamberimizin ve Ashabının bunu en
    güzel şekilde uyguladıklarını görmekteyiz. Sevgi ve kardeşliğin var olduğu bir
    toplumu bir asır gibi kısa bir sürede Fransadan Çine kadar uzatabilmişler ve
    evrensel denebilecek bir barışı gerçekleştirmişlerdir. İlim, medeniyet, Kardeşlik,
    eşitlik gibi unsurları farklı millet ve toplumların bir arada yaşadıkları bir
    ortamda yaşatmışlardır. Bununla birlikte siyasi coğrafyalarını genişletmişler, ancak
    cahilin ve akılsız olanın inkar edebileceği adalet, hukuk ve insan haklarının
    uygulandığı tatbik edildiği bir yaşam varetmişlerdir. Bu nedenle İslam coğrafyası
    içerisinde, dâhi denebilecek ilim adamları yetişmiş, güvenlik açısından bir kadının
    korkmaksızın Irak çöllerinden Mekkeye gitmesi sağlanmıştır. Müslüman, kişilik olarak
    İslami kültürü almış, nefsinden önce Müslüman kardeşine yardımcı olmayı düşünen bir
    fert haline gelmiştir. İşte, O İslam devleti içerisinde Şöyle nidâlar yükselirdi:
    Yok mu fakir onu Zengin edelim, Yok mu bekar onu evlendirelim, Yok mu borcu olan
    onun borcunu ödeyelim, İçinizde kör olan varmı biz onun destekçisi olalım?…..
    Müslüman kadında İslamda hak ettiği yeri almıştır. Uzun yıllar zayıf durumda olan
    kadın, İslamla birlikte gerçek hüviyetine ve özgürlüğüne kavuşmuştur. Sahabe bir
    arada toplanmış ve başlarında Hz. Ömerinde bulunduğu bir mecliste kadının mihri ile
    ilgili mesele konuşulurken İhtiyar bir kadın meseleye itiraz etmiş ve itirazı Hz.
    Ömer tarafından kabul edilmiş ve Ömer şöyle demiştir. “Kadın doğru söyledi
    Ömer Hata etti.”
    Efendimiz s.a.v. vefatından kısa bir süre önce toplumsal barış adına minbere çıkarak
    şunları söylemiştir. “Ben yüce Allahla karşılaşmadan benim zulmettiğim birisi
    varsa benden hakkını alsın”
    Pers Komutanlarından “Hurmüzan” Hz. Ömerin yanına geldiğinde Onu Mescidi
    Nebevide uyurken bulur ve görür ki ne bir koruma nede üstünda yattığı bir yatak
    toprak üzerinde yatan ve dünyaya hükmeden bir Halife. Hz. Ömer gelenlerin ayak
    seslerinden uyanır ve Hurmüzan ona şöyle seslenir. “adil oldun, güvenilir
    oldun şimdi rahat bir şekilde uyuyorsun, sen gerçekten yüce bir Nebisin.” Hz.
    Ömer cevaben şöyle der: “Ben Peygamber değilim ancak Peygamberlerin yaptığını
    yapıyorum.”
    Amr b. As’ın oğlu Mısırda Kıptilerden birine haksız yere zulmedince O kıpti
    durumu Hz. Ömere şikayet eder. Bunun üzerine Hz. Ömer Amr b. As’ın oğlunu ve o
    kıptiyi yanına çağırtır. Ve kıptinin Mısır valisi Amr b. As’ın oğluna
    vurmasını ister. Ve daha sonra Amr b. As’a dönerek şu tarihi sözünü söyler:
    “Siz ne zamandan beri Annelerin hür olarak doğurduklarını
    köleleştiriyorsunuz.”
    Bu günkü dünyamızda nükleer silahlar hususu dikkatimizi çekmelidir. Yeryüzünü ve
    insanlığı yok edecek bu silahların yapımı için yapılan yarış niyedir. Hz İsa diyor
    ki; “ Ekmek tek başına insanı yaşatmaz.” Ve ben diyorum ki; “ilim
    tek başına insanlığı yaşatmaz.” Çünkü ilimle birlikte onu yaşatacak mükemmel
    bir ahlak sahibi de olmak gerekir. İman ve akıl ile birlikte düşünce ve fikirlerin
    ışığında İlmi barışın oluşması ve dünya kardeşliğinin gerçekleşmesi adına çalışmalar
    yapmalıyız ki Dünyamız cennet haline gelsin. Tıpkı Yüce Allahın Hz Peygamberi
    görevlendirdiği gibi; “Biz Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik”
    Şöyle bir soru sorsak; Dünyada silahlanma adına nekadar harcama yapılıyor. Cevap
    olarak milyarlarca dolar ve bununla birlikte binlerce insan bu iş için çalışıyor
    Ve yine sorsak; barış için nekadar harcama yapılıyor diye… cevap olarak bir
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/din-kulturu-ve-ahlak-bilgisi-dersi/35477-islamda-evrensel-baris.html#post75225
    ölçü dahi tutulamıyor. Bu durumda savaş için yapılan çalışmalar ile barış için
    yapılan çalışmalar arasında dünyalar kadar fark olduğu bu şekilde anlaşılmış olu

  2. #2
    yoLcu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    05 Aralık 2006
    Yer
    bartın
    Yaş
    50
    Mesajlar
    1,756
    Tecrübe Puanı
    67

    Standart --->: Islamda Evrensel Bariş

    Bu yirminci yüzyılda başta Birleşmiş Milletler olmak üzere dünya teşkilatları
    bırakın nükleer hızlanmayı durdurmayı en basit bir savaşı dahi durdurmaktan aciz
    kalmaktadırlar.
    Bugün Dünya teşkilatları en basit bir barışı dahi gerçekleştiremezken nasıl evrensel
    barıştan bahsedebilecekler. Aslında İslamın evrensel barış adına koyduğu kurallar ve
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/din-kulturu-ve-ahlak-bilgisi-dersi/35477-islamda-evrensel-baris.html#post75226
    kaideleri incelense dünya kardeşliği için önemli bir adım olacaktır.
    Sizlere bu barışla ilgili olarak bir örnek vermek istiyorum. Öyleki tüm barış
    örgütlerinin gözü önünde yıllardır devam eden bir mesele. Filistin meselesi ve
    benzerleri…. Başta Amerika ve İngiltere olmak üzere yaptıkları plan sonucu
    orada kiinsanları yurtlarından etmediler mi? Dünya siyonizmi adına çalışan Nato bu
    işin içinde olmadı mı? Ancak tüm bu olaylar ve devam eden düşmanlıklar dünyada barış
    adına kurulmuş teşkilatların gözü önünde cereyan etmekte ve hiç bir şekilde tavır
    alınmamaktadır. Bir israil askerinin ölmesi ile Amerika dünyayı ayağa kaldırıyor
    fakat onca zulüm gören Filistin halkı için hiç birşey yapılmıyor. Aradan Kırk yıl
    geçti ve hiç bir barış örgütü bir adım dahi atamadı.
    Kısaca diyorum ki: Barış; İlim, Akıllı iman ve İmanlı akılla birlikte güzel bir
    ahlak ve terbiye ile gerçekleşir. Bunun yanında Şu üçlü kurulun kurulması elzemdir.
    1- İnsanlık ve barış için çalışan Üniversite hocaları
    2- Aydın, ilerici ve yenilikçi Din adamları
    3- Gerçek siyaset adamları
    Bu Kurul barış adına çalışır ve gerekli olan plan ve projeleri hazırlarsa ancak o
    zaman evrensel barışa ulaşılabilir. Unutulmamalıdır ki çalışmanın ilk adımı
    düşünmekten geçer.
    Şair Ne güzel söylemiş:
    Düşünmeyen insan daima etsiz kemiksiz bir deridir.
    Gülü düşünürsen cennettir, Kipriti düşünürsen yangındır.
    Bunun yanında barışın gerçekleşmesi için tüm yayın organlarının harekete geçmesi
    gerekir ki düşünme safhasından hareket safhasına geçilsin.
    Hamd Alemlerin Rabbı olan Allah’a

Benzer Konular

  1. Bariş pirhasan
    By Mustafa Uyar in forum Yazarlar ve Şairler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 29.Ocak.2015, 11:51
  2. Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 30.Ocak.2008, 18:18
  3. Parİs BariŞ Konferansi Ve Manda Rejİmlerİ
    By Mustafa Uyar in forum Lise Tarih Dersi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.Mayıs.2007, 11:26
  4. İnsan Hakları Evrensel Bildirisi(sunum)
    By Mustafa Uyar in forum Sosyal Bilgiler Dersi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 04.Mayıs.2007, 16:39
  5. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.Kasım.2006, 21:12

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.