Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


Sayfa 3/3 İlkİlk 123
26 sonuçtan 21 ile 26 arası
  1. #21
    soleil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Mesajlar
    4,856
    Tecrübe Puanı
    110

    Icon4 Yanıt: Atasözleri ve Deyimlerin Hikayeleri

    Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak
    Dimyat Mısır'da, Süveyş Kanalı ağzında ve Portsait yakınlarında bir iskeledir. Eskiden Mısır'ın meşhur pirinçleri, ince hasırdan örülmüş torbalar içinde buradan Türkiye gelirdi.

    Dimyat'a pirinç almak için giden bir Türk tüccarının bindiği gemi Akdenizde Arap Korsanları tarafından soyulmuş ve adamcağızın kemerindeki bütün altınlarını almışlar.

    Binbir müşkilat içinde Türkiye'ye dönen pirinç tüccarı o yıl iflas etmek durumuna düşmüş. İstanbul'dan kalkmış, memleketi olan Karaman'a gitmiş. O sene tarlasından kalkan buğdayları da bulgur tüccarlarına sattığından, kendi ev halkı kışın bulgursuz kalmışlar. "Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" sözünün aslı buradan kalmıştır


    Atı alan üsküdarı geçti.

    zamanında Bolu beyine baş kaldıran köroğlunun dillerde yağızmı yağız atı çalınır.bütün civarı arar tarar yok.bir kimse birde istanbuldaki pazarları dolaş der.istanbulda pazarları dolaşırken atına rastlar.
    pazar sahibine şu ata bir bineyim hele der.pazarcıda buyur der .
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/atasozleri-ve-anlamlari/58603-atasozleri-ve-deyimlerin-hikayeleri-3.html#post119701
    eski sahibinin kokusunu alan at şahlanıp,dört nala ordan uzaklaşır.
    dövünen pazarcıya ihtiyarın biri gelip ,
    ah evlat! atı alan üsküdarı geçti.o köroğluydu ,atın gerçek sahibi...

    Güme gitti.!

    yeniçeri ler günümüz polisliğini yaptığı dönemlerde
    olaylara müdahele edip,göz altına alacakları adamları kodeslere götürür.
    içeri atarkende hooop...güümm derlermiş.
    ahalide bir olay sırasında suçsuz yere içeri alınan insanlara.
    vay be! adam bağıra çağıra güme gitti!derlermiş.

  2. #22
    soleil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Mesajlar
    4,856
    Tecrübe Puanı
    110

    Icon4 Yanıt: Atasözleri ve Deyimlerin Hikayeleri

    iş inada bindi
    adamın biri hayatında hiç namaz kılmamış .
    bunu bilen bir arkadaşıda yahu şu mübarek ramazan bari bir-iki rekat namaz kıl demiş.
    o da tamam tamam kılarız.iki rekat deyip .akşam teravih namazına gitmiş.
    teravih başlamış .bir-iki-dört derken namaz devam ediyor.
    bir camdan kafasını uzatıp cami önünde bekleyen oğluna ,
    evlat sen eve git bu iş inada bindi.demiş.


    Bu boru değil?

    Eskiden askeri okullarda nerdeyse bütün işler borunun verdiği sese göre yapılır.Öğrenciler bu boru sesine göre hareket ederlermiş.
    Kalk borusu,yat borusu ,karavana,paydos,derse gir,dersten çık ,istirahat v.s, bir çok boru sesi.

    Hikayenin geçtiği askeri lisede o gün ,sınıf kıdemlisi öğrenci, sınıfa dalar.
    -Çocuklar size havadisim var! Duydunuzmu? diyerek bağırır.
    Diğer öğrenciler de –Duymadık !.Ne ise borusu çalar biz de duyarız .demişler.

    Kıdemli öğerenci de
    -Çocuklar! bu boru değil .Yarın yeni padişah tahta çıkıyor.Şenlikler var. Sınıf komutanın özel emri var. Bütün dersler paydos demiş.

    Diğer öğrencilerde çok sevinirler bu işe.

    O günden sonra o okul ve diğer okullarda öğrenciler aralarında konuşmaya başlamadan önce,
    -Dinle ! Bu boru değil .Anlatacaklarım çok önemli ... diyerek lafa başlarlarmış

  3. #23
    soleil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Mesajlar
    4,856
    Tecrübe Puanı
    110

    Icon4 Yanıt: Atasözleri ve Deyimlerin Hikayeleri

    Yanlış hesap, Bağdattan döner.

    İstanbul kapalı çarşıya kervanlar gelir.Tüccarların siparişleri kumaş,kürk,baharat neyse dağıtılır.Daha sonra tüccarlardan paraları tahsil edilirmiş.
    Yine bir alış veriş sonrasında, tüccarın biri hesap yaparken dört işlem hilleri ile kervancıyı 400-500 altın içerde bırakır.
    Hesaptaki yanlışlığı anlayamayan kervancı Bağdat –Hicaz ve Mısıra seferine çıkar.

    Tüccarda, şimdi bu Mısırdan altı-yedi ayda zor döner.bende bu parayı işletirim. diye düşünür.

    Kervancı yol uzun ,zaman bol bütün hesapları tekrar tekrar inceler.
    Tüccarın yaptığı hileyi anlar.Kervan Bağdat’a girmek üzereyken,kervanı oğlu vv güvendiği bir kişiye emnet eder,
    -Siz beni Bağdatta bekleyin. der.
    İyi bir Arap atı alıp dört nala İstanbula dönmeye başlar.

    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/atasozleri-ve-anlamlari/58603-atasozleri-ve-deyimlerin-hikayeleri-3.html#post119703
    Yolda, bu adam bu parayı hemen öyle vermez diye düşünüp bir plan kurar.İstanbuldaki dostlarında plan için yardım ister.

    Ertesi gün tüccarın dükkanına iki kadın gelir.
    Tüccara ,
    -Sorup soruşturduk bu civarda en dürüst ,en güvenilir kişi sizmişsiniz.Biz Hicaza gideceğiz.Size bu iki çantayı emanet etmek istiyoruz.derler.

    Çantaları açıp tüccara gösterirler.Çantaların için inci.altın,pırlanta envayi çeşit müccevher.

    -Olurda gelemezsek bunlar size helali hoş olsun.bize bir dua okutur,belki bir hayrat yaptırırsın.derler.

    Bunları duyan tüccar sevinçten uçar.Kadınları hürmet ,ziyafet.
    Bu sırada kervancı içeri girer,
    Bunu gören tüccar ,daha kervancı lafa başlamadan ,
    -Yahu hoşgeldin.bizim hesapta bir yanlışlık olmuş .paralarını ayırdım.Çocuklarada tenbihledim,eğer ölürsem kervancının parasının mutlaka verin.Ben kul hakkı yemem kardeşim. der.

    Parayı hemen verir.
    Bu sırada kadınlar, –Biz bu sene gitmekten vazgeçtik .Kısmetse seneye !.deyip dükkan
    çıkarlar.

    Oyuna geldiğini anlayan tüccar ,kervancıının peşinden koşup ,
    -hani sen Mısır'a gidecektin .yaktın beni! diye bağırır.
    Atına binen kervancı,
    -yanlış hesap adamı Bağdattan döndürür der ve yoluna gider.

  4. #24
    soleil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Mesajlar
    4,856
    Tecrübe Puanı
    110

    Icon4 Yanıt: Atasözleri ve Deyimlerin Hikayeleri

    Çıkar ağzındaki baklayı

    “Zamanında çok küfürbaz bir adam yaşarmış. Sonunda kendine yakıştırılan küfürbazlık ününe dayanamaz duruma gelmiş. Soluğu bir bilgenin yanında almış, ondan akıl danışmış.

    ‘Her kızdığım konu karşısında küfretmek huyumdan kurtulmak istiyorum’ demiş. Adamın içtenliğini görünce bilge ona yardımcı olmaya karar vermiş. Bakkaldan bir avuç bakla tanesi getirtmiş ve bunları ‘küfürbazlık’tan kurtulmak isteyen adamın avucunun içine koydu.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/atasozleri-ve-anlamlari/58603-atasozleri-ve-deyimlerin-hikayeleri-3.html#post119704

    ‘Şimdi bu bakla tanelerini al, birini dilinin altına, ötekilerini cebine koy’ demiş. ‘Konuşmak istediğin zaman bakla diline takılacak, sen de küfürden kurtulma isteğini anımsayıp o anda söyleyeceğin küfürden vazgeçeceksin. Bakla ağzında ıslanıp da erimeye başlayacak olursa cebinden yeni bir bakla çıkakrırsın, dilinin altına onu yerleştirirsin.’

    “Adamcağız bilgenin dediğini yapmış. Bu ara da bilgenin yanından da ayrılmamaya çalışıyormuş. Yağmurlu bir günde birlikte bir sokaktan geçerlerken bir evin penceresi hızla açılmış ve genç bir kız başını uzatmış, seslenmiş:

    ‘Bilge efendi, biraz durur musun?’ demiş ve pencereyi kapatmış. Bilge söyleneni yapmış ama sicim gibi yağan yağmur altında iliklerine değin ıslanmış. Sığınacak bir saçak altı da yoktur. Üstelik niçin durdurulduğunu henüz bilmemektedir ve kız da pencereden kaybolmuştur. Bir ara evin kapısına varıp kızın ne istediğini sormak geçmiş içinden fakat tam kapıya yöneleceği sırada kız tekrar pencerede görünmüş ve aynı isteğini yinelemiş:

    ‘Bilge efendi, lütfen birkaç dakika daha bekler misiniz...’

    “Bilge içinden öfkelenmiş ama kızın isteğini de yerine getirmiş. Fakat yanındaki ‘eski’ küfürbaz adam, kendini zor tutuyormuş. Bu arada yağmurun şiddeti gittikçe artıyor, bilge de, adam da, vıcık vıcık ıslanıyorlarmış.

    Bir süre sonra pencere açılmış ve kız yine seslenmiş

    ‘Gidebilirsiniz artık!..’ demiş.

    Bilge bu durumu çok merak etmiş ve sormuş:

    ‘İyi de evladım bir şey yoksa bu yağmurun altında bizi niçin beklettin?’

    “Penceredeki kız, bu soruyu pek umursamamış:

    ‘Efendim, sizi elbette bir nedeni olmadan bekletmiş değilim’ demiş ve bekletme nedenini şöyle açıklamış:

    ‘Tavuklarımızı kuluçkaya yatırıyorduk. Yumurtaları tavuğun altına koyarken bir kavuklunun tepesine bakılırsa piliçler de tepeli olur, horoz çıkarmış. Annem sizi sokaktan geçerken görünce hemen yumurtaları kuluçkaya koydu ve yumurtaları tavuğun altına yerleştirene değin sizin pencerenin önünden ayrılmamanızı istedi.’

    “Saygısızlığın böylesi karşısında bilgenin de tepesinin tası atmış. Yanındaki ‘eski’ küfürbaza dönmüş ve şöyle demiş:

    ‘Hak ettiler bu ana kız’ demiş. ‘Çıkar ağzından baklayı!..’"

  5. #25
    Kayıtsız
    Misafir

    Standart

    çok güzel teşekkür ederim sağolll

  6. #26
    Kayıtsız
    Misafir

    Icon14

    teşşekkür ederim sağoll

Sayfa 3/3 İlkİlk 123

Benzer Konular

  1. Deyimlerin Öyküleri
    By Mustafa Uyar in forum Deyimlerimiz ve Anlamları
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 26.Nisan.2015, 23:09
  2. Atasözleri ve Deyimlerin Ortaya Çıkış Hikayeleri
    By soleil in forum Atasözleri ve Anlamları
    Cevaplar: 23
    Son Mesaj: 29.Aralık.2014, 19:45
  3. atasözleri ve deyimlerin çıkış kaynakları
    By mediha in forum Atasözleri ve Anlamları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 19.Nisan.2011, 22:57
  4. ata sözleri ve deyimlerin resimli hali
    By soleil in forum Türkçe Dersi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01.Nisan.2008, 23:07
  5. Deyimlerin öyküsü
    By soleil in forum Lise Edebiyat Dersi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 14.Nisan.2007, 21:34

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.